Yalçın Topçu: Milli Mutabakat şer odaklarını rahatsız etti
Abone olCumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Yerli Düşünce Derneği Onursal Başkanı Sayın Yalçın Topçu gazetecilerle bir araya geldiği görüşmede gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, “Yepyeni
bir dönem başlamıştır. Yerli ve milli politikalar, Ankara merkezli
stratejiler tek çıkış yolumuzdur” diye konuştu. Yalçın Topçu bir
grup gazeteciye gündemdeki konuları
değerlendirdi.
Topçu özetle şunları söyledi:
AK Parti ve MHP nin son açıklamaları Milletimizin nezdinde “Milli Mutabakat” olarak görüldü ve büyük kabül gördü.Bunun yanında,bir kısım şer odaklarını da fazlasıyla rahatsız etti.
Devlet ve Millet olarak İstiklal ve istikbal mücadelesi
verdiğimiz bu dönemde “ayrılık fırkasına değil birlik hırkasına”
ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Yerli ve milli emellerimize
ulaşma yolunda yetmiş yedi düvele karşı yüzyılın en ciddi
mücadelesi söz konusuyken ' önce ülkem ve milletim sonra partim ve
ben' diyenlerin maşeri vicdanda daha büyük makes bulacağını
biliyorum.
Tarih tekerrür etmez hatalar tekerür eder. Cennetmekân Abdülhamid'e karşı 1908'de Selanik'te başlayan kumpasın tezgahına düşen ve sonrasında ise nedamet şiirleri okumaya varan siyasi hırsların Devlet-i Aliyye'yi nasıl çökerttiğini bilmem hatırlatmaya gerek var mı?
Bütün Türkiye ve bütün dünya görüyor ki Mustafa Kemal Atatürk’ün
tam bağımsızlık misyonu bugün Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan'da tecelli ediyor. Bu bir nasip meselesidir,
miliyetperverlik haset değil hizmet şuuru ister, önce millet
menfaati der. Dolayısıyla mesele parti ve şahıs meselesinden öte
memleket ve milletin beka meselesidir.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi yıpratma peşine düşenler,boşuna uğraşıyorlar. Sayın Bahçeli, siyaset hayatı boyunca,önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben çizgisinde yürümüştür. 367 krizinde de,Gezi olaylarında, 15 Temmuz günü de, Sayın Bahçeli’nin açıklamaları tankların paletlerini durdurmuş, uçakların kanatlarını kırmış, darbecilerin vesayet odaklarının umutlarını dipsiz kuyulara atmıştır.
İçerden ve dışardan kim ne arıza çıkarırsa çıkarsın,yeni dönemde
Türkiye kutlu yolculuğuna,yerli ve milli kadrolarla, nizam ve
merhamet medeniyeti anlayışıyla devam edecektir. “Milli
Mutabakata”muhalefet edenlerin acayip tepkiler göstermesi aklın
alacağı işler değildir. Benim tabirimle “Sömürü ve Derebeyi
medeniyetinin temsilcilerinin”hayranları olan bu çevreler her zaman
memleketin ali menfaatleri söz konusu olduğunda problem oldu. Dün
Abdülhamit Han döneminde “Hürriyet” arayan anlayış, bugün de
“Demokrasi”aramakta, sömürge ve derebeyi medeniyetinin
temsilcilerinin değirmenine su taşımaktalar.
Milletimiz ülkenin-Milletin sorunlarına göre değil de, güç odaklarının beklentilerine göre pozisyon alan, hep bir yerlerden medet umarak iktidar arayan muhalefet etme siyasetine prim vermeyeceğini her seçim sandıkta ortaya koymaktadır. Bu çevreleri şimdiden”2019 Korkusu”sarmıştır. Feryat bundandır.
Sandıklarda yenemediler. Meydanlarda yenemediler. Kumpaslarla düşüremediler. Suikastlarla yok edemediler. İhanetlerle pes ettiremediler. Terör örgütleriyle diz çöktüremediler. Darbelerle bitiremediler.
