Yeşilada BETONada oluyor
Abone olYeşil Ada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, betona teslim olmak üzere.
Yeşil Ada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), betona teslim
olmak üzere. Annan Planı'nın, sorunlu alanlarda üzerine inşa edilen
yapıların değerinin, arsa değerini aşması halinde mülkiyet hakkında
imar sahibine öncelik tanıması ve KKTC'nin cazibe merkezi haline
gelmesi, inşaat patlamasına yol açtı.
Özellikle adanın turizm merkezi olan Girne sahillerinde zeytin
ağaçları sökülüp dağlar tepeler tıraşlanıp hızla ve plansız şekilde
yapılaşmaya yer açılıyor, inşaatlara malzeme sağlamak için adanın
simgesi Beşparmak Dağları oyula oyula bitiriliyor. Tüm yollar
inşaat malzemeleri taşıyan kamyonlarla dolarken, adanın Girne
kıyıları tam bir şantiye görüntüsünde. KKTC'li yetkililer, bu hızlı
betonlaşmayı önleyecek güçlerinin olmadığını itiraf ederken, çevre
örgütleri ve meslek odalarına göre, KKTC intihar ediyor.
Olan bakir kıyılara oldu
Annan Planı kabul edilmese de, KKTC'de hayatı derinden etkiledi.
Planın en büyük zararı ise, her yıl binlerce turisti çeken adanın
doğal güzelliği ve bakir kıyılarına oldu. Adanın kilometrelerce
uzunluğundaki sahillerinde binlerce inşaat sürüyor. Yolu,
elektriği, suyu olmayan bölgelerde lüks villalar birbiri ardına
yükseliyor.
Özellikle İngiliz ve İsrailli şirketler inşaatları yaparken, evleri
satın alanların önemli bölümünü İngilizler oluşturuyor.
Kıbrıslılar, 1974 sonrasında Türkiye'den gelerek yerleşenlerin
kendilerine verilen arsaları, şirketlere sattıklarını
belirtiyorlar.
İnşaat lobisi hükümeti etkiliyor
KKTC'de geçen ay düşen hükümetin Ekonomi ve Turizm Bakanı Derviş
Deniz, adanın Annan Planı için yapılan referandum sonrası
birdenbire ilgi odağı haline geldiğini, doğal güzelliği ve düşük
fiyatlar nedeniyle başlayan yabancı akınının arsa spekülasyonuna
yol açtığını söyledi.
Girne sahillerinde dağların üzerine kadar yayılan çok çirkin bir
yapılaşmanın ortaya çıktığını, bunun hem çevreye hem turizme zarar
verdiğini vurgulayan Deniz şöyle konuştu:
"Girne'yi kaybetmiş gibiyiz. Geçen yıla göre otellere gelen turist
sayısı yüzde 20 azaldı. Yapılan villalarda da insanlar var ama
villada kalan 3-4 kişi, ancak 1 turist kadar harcama yapıyor. Bu
yapılaşmadan KKTC bir şey kazanmıyor. İşçi, inşaat malzemesi
dışarıdan geliyor, para yurtdışına çıkıyor."
'Elektrik harcaması arttı'
Rant ekonomisinden geçinen inşaat şirketlerinin çok etkili hale
geldiğini kaydeden Deniz, şöyle devam ediyor:
"Hükümet üzerinde de etkili oldular. Birçok inşaat altyapı olmayan
yerlere yapılıyor. Elektrik harcamasında 2015'te öngörülen seviyeye
2007'de ulaşıldı. Emlak fiyatları iki kat arttı. Çevre zarar
görüyor. En güzel zeytinlikler yok oldu. Yer altı kaynakları
kirleniyor. Hiç inşaat yapılmasın demiyorum ama her şey planlı
yapılmalı. Binlerce villa ve hepsinin önünde birer havuz var.
Kıbrıs su sıkıntısı çekerken o havuzlar nasıl dolacak?"
Altyapı yükünü halk ödeyecek!
Şehir Plancıları Odası Başkanı Ertan Öztek, "Kıbrıs hem doğasını
hem piyasasını kaybediyor" diyor. Öztek şöyle devam ediyor:
"Altyapı açısından büyük yükler geliyor ve bunları Kıbrıs halkı
ödeyecek. Su sorun olmaya başladı, elektrik yetmeyecek. Ülkenin
gelişimi, yatırımcıların, müteahhitlerin eline bırakılmış.
Kıbrıs'ta daha önce örneği görülmeyen şeyler oluyor, kaçak kat,
kaçak yapılar var artık. Annan Planı'nın getireceği avantajdan
yararlanmak için daha fazla kat çıkıyorlar. Amaçları, yapının
değerinin, arsanın değerini geçmesi."
Tablo rezalet
Mimarlar Odası Başkanı Ekrem Bodamyalızade ise, sadece 1500 dosyayı
ele alan odanın artık 10 bin dosyaya baktığını, kaçak yapıların
bunun dışında olduğunu belirtiyor. Bodamyalızade, "İnşata kaçak
başlanıyor, başvuru arkadan geliyor, ya da hiç başvurmuyorlar.
Ortaya çıkan tablo rezalet. Umutsuzum çünkü ülkenin genel bir planı
yok" diyor.
Yeraltı suyunun yatağı değişti
Çevre Koruma Vakfı Başkanı Oral Andız, inşaat malzemesi için
Beşparmak Dağları'nın oyularak mahvedildiğini belirterek, "Yakında
parmak sayısı beş olmayacak. 19 resmi taş ocağı var, dinamitlerle
yeraltı suyunun yatağını değiştirdiler. Eskiden ağaçlardan
görünmeyen köyler, şimdi inşaattan görünmüyor" diye konuşuyor.
Kum zambağı yok ediliyor
20 yıl önce adaya yerleşen İngiliz çevre gönüllüsü Christina
Hessenberg, inşaatların ve çimento depolarının bölgedeki endemik
bitkileri tehdit ettiğini söylüyor. Hessenberg, "İnşaatlara yer
açmak için binlerce zeytin ve keçiboynuzu ağacı kesildi. Çimento
depoları, sadece burada yetişen Kıbrıs lalesi ve kum zambağını yok
ediyor" diyor.
Kaynak: