Yazarlar bedelli askerlik için ne yazdı?
Abone olBedelli askerlik kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. 30 yaşa 30 bin TL fiyat biçildi
Bedelli askerlik kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. 30 yaşa 30
bin TL fiyat biçildi. Tartışmalara köşe yazarları da katıldı.
Bedelsiz askerlik yapanların isyanı gündeme getirildi. Kimi
eleştirmekle birlikte destek verdi, kimi toplumsal vicdanın yara
aldığına dikkat çekti. Vatan yazarı Murat Çelik ise Türkiye İran
sınırında görev yapan askerlerin bedelli askerlikle ilgili
düşüncelerini köşesine taşıdı.
Uygulamaya eleştiri getirenlerin başında gelen Milliyet yazarı Fikret Bila, bugünkü yazısında "Bir bedel karşılığında askerlik hizmetinden muaf tutulmak bir “yasal hak” olarak düzenleniyorsa, bu hak eşit olarak verilmeli. Paran yoksa kredi al, demek de bu eşitliği sağlamaz." diyor
460 bin kişinin bedelli askerlik uygulamasından yararlanacak olmasını Bila, farklı değerlendirdi.
EN BÜYÜK KAÇAK ORDU BİZDE
(...)Yetkililer bedel ödeyerek askerlik hizmetinden muaf
tutulacakların sayısının 460 bin civarında olacağını
açıkladılar.
Demek ki 460 bin genç bir şekilde askerden
kaçmış...
Genelkurmay Başkanlığı silah altındaki er ve erbaş sayısını
465 bin olarak açıkladı.
Demek ki bizde dünyanın 6. büyük ordusundan iki tane
varmış, biri kaçak..."
30 YAŞINA GÜNLER KALMIŞ OLANLAR NE YAPSIN?
Askerlik sisteminin yeni bir düzene ihtiyacı olduğunu yazan Bila, gündeme gelen itirazları köşesine taşıdı.
(...)Bedel karşılığında askerlik hizmetinden muaf tutulma
yasasına kuşkusuz eşitlik açısından ciddi itirazlar
yapılacaktır.
Örneğin 30 yaşından gün almamış ama almasına günler kalmış olanlar
“bizim günahımız” ne diye soracaklardır.
Keza 30 yaşını birkaç hafta veya ayla kaçıranlar ve hatta 27-28
yaşında olanlar da...
30 yaşındakinin askerlik yapmaması terörle mücadeleyi zaafa
uğratmıyor da 29,5 yaşındakinin askerlik yapmaması neden terörle
mücadeleyi zaafa uğratıyor sorusu gelecektir."
ASKERLİK DÜZENE OTURMALI
Bila yazısının sonunda askerlikle ilgili iki seçenek sundu:
"Zorunlu olacaksa eşitlik esasına dayalı; profesyonel olacaksa, ulusal savunma hizmetini en iyi şekilde yerine getirecek, teknoloji ve hareket yeteneği yüksek, caydırıcı etki yaratacak bir silahlı kuvvetler sistemi gerekiyor."
Birand'ın askerlik önerisi ne? Güneri Civaoğlu'nun köşesine taşıdığı espri ne? Sonraki sayfada
[PAGE]
Mehmet Ali Birand (Miliyet): "Bedelli" asıl askerlik sorununu çözmez...
Nihayet bitti...
Yıllardan beri yaşanan bir maceranın sonuna geldik.
Askerlik görevi konusundaki çarpıklıklardan kaynaklanan bu bedelli
askerlik sorunu kapanmış oluyor. Yıllardan beri
tartışıp durduk. Her defasında siyasi iktidar ister, Genelkurmay
karşı çıkar ve kısa bir süre sonra aynı tartışmalar yeniden
başlardı.
AK Parti iktidarı bu gidişi durdurmasını bildi ve sorunu "şimdilik
" çözdü.
"Şimdilik" kelimesini özellikle kullandım. Zira asıl sorun hala
geçerli. Göreceksiniz, bir süre sonra yine aynı tartışmalar, belki
de farklı şekillerde yeniden başlayacak.
