Yeşil kartlıya iş müjdesi!
Abone olTürkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürü Mustafa Kemal Biçerli, İŞKUR'un yeni yılda yeşil kart sahiplerinin işe yerleştirilmesine öncelik vereceğini belirtti
Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürü Mustafa Kemal
Biçerli, İŞKUR'un yeni yılda yeşil kart sahiplerinin işe
yerleştirilmesine öncelik vereceğini belirterek, bilgi işlem
altyapısında yoksulluk yardımı alanları öncelikli sıraya alacak
düzenlemeler yaptıklarını bildirdi.
Biçerli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TBMM'de görüşülen yasa
tasarısı içinde, yeşil kartlıların çalışmaları halinde
''kartlarının askıya alınmasını sağlayacak'' düzenlemenin
bulunduğunu hatırlattı.
Yeşil kart sahiplerine İŞKUR aracılığı ile üç kez iş teklifi
yapılmasını ve bu işleri kabul etmeyenlerin kartlarının iptal
edilmesini içeren çalışma içinde olduklarını belirten Biçerli, bu
konuda teknik alt yapıdaki eksikliklerin giderilmesi için hızla
çalıştıklarını söyledi.
Nisan ayında imzalanan ''Yoksulluk İstihdam İlişkisinin
Güçlendirilmesi'' protokolü kapsamında, çalışabilir durumdaki
yoksulluk yardımı almak isteyen kişilerin veya ailesindeki
bireylerin otomatik olarak İŞKUR'a kayıtlarının yapıldığını ifade
eden Biçerli, bu kişilerin, iş danışmaları aracılığıyla yakın
zamanda işe yönlendirileceğini bildirdi.
Nisan ayıdan itibaren 6 bin yeşil kartlının kaydının sisteme
aktarıldığını belirten Biçerli, ''Sistemde bir takım teknik
sıkıntılarımız oluştu. Arkadaşlarımız bunu hazırlamaya
çalışıyorlar. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde kime kaç defa iş
teklif edildi, hangi gerekçeyle bu iş teklifi reddedildi gibi
verileri net bir şekilde bilgisayar ortamında görüyor olacağız''
dedi.
İŞKUR'un yeşil kart sahiplerinin işe yerleştirilmesine öncelik
vereceğini bildiren Biçerli, ''Bilgi işlem altyapısında yoksulluk
yardımı alanları öncelikli sıraya alacak düzenlemeler yapıyoruz.
Burada hükümetin istediği şey; çalışabilir kişilerin mümkün
mertebe, süratle iş piyasasına entegre edebilmek. Ve bunları
yardıma bağımlı olmaktan çıkarabilmek, bence çok doğru ve
mantıklı'' diye konuştu.
İhtiyacı olan yeşil kart sahiplerinin mesleki eğitim kurslarına
yönlendirilmesine de öncelik tanıyacaklarını belirten
Biçerli, İşsizlik ödeneği alan kişilerin biran önce
işe kavuşmalarının da yeni yılda hedefleri olacağını
vurguladı.
''İŞ ARAYANA EN KISA ZAMANDA DÖNÜYORUZ''
Türkiye'de Kasım ayı sonu itibariyle İŞKUR'a kayıtlı işgücü
sayısının 1 milyon 651 bin 600 kişi olduğunu bildiren Biçerli,
bunun 1 milyon 182 bin 586'sının erkek, 469 bin 14'ünün ise kadın
olduğunu söyledi.
Kurum bünyesinde 300 iş danışmanının ve 3 bin personelin
bulunduğunu ifade eden Biçerli, ''İşsiz vatandaşlara olabildiğince
çabuk dönmeye çalışıyoruz. İşsizlik sigortası için aynı ay içinde
bu para bağlanıyor diyebiliriz ama iş için başvurularda böyle bir
zaman veremiyorum. En kısa zamanda iş başvuru yapana dönmeye
çalışıyoruz'' dedi.
Bu yıl İŞKUR'a ayrılan bütçenin 509 milyon TL olduğunu belirten
Biçerli, Kasım ayına kadar yaklaşık 142 bin 830 kişiye kurs, 49 bin
667 kişiye Toplum Yararına Çalışma Programları (TYÇP) ve 3 bin 835
kişiye ise staj programı uyguladıklarını kaydetti.
Toplamda bu yıl 208 bin 390 kişinin İŞKUR'un programlarına
katıldığını belirten Biçerli, kurslara katılan 35 bin 834 kişiyi iş
sahibi yaptıklarını bildirdi.
2009 yılında 118 bin 278 kişiye iş bulduklarını dile getiren
Biçerli, 2010 yılın Kasım ayı sonuna kadar ise yaklaşık 193 bin
kişiyi özel şirketlerde ya da kamuda işe yerleştirdiklerini
söyledi.
''BÜTÇE, KURUŞU KURUŞUNA İŞSİZLİKLE
MÜCADELEYE''
İŞKUR bütçesinin başka alanlarda kullandığı iddialarının gerçeği
yansıtmadığını vurgulayan Biçerli, işsizliğin sadece nakdi
yardımlar veya eğitim ile çözülemeyeceğini söyledi.
İşsizliği çözmek için yeri geldiğinde bölgesel kalkınmanın
da desteklenmesi gerektiğine işaret eden Biçerli, şöyle devam
etti:
''Bu iddiaları seslendirenler, çoğunlukla Güneydoğu Anadolu Projesi
için işsizlik sigortasından ayrılan fonları baz alarak söylüyorlar.
