Güzel memleketimin güzel geleceğini karartacak olan yeni bir
28 Şubat’ın ayak sesleri her taraftan duyulur
oldu. Eğer böyle giderse yakın bir gelecekte 28 Şubat’ın
kopyası bir post modern darbeyle karşı karşıya kalmamız
işten bile değil.
Bu köşenin takipçileri hatırlayacaklardır, birkaç haftaki önceki
yazımda dindarlar üzerinden oynanan oyunlara
dikkat çekmiştim.
Atatürk’e hakaret temalı, mizansen olduğu belli
olan ve sanki bir yerden düğmeye basmışçasına artış
gösteren olaylar geçtiğimiz hafta içerisinde Diyanet
İşleri Başkanı Ali Erbaş üzerinde adeta zirve
yaptı.
İnsani duygularla yapıldığı açıkça ifade edilen bir
hasta ziyareti çok farklı boyutlara çekilerek bu
ülkenin en büyük sorunu haline getirildi.
Tartışmalar o kadar çok amacından saptı ki Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın kapatılması kadar absürt ve ele avuca
gelmeyecek kadar dengesiz sözler irad edildi.
Tabi amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek
olunca böylesine garip bir durumun içerisinde bulduk kendimizi.
Son zamanlarda din ve dindarlar üzerinden koparılan
yaygaraya geniş bir perspektiften ve farklı bir pencereden
baktığımızda tüylerimiz diken diken oluyor. Teker teker ele
alındığında başlı başına bir şey ifade etmeyen olaylar yan
yana getirildiğinde ne yapılmak istendiği konusunda bir
fikir veriyor.
15 Temmuz’da milletin sillesini yiyen darbe
sevdalıları şunu çok iyi anladılar: Sokağa çıkarak, fiili
güç kullanarak bir darbe yapmak artık mümkün değil.
Herhangi bir silahlı darbe girişiminde milleti sokağa hiç
kimse çağırmasa bile bu millet artık evinde
oturmaz. Soluğu dışarıda alanlar silahlı darbecilerle
çatışmaktan ve onlara karşı koymaktan çekinmezler.
İşte bunu çok iyi bilen darbe sevdalıları tıpkı 28 Şubat
post modern darbesi benzeri hatta kopyası diyebileceğimiz
bir darbenin taşlarını sabırla döşüyorlar gibi.
Danıştay’ın “Andımız” kararı ile
başlayan süreç adım adım ilerliyor. 10 Kasım’da
Atatürk’e hakaret gerekçesiyle tutuklanan bir
bayanla devam eden plan, hemen arkasında Atatürk
heykellerine saldırıyla gündemde tutuldu.
Ve son olarak Diyanet İşleri Başkanı Ali
Erbaş üzerinden aynı planın bir parçası olarak büyük bir
yaygara koparıldı.
Şundan emin olabilirisiniz bu tartışma biraz küllenmeye yüz
tutsun hemen yeni bir kilometre taşı mahiyetinde din ve
dindarlar üzerinden yeni bir oyun sahneye konacaktır.
Ta ki post modern yeni bir 28 Şubat’ın şartları
olgunlaşıncaya kadar…
Zaten “şartları olgunlaştırma” konusunda
tecrübeli olan(!) darbe sevdalılarının bu konuda zorluk çekeceğini
hiç sanmıyorum!
Hak ile batılın kavgasında batıl üzerine düşen görevi
bihakkın yerine getiriyor…
Önemli olan burada hak olan tarafın nasıl
davranacağı ve nasıl tepki göstereceği. 28
Şubat’ta olduğu gibi yine oyuna gelip darbecilerin
ekmeğine yağ mı sürülecek yoksa bu sefer oyun bozulabilecek
mi?
Maalesef büyük oyunu görmek yetmiyor.
Önemli olan kurulan oyun ve tuzak karşılığında bizim yapacağımız
hamle.
İnşallah 15 Temmuz’da hevesleri kursağında
kalan darbe sevdalılarının yeni 28 Şubat post modern
darbe sevicileri aynı hüsranı ve hayal kırıklığını bir
kere daha yaşarlar…
SOSYAL MEDYA
TAKİP
twitter.com/msbeser
facebook.com/msbeser