Nedeni de, asıl sorun Askerlik Görevi ' dir.
Bugün bakın, değişik 3-4 askerlik sistemi var. Farklı uygulamalar
yapılıyor. "Askerlik Bir Vatan Görevidir " diye başlayıp, her
kesimin ihtiyacına göre yapılan son düzenlemeler, tam bir karmaşa
yaratıyor.
Bu gidişle göreceksiniz, yakında dönüp dolaşılıp, Profesyonel
Askerlik sorunu gündeme gelecektir. Zira huzursuzluğun temel nedeni
Askerlik görevidir. Türk kamuoyu artık değişmektedir. Bu değişime
uygun şekilde, askerlik görevinin de mutlaka yeniden ele alınması
gerekiyor.
Bu da profesyonel askerlikten geçiyor.
Güneri Civaoğlu (Milliyet): Babam sağolsun
HALK mizahı, halkın jüri kararıdır. Bedelli askerlik
üzerine kara mizah örnekleri yansıtayım.
Bir karikatür:
‘Asker adayı gençler yan yana sıralanmış.
Başlar dik, göğüsler ileri, ayaklar hazıroldalar.
Bağırıyorlar: “Vatan sağolsun...”
Kenardaki bir genç için karikatürist balon çizmiş.
İçinde “Babam sağolsun” yazılı.’
......................
15 ay askerlik yapan “Mehmetçik...”
Bedelli... “Mehmet Bey...”
Bir de “vicdani ret” bildirimi yapan Mehmet türevi var ama hadi onu
yazmayayım...
Erlere ayda 2 bin TL ödenmesini öneren yazar kim? Askerlik için kesin çözüm teklifini hangi yazardan geldi? Sonraki sayfada...
[PAGE]
Emre Aköz (Sabah): Bedeli buysa, erlere ayda 2 bin lira ödeyin!
Ama bizim devlet halka karşı fevkalade uyanıktır. Zorunlu
askerliği kaldırıp profesyonel orduya doğru adım
atmak yerine... İnsanların askere gitmek istememelerini, ordunun da
onları artık askere almama arzusunu paraya çeviriyor.
Zorunlu askerlik zaten düpedüz bir "angarya"
(asgari ücreti bile vermiyorlar)... Yani "kullanılan
emeğin karşılığını vermeme" mekanizmasıyken... Bu kez
de "haraç" alma yolunu seçiyor devlet.
Er statüsü üzerinden hesaplarsak... 15 ay askerlik
yapmamanın bedeli 30 bin liraymış. Yani bir aya
2 bin lira düşüyor.
***
Bu bir itiraftır! Hani neredeyse bir "Merdi Kıpti
şecaat arz ederken, sirkatin söyler" halidir.
Madem er olarak yapılan askerliğin bedeli bu kadar...
Devletin erlere ayda net 2 bin lira ödemesi
gerekiyor.
Halbuki değil 2 bin lira, değil asgari
ücret... Ayda sadece 20 lira (görev tipine göre değişiyor) veriyor.
Sömürü çıplak yakalandı!
Ekonomistler bu tip verilerden hareket ederek çok ilginç
karşılaştırmalar yapabilir.
Bence "insan hakları" konusunda çalışan
hukukçular, bizim devletin erkek vatandaşları askerlik yoluyla çok
ağır biçimde sömürmesini "ulusal" ve "uluslararası" mahkemelere
taşımalı.
Ahmet Turan Alkan (Zaman): Askerlik konusuna kesin çözüm teklif ediyorum
Bugünden tezi yok, "bedel" çağına girmiş yaşı geçkin gençler,
posta kutularımızı, "Bedel düşürülsün" meâlinde e-mektup
bombardımanına uğratacaklardır, haksız da sayılmazlar ama onların
felsefe, tutarlılık, anayasal eşitlik gibi ufak-tefek pürüzleri
görmeye zamanları yok; her kuşak kendi derdini yaşıyor. İşin
doğrusu, -eğer çıkarabileceksek!-, askerlik meselesini yeni
anayasada tâ kökünden tutarlı bir çözüme kavuşturmaktır.
