Yaşlı kadını bu hale gelini getirdi!
Abone olBirlikte yaşadığı gelini tarafından dövülüp, 3 gün süreyle evin kömürlüğüne kapatıldığı ileri sürülen 90 yaşındaki kadın, tedavi altında.
Yozgat’ta birlikte yaşadığı gelini tarafından dövülüp, 3
gün süreyle evin kömürlüğüne kapatıldığı ileri sürülen 90 yaşındaki
kadın, hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.
Aşağı Nohutlu Mahallesi’nde ikamet eden Mahi İ’nin (90) durumu kızı
Yeter Kaplan’ın ziyarete gitmesi sonucunda olay ortaya çıktı.
Annesini ziyaretine gittiğinde evde kimsenin olmadığını ifade eden
Yeter Kaplan, "Beni kurtarın" diye gelen ses üzerine kapısını
açtığı kömürlükte annesini eli, yüzü morarmış halde yatarken
görünce polise haber verdiğini bildirdi.
Olay yerine gelen polislerin yaptığı inceleme sonrasında Yozgat
Devlet Hastanesine kaldırılıp, tedavi altına alınan Mahi İ’nin
şikayeti üzerine gelini Z.İ. gözaltına alındı.
"BENİ GELİNİM DÖVDÜ"
Hastanede tedavisi devam eden yaşlı kadın, gelininden
gördüğünü ileri sürdüğü şiddeti şöyle anlattı:
"Gelinim suyu döktü döktü, yüzüme vurdu. Yüzüm olduğu gibi şişti.
Ayrıca ’Seni öldüreceğim’ dedi. Bunları oğluma da anlattık. ’Gelin
beni dövdü, sen bu kadına niye bakmıyorsun’ diye oğluma haber
verdim. O da bana ’ne yapayım anne’ dedi ve bıraktı gitti. Bir daha
da gelmedi."
Annesinin başından ayrılmayan kızı Yeter Kaplan ise şunları
söyledi: "Bugün annemi görmeye gittiğimde kapıyı açmadılar. Bir
komşu ’evde yok’ dedi. Bende kapıya bir daha vurdum. Annem
kömürlükten, ’Beni kurtar yavrum, beni buraya kilitlediler’ diye
bağırdı. O arada gelin, evin yanındaki apartmandan çıktı gitti. Ben
daha önce annemi huzurevine vermiştim, oradan alıp ’ben anneme
bakacağım’ deyip bir hafta baktı, tekrar bize yolladı. Ben annemi
huzurevinde haftada bir gidip ziyaret edecek, hem de rahat
ettirecektim, evini elinden aldılar kadını sığındırmadılar. Kızları
olarak hepimiz gelinimizden şikayetciyiz." Yaşlı kadının diğer kızı
Yayla Alan da "Anneme ben bakıyordum, daha sonra kardeşim Mustafa
yanına aldı. Annemin evi vardı, evini de aldı" şeklinde
konuştu.
"HAPİSTE TECAVÜZE SAVCI 'NORMAL' DEDİ"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Antalya L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan 17 yaşındaki
Z.D.’ye çocuk koğuşunda kalan yaşları 15 ile 17 arasında değişen 15
tutuklunun işkence ve tecavüzüyle ilgili davanın dünkü duruşmasında
bir soruşturma skandalı ortaya çıktı. 3’üncü Ağır Ceza
Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya şikâyetçi olan Z.D.
katılmadı.
7 sanığın hazır bulunduğu duruşma, mağdur ile sanıkların çocuk
olması nedeniyle basına ve sanıkların anne ve babalarının dışındaki
izleyicilere kapalı yapıldı. Tecavüzün ortaya çıkmasının ardından
yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmaların sonucunun
mahkemeye ulaştığı bildirildi. Dönemin cezaevi savcısınca yürütülen
adli soruşturmada, cezaevi görevlileri hakkında “görevi ihmal”
suçlamasıyla kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesiyle takipsizlik
kararı verildiği ortaya çıktı.
ÖNLENMESİ OLANAKSIZDIR
Z.D’nin maruz kaldığı tecavüz eylemi sırasında cezaevi savcısı olan
ve kısa süre önce başka bir kente tayin olan Hasan Baykal
tarafından 2 Temmuz 2010 tarihinde verilen takipsizlik kararında şu
değerlendirmeler dikkati çekti:
“Kapasitenin çok üzerinde tutuklu ve hükümlü barındıran
Antalya L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda, çocuk tutuklu sayısı 50’nin
altına düşmemekte olup .... Personel yetersizliği nedeniyle çocuk
bölümünde gece 1, gündüz 3 görevlinin nöbet tutabilmesi nedeniyle
koğuş içi olayların başlamadan önlenmesi
olanaksızdır.”
