Yeni din kriterleri ve 90 Km...

Korkarım yeni kriterler üzerinden şekillendirilenler gün gelecek Müslüman olmanın günümüz trendine uygun olmadığına ikna edilerek Müslüman olmadıklarına dair ispat yarışı içerisine girecekler!

Mustafa Sabri Beşer msbeser@internethaber.com

Bazen günü kurtarmak uğruna yıllarca mücadele ettiğimiz değerleri ve davayı heder edebiliyoruz. Uğruna seve seve canımızı feda edeceğimiz kutsallarımızı gündelik hesaplara kurban edebiliyoruz.

Birilerine yaranmak uğruna hem dünyamızı hem de ahiretimizi mahvediyoruz.

Nureddin Yıldız hocanın kadının tek başına 90 kilometreden uzağa gidemeyeceği ile ilgili hatırlattığı fetva son günlerde ülke gündemine yerleşti.

Mezkûr fetvanın içeriğiyle ilgili, dini yönünün, fıkhi yönünün ne olduğu konusunda fikir beyan serdetmeyeceğim. Bu konu benim uzmanlık alanım dışında. Zaten konuyla ilgili olarak meselenin uzmanları tecdid edilmesi gerekir mi gerekmez mi sorularına cevaplar ve açıklamalar veriyor. Merak edenler bu yazılara müracaat edebilir.

Ben Nureddin hocanın hatırlatmış olduğu fetvadan sonra olayın ele alınma, konuşma, fikir beyan edilme şekilleri üzerindeki düşüncelerimi söylemek istiyorum.

Bir kere Nureddin hocanın konu hakkındaki konuşma zamanı yeni değil. Birkaç yıl önce yapmış olduğu bir konuşmanın öncesi ve sonrası kesilerek, bir algı yönetimi maksadıyla servis edilmiş görüntüler. Sırf bu sebeple olaya temkinli yaklaşmakta fayda var.

Niçin birkaç yıl önce yapılmış bir konuşma bağlamından koparılarak bugün servis ediliyor?

Ben burada bir çapanoğlu aramayayım da ne yapayım? Onun için irdelenmesi gereken hocanın sözlerinin içeriğinden ziyade olayın bu yönü olmalıdır.

Bütün İslami fraksiyonlara savaş açıldı. İslam, küreselciler tarafından hazmedilemiyor ve her koşulda itibarsızlaştırılacak düzeyde projelendiriliyor.

Öncelikle Mısır sonrasında ise ülkemiz üzerinden İslam ümmetinin umudu olabilecek bütün anlayışlar itibarsız hale getirilmeye çalışılıyor. Türkiye üzerinden şu anda siyasal İslam’ın başarısızlığı ortaya konmaya çalışılıyor ama bunda muvaffak olamayacaklar.

Nureddin hoca üzerinden mutedil İslam anlayışına ve fıkha kadar ulaştılar. Nureddin hoca siyasal konuşmayan biri ve sadece Müslümanların dini anlayışlarına katkı sunmaya çalışan birisi.

Bu onlar için çok büyük bir tehdit unsuru. Çünkü mutedil İslam’ı kabul etmiyorlar.

Dinin daha iyi ve kurallara göre yaşanması yerine yeni bir kriter üzerinden yaşanılmasını biçimlendirmeye çalışıyorlar.

Evet, bu kriterin adı artık sosyal medya kriterleri.

Bu kriterler sayesinde artık bütün değerler itibarsız hale getirilerek bireylerin din hakkında bir kaynağa başvurmak, bir hocaya danışmak, bir otoriteye güvenmek yerine kendi değer anlayışı ile geliştirdiği ve yorumladığı bir anlayışla yaşam sürülmesine yönelik bir proje bu.

Bu projenin adına “atomizasyon” diyebiliriz. Böl parçala ve herkes ayrı bir evren olarak bireysel din yaşasın! Her bireyin hiçbir bağlantı ve aidiyet duygusuna ihtiyaç duymadan kendisinin (nefsinin) oluşturduğu bir yaşam tarzı bu.

Dolayısıyla şunu diyebiliriz; şu anda her bireyin egosu ve nefsi etrafında bir din ve maneviyat anlayışı yaşanması için seferber olundu. Küreselciler yeni projeleri bize sosyal medya üzerinden yutturuyor ve biz buna “kişisel özgürlük!” diyoruz.

Hayır, kişisel fikir özgürlüğü kabul edilmiş değerler üzerinde söz konusu olamaz. Bizim aidiyet duygumuz var; biz Kur’an’a, Hadis’e, Sünnete bağlıyız. Biz bunları takip eden hocalara bağlı olduğumuzu iddia ediyoruz.

Öyle anlaşılıyor ki olay tamamen Müslüman algısını değiştirmeye yönelik yapılmış bir proje. Bunun için buna prim vermemek gerekiyor her şeyden önce...

Ama birileri olaya balıklama atlayıp sazanlık yapmakta gecikmedi. Sosyal medyada ve değişik mecralarda başı örtülü (onlara tesettürlü demek içimden gelmiyor) bayanlar dahi Nureddin hocayı ve söylediği sözleri ti’ye alan alçakça paylaşımlar yapmaya başladılar.

Ağzını yaya yaya, gözlerini devire devire “Hoca, ben şimdi 90 yapıyorum, günaha girmiş olur muyum?” diyen kendini bilmezler neye hizmet ettiklerinin, neye zarar verdiklerinin zerre kadar farkında değiller.

Güya hedefe hocayı koyuyorlar ama dalga geçelim derken ipin ucunun nereye dokunduğunun farkında bile değiller.

Aynı şekilde televizyon ekranlarına çıkan ve İslami konularda uzman olan ve “hoca” olarak bilinen bazı kişiler de alaya alarak saldırıyorlar. Oysa ki çok değil daha 5-10 yıl önce kendileri de aynı fikirleri savunuyorlardı.

10 sene önce itiraz etmediniz çünkü henüz itibar suikastı için düğmeye basılmamıştı. Twitter kriterleri din kriterlerinin yerini almamıştı. Nureddin hocanın ne işi var sosyal medyada, gitsin bir kenar mahallede vaaz versin. Sosyal medyada “fenomen” olunca birilerine battı tabii.

Peki, o zaman bu vahim durumun arkasında yatan sosyolojik gerçek ne?

Benim düşüncem şu: Bu insanlar yükselen seküler dünyaya “biz de sizdeniz” mesajı veriyorlar.

Dış görünüşü İslami ama kendileri dünyevi olan bu insanlar günümüzün yükselen değerini görüp eski kimliklerinden hızla sıyrılmak istiyorlar.

Yakında bu insanlardan oldukça “seküler” ve “dünyevi” laflar duymanın yanı sıra bir zamanlar savundukları fikirleri ve davaları yerle yeksan ettiklerini görmek hiç de sürpriz olmayacak.

Korkarım yeni kriterler üzerinden şekillendirilenler gün gelecek Müslüman olmanın günümüz trendine uygun olmadığına ikna edilerek Müslüman olmadıklarına dair ispat yarışı içerisine girecekler!

Yükselen değerlere göre renk değiştiren bu Müslümanlara bir çift lafım var:

Susun, Allah aşkına susun... Artık midemiz sizin gibileri kaldırmıyor... 

facebook.com/msbeser

twitter.com/msbeser

instagram.com/msbeser