Para bende, üstelik karizmayım.
Sen nesin ki; öptüğüm onlarcasından yalnızca birisisin.
Bugün sen yarın başkası, umurumda mı dünya misalini hatırla ve
kıymetimi iyi bil.
Yoksa uçarım, bir daha yakalayamazsın.
Çünkü ben çok acayip bir adamım. Eşi bulunmayan Hint kumaşları
bile benden kıymetsizlerdir.
Ben yeryüzünün en iyi öpüşen erkeği olduğum için; sen de şu anda
dünyanın en şanslı kadınısın.
Kıymetimi bil yoksa bir daha seni öpmem.
Eksiklenirsin.
Çünkü ben herkesin istediği özel bir adamım.
Gazete ve dergilerin magazin sayfalarındaki parada zengin ama
bazı duyguda züğürt erkeklerin; sevgilileri ile öpüşme anlarındaki
tavırları bana aynen yukarıdakileri çağrıştırıyor.
Eksiği vardır fazlası yoktur.
Adamların o anki duygusuzluğu ve vurdumduymazlığı tek bir kare
fotoğrafta bile belli oluyor. Öpüşürken ya bir elleri ceplerinde ya
da bir ellerinde telefon veya başka bir şey olduğu için aman
değmesin misali elleri bedenlerinden açık vaziyette yanda
sallanıyor.
Emin olun bu zatlar; öpüşürken o anda başka bir şey
düşünüyorlardır. Ya ellerinde tuttukları ile ilgili bir şeyi ya da
o an için başkalarına verdikleri görüntüyü.
En iyisinden gecenin sonunu…
Ama illaki akılları, kalpleri, ruhları öptükleri dudaklarda
değil.
Egolarının tavanda olduğu, kendilerinden başka dünyaları pek de
sevmedikleri; tek bir kare fotoğrafta bile açıkça belli oluyor.
Neymiş sosyetenin ünlüsüymüş.
Yemişim ününü senin.
Karşısındaki kadını önemsemeyen, öpüşme anında verdiği görüntü
ile aslında öptüğü kadına bir anlamda hakaret eden sözde egonun
sahibi; emin olun iyi değil tam tersi kötü öpüşüyordur.
Çünkü belli ki duygusuzluk hat safhada…
Çünkü belli ki yürek çarpıntısı dudaklarında değil.
Çünkü öpüşen kendisi değil.
Çünkü öpüşen parası…
Tabi muhtemel öpüştüğü kadın da; kim veya ne ile öpüştüğünü
gayet iyi biliyordur.
Sözde egonun altında kalmaya razı çünkü…