Duruşmaya katılan Z.D’nin avukatlarından ve Çağdaş Hukukçular
Derneği Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş, hakkında suç
duyurusunda bulunduğu Cezaevi Savcısı Hasan Baykal ve Cezaevi
Müdürü Hasan Dal’ın, kendi hakkında yapılan şikâyetin
soruşturmasını kendisinin yaptığına dikkat çekti.
BÖYLE ŞEY OLUR MU?
“Böyle şey olur mu? Şikâyet edilen cezaevinin müdürü, kendi
hakkında yapılan soruşturmayı yürütüyor ve sonuç bölümüne ‘Disiplin
soruşturması açılmasına gerek yoktur’ diye yazıyor. Sorumluluğu
olan savcı da kovuşturmaya yer olmadığına karar veriyor” diyen
Ermiş, L Tipi Cezaevi Müdürü Hasan Dal’ın soruşturma yaptığı dosya
ile 4 ayrı tecavüz olayının daha ortaya atıldığını söyledi.
Duruşma, mağdur Z.D’nin ruh ve beden sağlığının bozulup
bozulmadığına yönelik Adli Tıp Kurumu incelemesinin sonucu ile bazı
tutuklu sanıklarla ilgili adli sicil kayıtlarının beklenmesi
nedeniyle 24 Aralık tarihine ertelendi.
KORKUNÇ OLAY VE DAVA BÖYLE BAŞLADI
Z.D., 2 Ağustos 2009 tarihinde hırsızlık suçlamasıyla tutuklandı.
Antalya’da iki yıl önce hizmete açılan yüksek güvenlikli ve
kameralarla donatılı Antalya L Tipi Cezaevi’nin çocuk koğuşuna
konulan Z.D., aynı gün “koğuş mümessili” 17 yaşındaki B.K. ile
“yardımcısı” aynı yaştaki U.S. tarafından boş bir odaya kapatılarak
paspas sapı ile dövüldü ve jiletle korkutularak tecavüz edildi.
Ardından 12 gün boyunca koğuştaki diğer 13 zanlı, Z.D.’ye tecavüz
etti. Koğuşa yeni gelen bir çocuk Z.D.’nin maruz kaldığı cinsel
saldırıyı anlattı. Cezaevi bünyesinde soruşturma başlatılırken,
Z.D. başka koğuşa gönderildi. TKecavüz doktor raporuyla doğrulandı
ve psikolojisi bozulan Z.D., ilk duruşmada tahliye edildikten sonra
memleketi Gaziantep’e gitti.
"ZENGİN KOCA HAYALİYLE FUHUŞA BATTI"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Bir televizyon kanalındaki arkadaşlık mesajları aracılığıyla tanıştığı kişiyle buluşmak için Adana’ya gelen genç kadın, fuhuş çetesinin eline düştü. Yaklaşık 4 ay sonra çetenin elinden kaçarak polise sığınan F.A. (27), ailesine teslim edildikten sonra başına gelenleri gazetecilere anlattı.
İstanbul’da ailesinin yanında kaldığı sırada bir televizyon kanalındaki arkadaşlık mesajları aracılığıyla Adana’dan kendisini Tamer olarak tanıtan bir kişiyle tanıştığı belirten F.A, bir süre görüştüğü kişiyle buluşmak için ailesinden habersiz Temmuz ayında Adana’ya geldiğini söyledi.
Söz konusu kişiyle buluştuğunu ve Yumurtalık ilçesine gittiklerini kaydeden F.A, daha sonra bu kişinin ortadan kaybolduğunu, kendisinin de Ş.Ş. isimli bir kadınla tanıştığını söyledi.
Daha sonra bu kadının bir fuhuş çetesinin lideri olduğunu öğrendiğini ifade eden F.A, şöyle devam etti: "Beni kemerle dövdüler, kollarımda sigara söndürüp, zorla fuhuş yaptırdılar. Durumumu anlattığım müşteriler de şikayetimi Ş.Ş’ye söylediler.
Bunun üzerine de çok kez dayak yedim." Birçok kez fuhuş yapmaya zorlandığını anlatan F.A, "Adana’ya geldiğimizde Ş.Ş’ye baklava almak istediğimi söyledim. O da bana 10 lira vererek, gidip almamı söyledi. Ben de bu fırsattan yararlanarak, 5 Ocak Polis Merkezine sığındım" dedi.
Yaşadıklarından dolayı oldukça üzgün olduğunu ifade eden F.A, yaşadıklarının genç kızlara örnek olması gerektiğini belirterek, evlerinden kaçmamaları ve ailelerinin sözlerini dinlemeleri tavsiyesinde bulundu.