Ben bunun hayırlı bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Çünkü o bölgede
yapılacak yatırımlar, sonuçta hem altyapı hem de üstyapı alanında
yıllar itibariyle katlanarak artan sayıda kişiye iş imkanı
sağlayacak. Dolayısıyla fonun bu maksatlı kullanılan kısmı katiyen
iş gücü piyasası dışında bir hedefe yönelmemiş ve işsizleri
hedeflemeyen bir şey değildir, istihdamın artması gibi olumlu yönü
olduğu çok açıktır.
İŞKUR'a ayrılan bütçe ve işsizlik sigortası fonu
doğrudan ve dolaylı olarak kuruşu kuruşuna işsizlikle mücadele için
kullanılıyor. Düzenlediğimiz kursların işsizlikle mücadele
konusunda etkisiz olduğunu kim söyleyebilir? Türkiye'de acilen iş
gücümüzü vasıflandırmamız, eğitmemiz gerekmektedir. İŞKUR olarak
biz bunu yapıyoruz, önümüzdeki yıllarda da kalitesini ve düzeyini
artırarak kurslara devam edeceğiz.''
''VASIF DÜZEYİNİ YÜKSELTMEYE ÇALIŞIYORUZ''
İŞKUR'un açtığı kursların Milli Eğitim Bakanlığı'nın modülleri
çerçevesinde, uzman hocalar tarafından gerçekleştirildiğini
belirten Biçerli, ''Yani çıksanız üç özel sektör patronuna Endüstri
Meslek Lisesinden mezun olanları yeterli buluyor musunuz? deseniz,
onlarda 'hayır yetersiz buluyoruz' deseler buradan Milli Eğitim
Bakanlığına mı dönmemiz lazım? Bu okullardan mezun olan binlerce
kişi istihdam imkanı bulduğuna göre buradan sistemin tamamını
reddedecek bir sonuca ulaşmak yanlış olur'' dedi.
Biçerli, kurslarda belli bir sayı ve oranda istihdam garantisi
olduğunu, gelecek yıllarda Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri
(UMEM) Projesi çerçevesinde, bizzat işverenlerin, kursiyer seçimi,
modül oluşturma ve gerekli alanlarda kurs açılması gibi işlere
dahil edileceğini söyledi.
''Ben işverenlerin kursları yetersiz bulduğunu
düşünmüyorum'' diyen Biçerli, şöyle devam etti:
''Bir kısmında böyle bir düşünce olabilir ama bazı işverenler genel
eğitim okullarından mezun olanlarımızı da yetersiz buluyorlar. Ne
yapacağız bu konuda, okulları mı kapatalım? Bizim zaten temel
gayemiz vasıf düzeyini yükseltmek için çaba göstermek, yeterlilik
seviyesini artırmak. Ben bunun Türkiye'nin uluslararası alanda
rekabet edebilirliğine son derece fayda sağlayacağını düşünüyorum.
Kaldı ki zaten İŞKUR bu alanda her zaman çıtayı yükseltmeyi
hedefleyen bir kuruluştur.
Ancak İŞKUR kurslarını eleştirenler şunu unutmamalıdırlar; Bu
kurslar yoğun bir şekilde ilk defa 'dünyada ve ülkemizde ekonomik
krizin yaşandığı' 2009 yılında verildi. Ekonomik kriz demek işgücü
piyasasında yeterince açık iş olmaması demektir. Dünya literatürü,
böyle durumlarda aktif istihdam tedbirlerinin fazla etkili
olmadığını gösteriyor.''
''İŞSİZLİK SİHİRLİ DEĞNEKLE AZALTILAMAZ''
Geçen yıl 167 bin kişiye, bu yıl ise Aralık ayı itibariyle 142 bin
kişiye kurs verdiklerini belirten Biçerli, gelecek yıl 200 bin
UMEM, 200 bin de UMEM dışı olmak üzere 400 bin kişiye kurs vermeyi
hedeflediklerini söyledi.
Kurslardaki kaliteyi artırmak istediklerini ve bu yönde
çalışmaların devam ettiğini belirten Biçerli, ''Biz kaliteyi de
yükseltecek, kalite bazlı hizmet satın alma sistemine geçiyoruz.
Önümüzdeki yıldan itibaren artık her isteyen veya en düşük fiyatı
veren İŞKUR'dan kurs alamayacak. Teknik yeterlilikleri ön plana
alacağız'' dedi.
Gelecek yıldan itibaren Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun (MYK) meslek
standardını oluşturduğu alanlarda MYK belgesi de vereceklerini
kaydeden Biçerli, şunları ifade etti:
''Zaten MEB'in onaylı belgesini veriyoruz, 'kursiyerimize yetersiz'
deniyorsa bu aynı zamanda MEB'e de eleştiri yöneltmek anlamına
gelmez mi? Bence bu eleştirileri yaparken cümleleri doğru seçmek
zorundayız. Kursiyer bazında belgesi olduğu halde belki yetersiz
olanlar olabilir. Nasıl ki üniversiteyi bitiren herkes çok ehil,
becerikli, verimli değilse, kursiyerler arasında da bu durumda
olanlar olabilir. Ama sistemin genelini sorgulayacak düzeyde bir
kalite düşüklüğü asla yoktur.
Ayrıca şu hususun tekrar altını çizmek gerekir; Kurslardan
istihdama geçişte 2009 yılına bakılması bize yanlış fotoğraf
verecektir. Eğitimin hiçbir şekilde boşa gitmeyeceğini ve er veya
geç istihdama geçişte etkili olacağını düşünüyorum. Aktif istidam
programlarının kimi durumda ve bazı demografik gruplar üzerinde
etkili olduğu, ancak işsizliği azaltmada sihirli değnek olmadığı
bilinmelidir. İşsizlikle mücadele, ekonomik büyüme ile birlikte
aktif ve pasif istihdam tedbirleri uygulanırsa ve işgücü piyasaları
esnek hale getirilirse başarılabilecek bir şeydir.''