Yeni Şafak yazarından cemaate ihanet iması
Abone olYazar İsmail Kılıçarslan, Kosova'da tüm İslami oluşumların üzerine giden polisin cemaatin hiçbir kurumuna dokunmadığına dikkat çekti.
Kosova'da son dönemde İslami STK'lar hedefte. Çok sayıda vakıf
ve derneklere, IŞİD'e yardım ve yataklık gerekçesiyle baskın
düzenleniyor.
Kosova'da okul, cami inşa eden ve eski eserleri restore eden Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nın (TİKA) İŞİD'i finanse ettiği suçlaması yöneltiliyor.
Bilindiği gibi son dönemde cemaate yakın medyada iddialarla ilgili haberler yer almıştı. Yine Taraf yazarı Emre Uslu, 25 Eylül tarihli "TİKA kurumlarına IŞİD kıskacı" başlıklı yazısında TİKA'nın bağlantılı olduğu kuruluşların şüpheli olduğunu yazmıştı.
Tartışmalara katılan Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, iddiaların arkasında paralel yapılanmanın olduğunu ima etti.
Orada yaşananları "Gönüllü ihanet" başlıklı bugünkü yazısında
anlatan yazar, isim vermeden cemaati işaret etti. Yazar, yazısına
şöyle devam ediyor:
TIPKI 11 EYLÜL SONRASI GİBİ
"Peki ne oluyor Kosova'da? Neredeyse tüm Balkanlar'da mütemadiyen olan oluyor. IŞİD sayesinde aradığı yeni İslamafobi dalgasını bulan laikçi kimi hükümetler, tıpkı 11 Eylül sonrasında yaptıkları gibi, Müslümanların, alnı secde görenlerin, 'bu toprakların geçer akçesi İslam'dır' diyenlerin tüm kurumlarına baskı uyguluyor.
EĞİTİM VE YOKSULLUKLA MÜCADELE EDİYORLAR
Kosova'da Müslümanların dertleriyle hemhal olmayı görev bilen, eğitim ve yoksullukla mücadele alanlarında başarılı hizmetleriyle tanıyıp bildiğimiz AKEA'ya yapılanlar da bu baskıların sadece küçük bir bölümü.
Fakat AKEA meselesi önemli. Zira AKEA, sadece TİKA ile değil, Türkiye'den pek çok devlet kurumu ve STK ile işbirliği yapan pırıl pırıl bir yapı. Yani AKEA'yı IŞİD ile ilişkilendirmeye çalışmanın asıl hedefi IŞİD'i TİKA ile, Türkiye'nin diğer kurumları ile ilişkilendirmeye çalışmak. İşte bir kez daha ve yeri geldi diye: 'Hoşt.'
SELEFİLER AKEA'YA 'SİZ TÜRKİYECİSİNİZ DİYORLAR' DİYE KIZIYOR
AKEA'nın IŞİD bağlantısına gelince... Bir veri olması bakımından şöyle bir bağlantı var. Kosova'daki tüm Selefi yapılar AKEA'ya 'siz İhvancısınız, Türkiyecisiniz' diye kızıyor.
KOSOVA POLİSİ BİR CEMAATİN HİÇBİR KURUMUNA DOKUNMADI
Tabii bir de nedense AKEA dahil Kosova'daki 'İslami oluşumların' hepsine dokunan Kosova polisi, bir cemaatin hiçbir kurumuna dokunmadı. Aklımda 'gönüllü ihanet' kavramının çağrıştırdığı deli sorular.
Ne diyordu Mata Hari: 'Kendi gemini yürütmenin yolunu diğer bütün gemilerin dibini delmeye çalışmakta buluyorsun hafız. Ne değişik adamsın sen yahu?'
NUMAR KURTULMUŞ İDDİALARA ÇOK SERT ÇIKTI? PEKİ NELER DEDİ? SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
KÜLTÜREL DİPLOMASİ FAALİYETLERİ İCRA
EDİLİYOR
Dün bazı gazetelerde TİKA, Yunus Emre Enstitüsü ve Diyanet İşleri
Başkanlığını ilgilendiren Kosova ile ilgili bazı haberlerin yer
aldığını anımsatan Kurtulmuş, ''Maalesef bütün bu
haberlerin hepsi yalandır, iftiradır'' dedi.
Kosova'daki gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Kurtulmuş,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başından itibaren Kosova'ya hem
bağımsızlık mücadelesinde hem de bağımsızlığını kazandıktan sonra
destek verdiğini kaydetti.
Kosova'nın bir devlet olarak şekillenmesi için Türkiye'nin üzerine
düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiğini ifade eden
Kurtulmuş, ''Dolayısıyla Kosova'yı biz bu anlamda başından itibaren
ilk tanıyan ülkeyiz, en büyük desteği veren ülkeyiz. Böyle olmaya
da devam edeceğiz. Kosova bizim için sadece uzaktaki bir ülke
değildir. Prizne, Priştine'nin sokakları, camileri, hamamları,
medreseleri, kültürü, oradaki halk, insanların hepsi bizim
insanlarımızdır, dostlarımızdır, kardeşlerimizdir. Biz Kosova'ya
hep bu şekilde baktık'' dedi.