F.A, bir gazetecinin sorusu üzerine, evden "zengin olma ve farklı bir yaşantı sürme hayalleri" kurduğu için kaçtığını söyledi.
F.A’yı teslim alan annesi N.A. da, kızını kötü duruma düşürenlerin cezalandırılmasının acılarını bir nebze olsun dindireceğini kaydetti.
N.A, ayrıca, genç kızların anne ve babalarının sözlerini dinlemeleri gerektiğini belirterek, kızının kurtulmasına vesile olan polislere de teşekkür etti.
Bu arada, F.A’nın yaptığı iki evliliğinden toplam iki çocuğu olduğu ve eşinden boşandıktan sonra İstanbul’daki ailesinin yanında yaşamaya başladığı öğrenildi.
POLİS OPERASYON BAŞLATTI
F.A’nın polis ekiplerine sığınmasının ardından Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri geniş çaplı operasyon başlattı.
Düzenlenen operasyon sonucu F.A’nın fuhuş çetesi lideri olduğunu iddia ettiği Ş.Ş. ile olaya karıştıkları ileri sürülen M.B, R.Y, Z.K. ve E.A. gözaltına alındı.
Bu arada, polis ekiplerinin firari zanlılar Tamer isimli kişi ile M.K. ve A.K’yi de yakalamak için çalıştığı bildirildi.
"İNTİHARIN NEDENİ FACEBOOK'TAKİ O FOTOĞRAF"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
İstanbul Mecidiyeköy’de 10 katlı iş hanından atlayarak intihar
eden Mahmut Taşkın’ın ölümünün ardındaki sır çözüldü. Vatan
gazetesinin haberine göre, nişanlısı Zübeyde Tepe, lise
arkadaşlarıyla çekildiği fotoğrafları Facebook’a koyunca iki aile
nişanı bozdu. Taşkın çok sevdiği nişanlısından ayrılmaya
dayanamayıp intihar etti.
Yaklaşık 2,5 yıl önce Adıyaman’dan İstanbul’a iş bulmak için gelen
ve Başakşehir Belediyesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan
Mahmut Taşkın (29), önceki gün Elbir İş Merkezi’nin 30 metre
yükseklikteki 10’uncu katından atladı.
Üç-dört kattan sonra etkisini kaybeden hava yatağına düşen Taşkın
yaşamını yitirdi. Mahmut Taşkın’ın intihara götüren nedeni ise ev
arkadaşları VATAN’a anlattı. Arkadaşlarının iddiasına göre olay
şöyle gelişti:
Mahmut Taşkın 4 ay önce Adıyaman’lı olan ve daha önceden de
tanıştıkları Tepe ailesinin bir düğününe katıldı. Orada Zübeyde
Tepe’yi gören genç adam daha sonra ailesini göndererek görücü
usulüyle nişanlandı. Nişanın ardından İstanbul’a dönen Taşkın,
nişanlısıyla sık sık telefondan ve internetten görüşmeye
başladı.
Zübeyde Tepe kısa bir süre Taşkın’a haber vererek lise
arkadaşlarıyla bir yemekte çektikleri fotoğrafları facebook’a
koydu. Fotoğrafları öğrenen Taşkın ailesi hemen Zübeyde’nin evine
gitti. Mahmut Taşkın’ın yakınları, genç kızın ailesine “Çocuğunuzun
fotoğrafları internette dolaşıyor, böyle nişanlı kız mı olur?” diye
tepki gösterdi. İki aile büyükleri arasında sert geçen konuşmaların
ardından nişanı bozma kararı alındı.
Çok sevdiği nişanlısından ayrılmasının ardından Taşkın’ı ev
arkadaşları teselli etti. Hem iş hem ev arkadaşı Günay Turhal
konuşmanın ardıdan intihara kadar geçen süreyi ise şu sözlerle
özetledi:
“Akşam konuştuk moral verdik. Sabah kalktığımızda evde yoktu. Bir
not bırakmış arkadaşlarımızdan birine hakkınızı helal edin diye ve
40 lira gibi bi para bırakmış birine. Öyle söylendiği gibi borcu
falan yoktu, ki zaten kendisi de kredi kartı kullanmıyordu. O gün
bana ‘kardeşim Mecidiyeköy’de 10 katlı bir binanın çatısındayım.
Hakkını helal et’ diye bir mesaj attı. Bir kaç dakika erken
gelseydim, ikna ederdim. Yetişemedim. Gözlerimin önünde kendisini
boşluğa bıraktı. Konuşma şansım olmadı. ‘Gelmeyin. Nişanlımdan
ayrıldım. Barışma ihtimali de yok’ dediğini öğrendim daha
sonra.”