Nasıl olabilir, meselâ şöyle olabilir pekâlâ: Hâl-i hazırda, "Vatan
hizmeti, her Türk'ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı
Kuvvetler'de veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği
veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir." çerçevesini getiren
72. madde kaldırılır, yerine "Milli güvenliğe katkı yükümlülüğü"
başlığı altında, "Her vatandaş, milli güvenlik hizmetlerine katkıda
bulunur; isteyenler bu katkıyı bizzat askerî birliklerde muhariplik
eğitimine katılmak yoluyla yaparlar; kalanların durumu kanunla
düzenlenir" hükmü getirilir. Böylece askerlik hizmetinde gönüllülük
esası benimsenmiş olur ki, doğrusu da budur; fiilen muhariplik
yapmak istemeyenler ise belirli süre kamu hizmeti veya bedel
benzeri makul borçlandırma usulleriyle milli güvenliğe katkıda
bulunurlar. Mesele biter ve tutarsızlık kalmaz. Bu düzenleme,
gönüllülük esasını getirdiği, profesyonel ordu teşkiline de hukuki
dayanak hazırladığı gibi milli güvenliğe katkı hizmetinin kamu
hizmeti karşılığı yerine getirilebilecek olması, vicdânî red
konusundaki muhtemel tartışma ve pürüzleri de bertaraf etmiş
olacaktır.
Yılmaz Özdil neden berdelli nedi? Sonraki sayfada
[PAGE]Yılmaz Özdil (Hürriyet): Berdelli
Bedelli bekliyorduk.
Berdelli çıktı iyi mi.
Al Ayşe'yi Ver Hatice'yi Al papeli Ver Mehmet'i.
Win win yani.
Sırtına binip Sırat köprüsünden geçmek için kurban satın
alıyorduk.
bundan böyle sırtına binip Fırat köprüsünden geçmek için şehit
satın alabileceğiz... E hayırlara vesile bi nevi.
Ancak, siz siz olun...
Porşe'ye binin.
Fiyat'a binmeyin!
Çünkü, yerli berdelliden şehit alırsan, fiyat ı 30 bin lira.
yurtdışından ithal berdelli alırsan, 10 bin Euro, 25 bin lira bile
değil... Haybeden 5 bin fazla ödemeyin.
* (Eskiden askerlik yapmayana kız vermezlerdi, şimdi, askerlik
yapana kız vermeyecekler, çulsuz bu diye... İstemeye gittiğinizde
ibraz edersiniz, aman diim makbuzu atmayın, saklayın.)
(insanın babasını seçme şansı yok ama, kayınpederini seçme şansı
var.
Uyanık olun, sponsor bulun.
Pedeı li asker olamıyorsanız...
Kayınpeder/i askerlikten faydalanın.)
Can 30 bin liraysa...
Bi bacak kaç para?
Çıkışmayan... Anca 15 bin lira denkleştirenler için, gazi lere
ödeme yaparak yırtma imkânı getirilsin.
Sakat olmasın.
Takas olsun.
Ve, şehit düşmek için yaş sınırı olmadığına göre... Henüz 30'undan
gün almamış olanların günahı ne?
Kapsam genişletilsin.
Beşik kertmesi de olsun.
Nazlı Ilıcak (Sabah): Bedelli ve vicdani ret
Dün grup toplantısında Tayyip Erdoğan bedelli askerlik ve
vicdani retle ilgili açıklamalar yaptı. Bedelli askerlikte yaş
sınırı 30 oldu. 1987'de bedelli 40 yaşından, 1992'de 28 yaşından,
1999'da ise 27 yaşından gün alanlar için getirilmişti. 30 yaşın,
beklentileri tam olarak karşılamadığını düşünüyorum. Belki Genel
Kurul'da, yaş sınırı indirilebilir.