Balkanlarda özellikle TİKA ve Yunus Emre Enstitüleri aracılığıyla
sürdürülen bir takım kültür diplomasisi faaliyetlerinin olduğunu
belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
''Orada medreseler, camiler imar ediliyor. Yeni bir takım binalar
inşa ediliyor. Böylece Kosova'nın kültürünün diğer yerlerde olduğu
gibi gelişmesi, Kosova ile Türkiye arasındaki iyi ilişkilerin
sürdürülmesi ve kuvvetlendirilmesi için bir sürü kültürel diplomasi
faaliyetleri icra ediliyor. Bunların içerisinde ayrıca Diyanet
İşleri Başkanlığımız oradaki Müslümanların dini hizmetlerini
karşılamak için birtakım katkılarda bulunuyorlar.''
Türkiye'nin Balkanlar ile ilgisinin, sadece coğrafi olmadığını,
Türkiye'nin gönül dünyasından, zihniyet dünyasından gelen bir
ilginin de parçası olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları
kaydetti:
''Evet dünyada bugün, İslam adına aşırılığın, kinin, nefretin kol
gezdiği söylemler, ortaya çıktığı söylemlerle birtakım işler
yapılıyor. Bazı söylemler, fikirler ortaya konuluyor ama tam da
bizim, özellikle Kosova ve Balkanlar ile ilişkimiz bu noktada
dünyaya huzuru, barışı sağlayacak bir ilişkidir. Bizim gönül
dilimiz, Horosan Erenleri'nden kalkan bir dildir, oradan çıkan bir
dildir. Yusuf Hemadinilerin, Sarı Saltukların, özellikle Balkanlar
için konuşursak Taptuk Emrelerin, Hacı Bayramı Velilerin, Ali
Semarkandilerin diliyle buluşmuş bir kültür ve o kültürün ortaya
koymuş olduğu birlikte, barış içinde yaşamayı sağlayabilmiş bir
kültüre sahibiz. Biz Balkanlar'da bunlar üzerinden asırlardır
varlığımızı koruduk. Balkanlar'daki Müslüman kitlelerinin varlığı
da bunların üzerinden korundu. Tam da bu dil, Sarı Saltuk'un dili,
Yunus Emre'nin dili, Taptuk Emre'nin dili, Hacı Bayramı Veli'nin
dili, biz bunları orada ortaya koymaya gayret ediyoruz.''
İŞİD'İN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEKTİR
TİKA, Yunus Emre Vakfı'nın bunu yapmaya çalıştığını, Diyanet
Vakfı'nın yaptığı kültürel desteklerin bu anlamda destekler
olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
''Bu desteklerdir esas aşırılığa karşı Kosova'yı da koruyacak olan,
Balkanlar'daki Müslüman halkları da koruyacak olan. Bu anlayıştır,
bu anlayışın gelişmesidir; orada IŞİD benzeri birtakım benzeri
radikal unsurların gelişmesini önleyecek olan. Mesele bu kadar açık
ve gerçekken bunu saptırarak, oradaki Türkiye'nin bu kültür
diplomasisini IŞİD'e destek olarak göstermek, en azından Türkiye'de
bunu yapanlar için haksızlıktır, şerefsizliktir. Gerçekten
gerçekleri saptırmaktır. Kosova yönetimi için de bunu yapmak
IŞİD'in ekmeğine yağ sürmektir. Dolayısıyla meseleyi çarpıtarak,
bulanık suda kimse balık avlamaya çalışmasın. Türkiye'nin
Kafkaslar'da, Balkanlar'da yaptığı, özellikle Kosova'da yapmaya
çalıştığı tam da bu gönül dilini ortaya koymaktır, tam da IŞİD'i
durduracak olan inanç ve felsefeyi ortaya koyabilmektir. Bunun
yapılmasına kimler engel oluyorsa, kimler engel olmaya çalışıyorsa
bilsinler ki onlar IŞİD ve benzeri fikirlerin Kosova'da ve
Balkanlar'da yaygınlaşması için gayret sarf ediyorlar. Bu açık
gerçeği, çok açık bir yalan ve saptırma olarak ortaya koyanları
gerçekten kınıyorum, doğru bulmuyorum.''
Türkiye'ye karşı büyük bir haksızlık yapıldığını belirten
Kurtulmuş, ''Bu ifadeleri özellikle Türkiye'nin içerisinde dile
getirenlerin de kime hizmet ettiğini açıkçası merak ediyorum.
Böylesine büyük bir saptırma olmaz. Böylesine büyük bir yanlışlık
olmaz. Bunu bu millet de, tarih de affetmez. Tarihi bir sorumluluğu
orada canla başla arkadaşlarımız yerine getirmeye çalışıyor.
İnşallah orada bu faaliyetlerimizi, bizim tarihten getirdiğimiz bu
gönül dilinin günümüze yansımalarını Kosova'da da, diğer Balkan
ülkelerinde, oradaki yönetici kardeşlerimizle, arkadaşlarımızla
barış içinde yerine getirmeye devam edeceğiz'' diye konuştu.