Yargıtay'dan çok sert türban çıkışı!
Abone olAk Parti'nin muhalefet partilerine türban sorunu için komisyon önerisi götürdüğü saatlerde Yargıtay Başsavcılığı'ndan açıklama geldi.
YÖK'ün üniversitelerde türbanı serbest bırakması siyaset-yargı
ilişkilerini gerdi. Yargıtay Başsavcılığı mecut uygulamanın laiklik
ilkesine aykırı olduğunu öne sürdü...
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan türban konusunda bir yazılı
açıklama geldi.
Açıklamada, "AiHM türbanı dini bir simge olarak
görmüştür. Ve AİHM kararına gore yasak zorunlu tedbirdir"
ifadesi de kullanıldı.
Açıklamada, "Anayasa, Anayasa Mahkemesi ve AİHM'in
kurallarına uyulmalı" denildi.
Yargıtay açıklamasında, "Dinsel inanç veya dinsel
kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kurularak yapılan
düzenlemeler, hem devrim yasalarını, hem de laiklik ilkesini
ilgilendirir. Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin giyimlerini
düzenlerken türban kullanımına dinsel inanç nedeniyle geçerlilik
tanımak, kamu hukuku alanındaki bir düzenlemeyi dinsel esaslara
dayandırma suretiyle laiklik ilkesine aykırılık oluşturur"
denildi.
YARGITAY'IN UYARI DOLU AÇIKLAMASININ TAMAMI VE AK PARTİ'NİN
YARGITAY'A VERDİĞİ JET YANIT İÇİN SONRAKİ SAYFAYI
ÇEVİRİN
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, üniversitede türban konusunda
yapılacak düzenlemelerin yargı kararlarına aykırı olarak
gerçekleştirilemeyeceğini ve yüksek yargı organlarının kararları
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygun olması
gerektiğini vurgulayarak yapılacak düzenleme konusunda "Bundan
sonraki siyasi, toplumsal, kurumsal, ekonomik ve hukuki
sorumlulukların tüm siyasi partilere ait olacağı" uyarısında
bulundu.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu, üniversite öğrencilerinin dinsel inançları nedeniyle türban takmak suretiyle öğrenim görmelerinin sağlanması için Anayasa veya yasa değişikliği yapılması gerektiği, bu amaçla kıyafet serbestisi tanınmamasının eğitim ve öğretim özgürlüğüne ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu yönünde yer alan haberlere ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, siyasi partilerin eylemlerini, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olup olmadığı yönünden soruşturmakla görevli ve yetkili olduğu anımsatılan açıklamada Anayasa’ya göre Türkiye Cumhuriyeti’nin, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu, yasaların Anayasaya aykırı olamayacağı, Anayasa Mahkemesinin kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını bağladığı, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu vurgulandı.
"KAMU HUKUKU ALANINDAKİ DÜZENLEMEYİ DİNE DAYANDIRMAK LAİKLİĞE AYKIRI"
Dinsel inanç veya kurallarla doğrudan bağlantı kurularak yapılan
düzenlemelerin devrim yasalarını ve laikliği ilgilendirdiği ifade
edilen açıklamada "Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin
giyimlerini düzenlerken türban kullanımına dinsel inanç nedeniyle
geçerlilik tanımak, kamu hukuku alanındaki bir düzenlemeyi dinsel
esaslara dayandırma suretiyle laiklik ilkesine aykırılık oluşturur"
denildi.
Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında üniversitelerde türban ile öğrenime izin veren düzenlemelerin Anayasa’nın laiklik ve eşitlik ilkelerine aykırılık oluşturduğunu hükme bağladığı, Danıştay’ın verdiği kararlarda kamu kurumlarında türbanla öğrenim görme ve hizmet vermenin Anayasa’ya aykırılık oluşturacağını belirttiği anımsatılan açıklamada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de üniversitelerde türban takılmasına sınırlamalar getiren düzenlemelerin demokratik bir toplumda gerekli olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde karar verdiği, türbanlı bir öğretmenin öğretmenlik yapmasının engellenmesinin de kamu düzeninin korunması amacıyla orantılı ve demokratik bir tedbir olduğu yönünde karar verdiği belirtildi.
"SİYASİ ÇEVRELERİN TÜRBAN AÇIKLAMALARI POLİTİK ÇIKARA DAYALI"
Açıklamada, İç hukuk ve uluslararası hukuk boyutu değerlendirildiğinde yüksek yargı organlarının kararlarında üniversite ve diğer eğitim ve öğretim kurumlarında türbanın din ve vicdan özgürlüğü kapsamında koruma görmediğinin, laiklik ilkesiyle bağdaşmadığının açık ve tartışmasız bir biçimde vurgulandığının görüldüğüne işaret edilerek şunlar kaydedildi:
"Hukuk devletinin gerçekleşmesini, demokratik kuralların yerleşmesini sağlayan yüksek yargı organlarının kararları karşısında; sözü edilen konuda siyasi çevrelerin aksi yöndeki beyanları, politik çıkara dayalı ve Devletimizin temel niteliklerinden olan hukuk devleti, laiklik ve eşitlik ilkeleri ile bağdaşmaz niteliktedir.
Belirtilen ilke ve kararlar ışığında; bir hukuk devletinde bu
konudaki düzenlemelerin, yargı kararlarına aykırı olarak
gerçekleştirilemeyeceği ve özellikle 2547 sayılı Yükseköğretim
Yasası’yla bu Yasa’ya dayanılarak çıkarılacak düzenlemelerde yüksek
yargı organlarının kararları ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
kararlarına uygunluk gözetilmesi gerektiği gibi yürürlüğe konulacak
yeni kuralların da bu metinlere aykırı olamayacağı, bundan sonraki
siyasi, toplumsal, kurumsal, ekonomik ve hukuki sorumlulukların tüm
siyasi partilere ait olacağı, üstün değerler taşıyan, objektif ve
tarafsız düşünen, hukuk devletine bağlı yüce Türk Milletinin
bilgisi dahilindedir."
AK PARTİLİ ÇELİK'TEN JET YANIT
Yargıtay Başsavcılığının açıklamasına AK Parti'den
jet açıklama geldi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik,
"Bir savcının neyin doğru neyin yanlış olup olmayacağıyla ilgili
karar veremez" dedi.