Yarı erkek yarı dişi hayvanlar

Abone ol

Yarı erkek yarı dişi olan hayvanlar bilim dünyasında şaşkınlık yarattı. Yarısı horoz yarısı tavuk olan hayvanlar, iki cins renge sahip kelebekler görmeye değer.

Bazı hayvanlar yarısı dişi, yarısı erkek olmak üzere tam yarıdan ikiye ayrılmıştır: Bu hayvanlar üzerindeki araştırmalar cinsiyetin nasıl geliştiğini anlamamıza yardımcı olabilir.

Sağdan bakınca Dr Schaef’in elindeki hayvan kırmızı ibiğiyle normal bir horoza benziyordu. Ama soldan bakınca tüylerindeki soluk renkler yüzünden ona tavuk derdiniz. Davranışı bile farklı ve kafa karıştırıcıydı. Hem diğer tavukların üzerine çıkıyor, hem de yumurtluyordu.

Tavuk ölüp karnı yarıldığında hem bir tarafının diğerinden daha iri olduğu, hem de testis ve yumurtayı birlikte taşıdığı görüldü. Sanki biri tavuk ve horozu tam ortadan kesmiş, sonra da birer yarısını birleştirmişti.

Dr Schaef tavuğu pişirip yedikten sonra iskeletini anatomist bir arkadaşına vermiş, o da 1923’te Deneysel Zooloji Dergisi’ne (Journal of Experimental Zoology) konuyla ilgili bir yazı yazmıştı.

Bugün bu canlılara “iki yanlı erdişi” (ginandromorf) adı veriliyor. Çift cinsiyetli (hermafrodit) olarak bilinen canlılarda ikilik cinsel organlarla sınırlı iken bu hayvanlarda tüm vücut bir tarafı erkek, bir tarafı dişi olmak üzere ikiye bölünmüş gibidir.

Dr Schaef’in ilginç yemeğinin üzerinden 100 yıla yakın zaman geçti ve farklı erdişi örnekleri bulundu. Bu canlıların ilginç özellikleri vücudumuzun gelişmesi ve cinsiyetin gizemleri hakkında açıklayıcı olabilir.

Yarısı erkek yarısı dişi canlılarla ilgili haberler eskiye dayanıyor. 1752’de İngiltere’de bir ıstakozda bu özellikler görülmüştü. O tarihten bu yana ise bilim insanları yengeç, koza tırtılı, kelebek, arı, yılan ve birçok kuş türünü bu listeye ekledi.

Bu canlıların ne kadar yaygın olduğu bilinmiyor. Edinburgh Üniversitesi’nden Michael Clinton’a göre, kuşların on binde biri ile milyonda biri bu şekilde gelişiyor. Memeliler konusunda ise kimse bir tahminde bulunamıyor.

2008’de Illinois’de bir öğretmen camdan dışarı bakarken bir kuzey cardinal kuşu görmüş ve tam ortasından kesilmiş gibi göğsünün yarısının erkeklerde görülen parlak kırmızı tüyleri, diğer yarısının ise dişilerdeki gri tüyleri taşıdığını görmüş.

Bu kuş daha sonra da gözlendiğinde ne yanında başka bir kuşla ne de öterken görülmüş. Diğer kuşlar ya onu dışlıyor ya da saldırıyormuş.

Uzun zaman boyunca bu olgu döllenmeden sonra yaşanan genetik bir kaza şeklinde algılandı.

Biyolojik cinsiyet insanda cinsiyet kromozomlarının bileşimi yoluyla belirlenir. Erkekte bir X bir de Y kromozomu, kadında ise iki X kromozomu vardır. Fakat diğer canlılarda bu süreç farklı işler. Örneğin tavuklarda erkeklerde iki Z kromozomu, dişide ise bir Z bir de W kromozomu bulunur.

Bazen hücrede bu kromozomlardan biri kaybolur; bu durum o hayvanın cinsiyeti üzerinde ciddi sonuçlar doğurur.

CİNSİYETİN BELİRLENMESİ


Birkaç yıl önce Clinton bir tavuk çiftliğinde Dr Schaef’in tavuğuna benzeyen, hem horoz hem de tavuk özellikleri taşıyan erdişi birkaç tavuk bulur.

Bunların genlerini incelediğinde tavuğun bir yanında ZW diğer yanında ise ZZ kromozomları bulur. Sanki çift yumurta ikizi olan iki tavuk tam ortadan birleşmiş gibidir.

Clinton’un bu konudaki açıklaması şöyledir: Yumurta ilk oluşurken hücrenin kromozomların yarısını atması gerekir. Fakat nadir durumlarda yumurta kendi hücresinin yanı sıra ‘kutup küreciği’ adı verilen bu fazlalığı da muhafaza edebilir. Her ikisi de döllenip hücreler bölünmeye başladığında iki taraf da kendi genomunu ve kendi cinsiyetini geliştirir.

Biyologlar herhangi bir canlı nüfusunda dişi ve erkek oranının çevresel etkenlere göre değiştiğini biliyor.

Koşullar uygun olmadığında annelerin dişi bebeklere sahip olma olasılığı daha yüksektir. Böylece zor zamanlarda bile annenin DNA’ları aktarılmış olur.

Bazı papağanlar koşullara bağlı olarak üst üste 20 dişi ya da erkek papağan yumurtadan çıkarabilir.

Diyelim ki bu yumurtalardan birinde ‘kutup küreciği’ atılmamış olduğundan iki çekirdeği var. Bunların ikisi de döllenirse yarısı dişi, yarısı erkek bir embriyo meydana gelmiş olacaktır.

Kuşlardaki cinsiyet seçiciliğin tersine, memelilerde cinsiyeti kandaki hormonlar belirler. Yarısı erkek, yarısı dişi memeliye pek rastlanmamasının nedeni bu olabilir. Hücrelerin DNA’sı ne yaparsa yapsın hepsi de aynı hormonlarla karşılaşacak ve aynı cinsel özellikleri taşıyacaktır.

Oysa kuşun iki tarafı birbirinden bağımsız gelişebiliyorsa onun hücreleri kendi kimliklerini ve gelişimlerini kendileri kontrol ediyor demektir.

İNSAN ETKİSİ

Bu sürece ilişkin olguları ortaya çıkarmak üreme ve cinsiyet konusundaki bilgi açısından önem taşır. Örneğin hayvanların vücudunun mükemmel bir simetri içermesi nasıl mümkündür sorusunun cevabı bu alandaki araştırmalarla ortaya çıkarılabilir.

Bazı ginandromorfların yaygınlaşmasında insan etkisi de söz konusu olabilir. Örneğin Japonya’da Fukuşima nükleer santrallerin zarar gördüğü 2011’den önce herhangi bir ginandromorf kelebeğe rastlanmamış olmasına rağmen bu felaketi izleyen 16 ay içinde bu tür altı kelebek görülmüştür.

Araştırmacılar Rusya’daki Çernobil nükleer felaketinin ardından da çok sayıda ginandromorfik kelebeğe rastlamıştı.

Yani bu canlıların oluşmasında radyasyonun etkisi olabilir. Bu kanıtlanmış bir bağlantı henüz bulunmamış. Ancak uzmanlar bunun üzerinde durulması gereken bir rastlantı olduğunu düşünülüyor

Günün Önemli Haberleri