3 yıl önce bin yılın seçimi dedik, halk ilk defa
Cumhurbaşkanını doğrudan kendi seçecek dedik, bu demokratik bir
kazanımdır dedik. Yarı Başkanlık sistemi fiilen başlamıştır
dedik.Yeni Türkiye’nin kapısı açıldı dedik.Türkiye ‘de artık
yönetim sistemi değişecek dedik.
Nitekim öyle de oldu.
Türkiye 3 yıldır doğrudan seçtiği Cumhurbaşkanı tarafından
yönetiliyor. İşte 16 Nisan referandumu ile fiiliyattaki yarı
başkanlık sistemini hukuki olarak onayladık ve yönetim
sistemini değiştirdik.
Erdoğan ‘da Cumhurbaşkanı seçim kampanyasında
“Türkiye artık alışageldik bir Cumhurbaşkanı ile
yönetilmeyecek. Cumhur reisiyle buluşacak, Yerinde oturmayan
bambaşka bir Cumhurbaşkanı olacak” dedi.
Söylediği gibi de oldu.
Aynen Başbakanlık makamında yaptığı gibi Erdoğan
Cumhurbaşkanlığında da farkını gösterdi. Halkıyla kucaklaşmasını bu
makamda da sürdürdü ve ilk defa Cumhurbaşkanlığı makamını yani
Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni halka açtı.
//////
//////
///////
Külliye demişken;
Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra
Cumhurbaşkanlığı makamını Çankaya Köşk’ünden yeni yaptırılan
Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne taşıdığında o
bildik istemezükler ortalığı öyle bir karıştırmışlardı
ki;
Sadece ülke içine değil, dünyaya “Cumhurbaşkanını
padişah, Külliye’yi de AK Saray olarak lanse” ettiler.Bin
odalı dediler, çeşmeleri, lavaboları altından dediler,Türkiye’yi
saltanata götürüyor dediler.
Aradan geçen zamanda umarım söylediklerinden pişman
olmuşlardır diyeceğim ama hiç öyle bir ibare görmüyorum.Değişimi
görmemekte direnen o kesime söyleyebileceğim tek şey, yazıklar
olsun!
Zira;
AK Saray olarak adlandırdıkları Külliye, gecen 3 yılda
halkın evi oldu.Kongreler, kültür ve sanat
faaliyetleri,toplantılar, organizasyonlar, devlet adamlarının
ağırlanmasından tutun da muhtarından, taksi şoförlerine,
şehit ve gazi ailelerine, yardıma muhtaç fakir ve
fukaraya,engelliye, özürlüye,gencine, yaşlısına, esnafına,
emeklisine,savaştan kaçıp ülkemize sığınan mazlumuna kadar
her bir bireyin kapı komşusu kadar yakın olduğu mekanı durumuna
geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği gibi cumhur reisiyle ilk defa
buluştu.
//////
//////
//////
Daha önce Cumhurbaşkanlığı makamı yetkileri fazla ama hesap
verebilirlikten uzaktı. Şimdi ise özellikle 16 Nisan
referandumundan sonra bu değişti. Artık
Cumhurbaşkanlığı hesap verilebilir makam oldu.Önceki gece
NTV’de 3. Yılını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlediğimde
bir kere daha “iyi ki böyle bir liderimiz var”
diyerek şükrettim.
Karşımda hem halkına 3 yılının hesabını veren bir
Cumhurbaşkanı hem de “bu devlet ne için var, halkı için
var” diyen,birlik ve beraberliğimizi, kardeşliğimizi
pekiştiren,ülkemizi dünyadaki mazlumların umudu haline getiren,3
yılda bir g ün bile tatil yapmayan, günde sadece 3 saat
uyuyan,kendini halkına adamış bir Cumhurbaşkanı vardı.
Süreçte 12 Cumhurbaşkanımız oldu.Hiç biri Erdoğan gibi TV’lere
çıkıp 3 yılın hesabını vermedi, hedeflerini
açıklamadı.Geçmişi mize sahip çıkarken, geleceğimizi tam
bağımsızlığa yönlendirmedi.
En önemlisi de halkının umudu oldu. Ben seçim kampanyalarında
şahidim. Köyünde, kentinde ağzından duası eksik olmayan hacı
amcası,hacı ablası, dedesi, ninesi,”Rabbim benim ömrümden
ona ömür katsın” diyecek kadar kendinden daha çok
önemsenen bir Cumhurbaşkanımız daha olmadı. Ve yine 15 Temmuz
gecesi onu korumak için Külliye’nin önüne, İstanbul’da
Kısıklı’daki evinin önüne gidip canını siper eden ve
halkının gönlünde taht kurmuş başka bir Cumhurbaşkanımız daha
olmadı.
Yürüyeceksin, arkandan halk yürüyecek dedikleri işte bu…
O yüzdendir ki O’nun birkaç gün bile ortalarda gözükmemesi bizim
için büyük bir yoksunluk!..