Evet! Ülke Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bütün bu badirelerden güçlenerek çıkmasını bildi.
Şimdi! İçerde ve dışarıda ne kumpas kurarlarsa kursunlar, mutlaka hak galip gelecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi dünya sadece ABD’den ibaret değildir. 5000 yıllık geçmişe 2000 yıllık bir devlet geleneğine sahip olan Büyük Türk Milleti asla ve asla diz çökmeyecektir.
Her zaman şunun altını kalın çizgilerle çizdik. Batılı küresel
güçlerin Ortadoğu’ya yönelik operasyonlarıyla amaçladıkları şey,
bölgeyi “İslamsızlaştırma ve İnsansızlaştırmadır.”Önce demokrasi
nidalarıyla ‘Arap Baharı’ adı altında anarşi ve teröre zemin
hazırlandı sonra da çağdaş Lawrence’ler vasıtasıyla etnik ve
mezhebi çatışmalar çıkarıldı. Öyle bir hale gelindi ki ölen de
öldüren de ‘ Allahu Ekber” diye bağırıyor. Referansını İslam’dan
aldığını iddia eden ucube anlayışlar, vahşi terör örgütleri ortaya
çıktı. Dolayısıyla bölgeyi İslamsızlaştırma projesi ciddi bir
mesafe aldı. Ortaçağ’ın birbirini yok eden, vahşice katleden
Batı’nın o meşhur “Sömürge ve Derebeyi anlayışı”Ortadoğu’ya
taşındı. Onlarca vahşi örgütler türedi, milyonlarca cana kıyılıyor.
Amaç bölgeyi göçlerle, kıyımlarla, yıkımlarla
“insansızlaştırıp”teslim almak. Sömürü ihtiyaçlarına göre yeni bir
harita belirlemek.
Batı’ya Ortadoğu’da yer üstündekileri değil, yer altındakileri lazım!O yüzden yer üstünde kendi isteklerine uygun canlı yaşasın istiyorlar. Kendilerine köle olunmasını bekliyorlar. Proje budur. Epey de mesafe alınmıştır.
Batı’nın bu planına karşı duracak tek ülke Türkiye’dir. O yüzden FETÖ ile, PKK ile, DAEŞ ile, Türkiye’ye operasyonlar yapılıyor. Nihai amaç Türkiye’yi bölmektir, bu çok nettir.
Türkiye,güneyinde bir uydu terör yapılanmasına asla izin vermeyecektir. İkiyüzlü politikalar iflas etmiştir. Yepyeni bir dönem başlamıştır. Yerli ve milli politikalar, Ankara merkezli stratejiler tek çıkış yolumuzdur. Hamd olsun!
Türkiye hedeflerine Devlet-Millet elele topyekûn bir kararlılıkla ”TEK DEVLET-TEK MİLLET-TEK VATAN-TEK BAYRAK” şuuru ile, Recep Tayyip Erdoğan’la omuz omuza 2019’a, oradan da 2023 hedefine yürümektedir.
Ülküdaşı değerli iş adamı Eski MHP Ankara İlyönetim kurulu üyesi Cabbar Demirpehlivan’ın cenaze namazı için vedalaşan Topçu, “ülkemiz değerli bir işadamını, ben kardeşimi, Milliyetçi camia değerli bir evladını yitirdi. Camiamızın, ailesinin başı sağ olsun, mekanı cennet olsun. Bu vesile merhumun durumu ile bizzat ilgilenen değerli sağlık bakanımız Dr. Ahmet Demircan’a, Aile ve Sosyal Politikalar eski bakanı Sema Ramazanoğlu’na, Turizm ve Devlet eski bakanı Güldal Akşit ve değerli eşlerine de camiamız ve yakınları adına minnet ve Şükran’larımızı arz ediyoruz.” dedi.