Yeniçağ'dan Bahçeli'ye salvo
Abone olMHP Lideri Devlet Bahçeli'nin 'milliyetçilik' tanımı ülkücü camiada tartışmalara yolaçtı. Yeniçağ Gazetesi'nin köşe yazarları Devlet Bahçeli'yi eleştiri yağmuruna tuttu.
Yeniçağ'ın MHP ve Bahçeli'ye karşı ''muhalefet''i bu hafta
başından itibaren ''topyekûn mücadele'' biçimini almış görünüyor.
Buna yol açan gelişme de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 4
Mayıs'ta yaptığı ''milliyetçilik'' değerlendirmesi oldu.
Yeniçağ, ''Türkiye, farklı renklerden, farklı ton ve farklı
kokulardan oluşan büyük bir çiçek bahçesidir'' diyen Bahçeli'ye
ateş püskürüyor.
Bazen ''büyük basın''ın işlerine fazlaca dalıyor, öbür gazeteleri
ihmal ediyoruz... Mesela ne zamandır size ''milliyetçi'' Yeniçağ
gazetesinde MHP'ye karşı yürütülen muhalefetin boyutlarından söz
etmek istiyor, bir türlü beceremiyorduk... Fakat iş, ''büyük
basın'' gazetelerinin olan biteni haber olarak işlemesi noktasına
gelmiş durumda ve biz artık bu işi daha fazla erteleyemeyiz...
Bugünkünü ''uvertür'' niyetine sayın, önümüzdeki günlerde devam
edeceğiz...
Yeniçağ'ın ''muhalefet''ini bu hafta başından itibaren ''topyekûn
mücadele''ye döndüren gelişme, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin
4 Mayıs'ta yaptığı ''milliyetçilik'' değerlendirmesi oldu.
Yeniçağ'da konuyu ilk değerlendiren yazar olan Ferruh Sezgin'e göre
(9 Mayıs) Bahçeli'nin, ''Türk milli kimliğinin oluşmasında kanbağı
ve soybirliği değil, vatandaşlık bağı esastır'' sözleri ''Türk
milliyetçiliğinin tam ortasına bir bomba gibi düşmüş''tü...
Sezgin, ''Bütün ikinci cumhuriyetçiler, federasyoncular, bölücüler,
yabancı muhipleri, kısacası Türk soyundan olmayan ve Türklüğe
düşman herkesin mal bulmuş mağribî gibi sarıldığı'' bu
milliyetçilik tanımının sahibinin ''Türk milliyetçiliğini temsil
etme iddiasındaki bir siyasi partinin lideri olamayacağını herhalde
herkesin anlamış olması gerektiği'' kanısındaydı...
Sezgin, ''Kan bağı ve soy birliğini reddeden bir MHP Genel Başkanı
olur mu?'' başlıklı yazısında, basın toplantısındaki, kendi
deyişiyle ''talihsiz'' sözlerin bir dökümünü de yapıyordu...
Bunlardan birkaçını aktaralım: ''(Türk kimliğinin oluşmasında) kan
bağı ve soy birliği değil, vatandaşlık bağı esastır. Türk
vatandaşlarını Türk milletine bağlayan bağ, sadece ve sadece hukuki
bir bağ olan vatandaşlık bağıdır.''
''Türk vatandaşlığı ve Türk kimliği, Türk milletini ortaklaşa
oluşturan Türk vatandaşlarının etnik kökenlerini, din ve dillerini
inkâr anlamına gelmez… Aynı şekilde, Atatürk'ün 'Ne mutlu Türk'üm
diyene' vecizesi de bu anlayışın bir ifadesidir. Burada, Türklük,
ırka dayalı bir anlam taşımamaktadır.''
''Kan bağına ve soya dayalı milliyetçilik anlayışının her şekli,
Türk milliyetçiliğine yabancıdır ve aykırıdır. Türk milliyetçiliği
din, dil, ırk, mezhep temelinde ayrılıkçılığa kapalıdır. Türk
milliyetçiliği, Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan
herkesi Türk sayan, her türlü ayrımcılığı ve dışlamayı reddeden,
birleştirici, toparlayıcı ve bütünleştirici bir zihniyeti temsil
eder.''
''Türkiye, farklı renklerden, farklı ton ve farklı kokulardan
oluşan büyük bir çiçek bahçesidir.''
VE ÜMİT ÖZDAĞ...
Sezgin'den bir gün sonra, yani dün Yeniçağ ve Akşam'ın ortak yazarı
Ümit Özdağ girdi devreye... Özdağ, ''MHP ve mozaikçilik'' başlıklı
yazısında şöyle diyordu:
''MHP'nin içine girdiği ideolojik çöküş süreci devam ediyor.
Başbuğ'dan 'Türk Birlikçi, düzen karşıtı, AB'ye karşı tavırlı, ne
mozaği ulan'lı ve Türk' olarak devralınan MHP'yi Dr. Bahçeli
sonunda AB'ci, statükocu, düzene eklemlenmiş, Türk Birliğine karşı,
mozaikçi ve nihayet 'Türkiyeci' yapmıştır.
MHP'nin hiçbir kırmızı çizgisi kalmamıştır. Mevcut MHP'nin
1965-1997 arasındaki program esasında radikal Türk milliyetçisi
olan MHP ile en ufak bir ilgisi yoktur.''(...) ''Bahçeli, Türk
milliyetçiliğinin bütün fikri ve ideolojik kutsallarını geçtiğimiz
seneler içinde teker teker imha ettikten sonra nihayet 4 Mayıs
2005'de yaptığı basın toplantısında Ülkücü Hareketin millet ve
milliyetçilik tanımını da değiştirmeyi denemiştir.''
Kaynak: