Yargıtay yanlış yargılanıyor
Abone olMİT-Yargıtay-Çakıcı ekseni etrafında gelişen olaylar yargıtayın tüm prestijini sarstı. Cumhuriyet Başsavcısı da yaptığı açıklamayla sarsılan güveni yerine getirmek istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, kamuoyuna yansıyan son
olaylarda kurum olarak Yargıtay'ın ilişkisinin olmadığını,
olmasının da düşünülemeyeceğini belirtti. Ok, "Yargıda değer
aşınması ve çürüme kesinlikle yoktur. Kişisel ve münferit olaylar
yargıdan kaygı duyulmasını gerektirecek boyutta değildir ve adalete
yansımamıştır" dedi. MİT-Yargıtay-Çakıcı ekseni olarak kamuoyuna
sunulan olayın, tüm yargı ve Yargıtay camiasını derinden üzdüğünü
belirten Ok, "Hele Susurluk olayını çağrıştıracak bir slogan içinde
Yargıtay'ın adına yer verilmesi, son derece üzücü ve camiamızda
kabul edilemeyecek tanımlamadır. Yargının değişmez ve vazgeçilmez
rehberi, Anayasa, yasalar ve hukuktur. Hakim bunların ışığında
vicdani kanısına göre karar verir. Bunların dışında karara etkili
olacak kişi, kurum ve unsur düşünülemez. Bu olayda kurum olarak
Yargıtay'ın ilişkisi olmamıştır, olması da düşünülemez. Davanın
sonucu da bunu göstermektedir. Ancak Yargıtay'ın seçkin
mensuplarının zor duruma sokulduğu da inkar edilemez. Sürmekte olan
yayınların, temsilde, saygınlıkta ve inandırıcılıkta zaaf
doğurmaması da mümkün değildir. Çok kısa bir süre sonra yapılacak
olan ve hukuk ve adaletin konuşulacağı, yargının sorunlarının dile
getirileceği adli yıl açılış törenlerine rahatlıkla
gidilebilmesinin koşul ve ortamının sağlanması gerekmektedir" dedi.
"Yargıyı yıpratmamak" düşüncesinden kimi zaman sıyrılınması
gerektiğini söyleyen Ok, "Böyle yapılırsa, hakimlik kimlik ve
etiğine baştan sahip olmayan veya sonradan kaybedenler ayıklanırsa,
yargıya güveni sarsılmaz bir şekilde korumuş oluruz. Özel ve özgün
konuma sahip hakimlerin her konuda dikkatli oldukları kuşkusuzdur.
Her şey tüm canlılığı ve gerçekliği ile orta yerde dururken, hiç
bir şey olmamış gibi tavır almaları da mümkün değildir" dedi. Ok,
Neşter soruşturmasında da başa dönülmesi, hakim kararına dayanan
iletişim dinleme tutanakları, mesajlar, konuşmalar ve diğer
delillerin kanunilik ilkesi dikkate alınarak titizlikle
değerlendirilmesi, adı geçenler ile soruşturmaya dahil edilmeyenler
varsa, bunların da soruşturma kapsamına alınması yasal
zorunluluğunun ve beklentisinin karşılanması gerektiğini
söyledi.