"OĞLU UYURKEN YAN ODADA EŞİNİ ÖLDÜRDÜ"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Mersin'de beyaz eşya mağazası bulunan 40 yaşındaki Tayfur C., eşi 1 çocuk annesi 36 yaşındaki Tülay C.’yi tabancayla vurarak öldürdü. Tayfur C., polisi arayıp, “Karımı öldürdüm gelin beni alın” diyerek teslim oldu.
Olay, sabah saat 05.30 sıralarında Hürriyet Mahallesi Hürriyet Konakları’nda meydana geldi. 155 Polis İmdat telefonunu arayan Tayfur C., eşini öldürdüğünü, teslim olmak istediğini belirterek polise adresini verdi. Olay yerine gelen polis, yatak odasında Tülay C.’nin cesedini buldu. Tayfur C.’yi de gözaltına aldı.
Çiftin tek çocukları olan 13 yaşındaki M.C.’nin de olaydan habersiz yatak odasına uzak olan kendi odasında uykuda olduğu anlaşıldı. Polisler tarafından uyandırılan M.C., çağrılan yakınlarına teslim edilip annesinin cesedi gösterilmeden evden uzaklaştırıldı. Yapılan incelemede Tülay C.’nin başından tek kurşunla öldürüldüğü tespit edildi. Genç kadının cesedi ise otopsi için Mersin Devlet Hastanesi’ne götürüldü.
Sağlık kontrolünden sonra sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne
götürülen katil zanlısının verdiği ilk ifadesinde, “Eşimle
sorunlarım vardı, ayrılmak üzereydik. Sabah aramızda aynı
gerekçelerle tartışma çıktı. Ben de öldürdüm” dediği öğrenildi.
Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
"KOMŞU KIZINA KORKUNÇ TUZAK"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Adana’da komşularının kızı 12 yaşındaki E.E.’yi, ‘Annenin haberi
var’ diyerek okuldan alarak gezmeye diye başka yere götürerek
kolasına uyuşturucu ilaç atıp erkeklere pazarlamaya çalıştığı iddia
edilen 31 yaşındaki Y.D. adlı kadın ile erkek arkadaşı 45 yaşındaki
E.A. tutuklandı.
Başka bir olayı takip eden Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro
Amirliği ekipleri, Y.D. adlı kadının komşularının kızı olan
E.E.’yi, erkeklere pazarlamak için erkek arkadaşı ile birlikte
hareket ettiğini belirledi. Bunun üzerine çalışma başlatan polis,
küçük E.E.’yi okuldan, ‘Annenin haberi var’ diyerek alan Y.D. ve
E.A.’yı takip etmeye başladı. Küçük kızı çarşıya götürerek bir süre
gezdiren çift, yemek yedirdiği çocuğun kolasına uyuşturucu ilaç
atmaya çalışırken, polis tarafından yakalandı. Suçlamaları reddeden
ancak üzerlerinden uyuşturucu ilaç çıkan çift, sevk edildikleri
adliyede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
"KARIMI ÖLDÜRDÜM GELİN BENİ ALIN"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Mersin'de beyaz eşya mağazası bulunan 40 yaşındaki Tayfur Coşar,
eşi 1 çocuk annesi 36 yaşındaki Tülay Coşar'ı tabancayla vurarak
öldürdü. Coşar, polisi arayıp, "Karımı öldürdüm gelin beni alın"
diyerek teslim oldu.
Olay, sabah saat 05.30 sıralarında Hürriyet Mahallesi Hürriyet
Konakları'nda meydana geldi. '155 Polis İmdat' telefonunu arayan
Tayfur Coşar, eşini öldürdüğünü, teslim olmak istediğini belirterek
polise adresini verdi. Olay yerine gelen polis, yatak odasında
Tülay Coşar'ın cesedini buldu, Coşar'ı da gözaltına aldı. Çiftin
tek çocukları olan 13 yaşındaki M.C.'nin de olaydan habersiz yatak
odasına uzak olan kendi odasında derin uykuda olduğu anlaşıldı.
Polisler tarafından uyandırılan M.C., çağrılan yakınlarına teslim
edilip annesinin cesedi gösterilmeden evden uzaklaştırıldı. Yapılan
incelemede Tülay Coşar'ın kafasına sıkılan tek kurşunla öldürüldüğü
tespit edildi. Genç kadının cesedi ise otopsi için Mersin Devlet
Hastanesi'ne götürüldü.
Sağlık kontrolünden sonra sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne
götürülen katil zanlısının verdiği ilk ifadesinde, "Eşimle
sorunlarım vardı, ayrılmak üzereydik. Sabah aramızda aynı
gerekçelerle tartışma çıktı. Ben de öldürdüm" dediği öğrenildi.