Vicdani ret hususunda ise, AK Parti'nin hiçbir çalışması
bulunmadığı ortaya çıktı. Günler boyu, boşuna yazdık, çizdik,
tartıştık. Bırakınız vicdani ret meselesini, artık toptan zorunlu
askerliği kaldırmanın zamanı gelmedi mi? 27 Avrupa Birliği
üyesinden sadece Avusturya, Güney Kıbrıs, Danimarka,
Estonya, Finlandiya ve Yunanistan'da
zorunlu askerlik mevcut. 28 üyeli NATO'da ise, zorunlu askerlik
uygulamasını sürdüren ülke sayısı 5: Danimarka, Estonya,
Norveç, Türkiye ve Yunanistan. Buna
mukabil, zorunlu askerlik uygulamasının devam ettiği ülkelerin
Türkiye hariç tamamında, vicdani sebeplerle askerlik yapmamak
mümkün.
Bedelsiz askerlik yapanların isyanı Murat Çelik'in köşesinde.. Yazar Eser Karakaş daha büyük fotoğrafa baktı. Ayrıntılar sonraki sayfada..
[PAGE]
Murat Çelik (Vatan): Bedelli haberini sınırda Mehmetçik ile birlikte almak...
Vatan’ın tecrübeli foto muhabiri İlker Akgüngör ile birlikte,
çok önceden planlanan ve Genelkurmay’dan alınan izinle, Harabe
Kışla Sınır Karakolu’nda haber peşindeyiz.
Öğlen yemeğinde askerlerle birlikte karavanaya kaşık
sallıyoruz.
Yayla çorbası, peynirli makarna ve hindi kapama var menüde. Üstüne
de ağız tadı olarak sütlaç ile tulumba tatlısı. Ama Mehmetçiğin
ağzının tadı pek yok. Sebep, ‘bedelli’ haberi...
“Biz ana kuzusu değil miyiz be abi?” diyor biri
masada. Gaziantepliymiş. Şafak 160.
“Parası olana hayat hep kolay” diyor bir diğeri.
Burdurlu. Şafak 20.
“Bizim de kaderimiz böyleymiş be abiciğim” diyor
bir başkası. Mersinli. Onun şafak da 20.
“Buna da şükür be abi” diyor Edirneli. Devam ediyor: “Benim
şafak karanlık ama aşağıda, Şırnak’ta, Hakkari’deki kardeşlerimize
göre biz bir nebze daha rahatız.”
“İçimiz bi garip oldu tabii duyunca ama devletimizin
büyükleri böyle karar verdiyse, vardır bi bildikleri”
diyor Giresunlu. Onun da şafak karanlık. Komutanları ise yorum
yapmıyor ‘bedelli’ ile ilgili.
Eser Karakaş (Star): Askere serinkanlı bir bakış
Türkiye’nin 21. Yüzyılda ihtiyacını duyacağı optimal dış güvenlik hizmetinin üretilmesi için bu general ve amiral sayısı az mıdır, çok mudur, bunu aramızda yanıtlayabilecek biri var mıdır?
Bu analiz ve mukayeseleri askeriyenin tekelinden alıp sivil araştırma enstitülerinde de tartışmaya, askerlik hizmetinin verimliliği konusunda sivillerin ürettiği bilgiye de ihtiyacımız var.
Benim bu konuda sivil kesime yönelik en büyük eleştirim, bu konulara, siyasi eleştiriler ya da anlamsız methiyeler dışında hiç girmemiş olmalarıdır; askeriyenin senelerdir bu konuda sergilediği caydırıcı tavrını da hesaba katmak şart.
Genelkurmay’ın açıkladığı verilerden benim anladığım Türkiye’nin ve TSK’nın profesyonel orduya geçmeye hazır olduğu ve hatta paralel bir biçimde geçmiş olduğu.
40 bin subaya ilaveten TSK bünyesinde yüz bin de astsubay, 25 bin uzman jandarma, kırk bin uzman erbaş ve 53 bin sivil memur-işçi görev yapıyor.
460 bin erbaşı bir kenara bırakın, toplam 200 bin uzman personel temelli bir profesyonel ordu tanımlanamaz mı?
Türkiye’nin bu konuyu, 365 general-amiral sayısını, optimal güvenlik kamu hizmeti temelinde tartışması gerekiyor.