Yalçın Akdoğan geldi çözüm süreci bitti mi?
Abone olHüseyin Yayman "Beşir Atalay gitti çözüm süreci bitti mi?" sorusuna yanıt verdiği yazısında Yalçın Akdoğan'a dönük tereddütleri yorumladı...
İNTERNETHABER.COM
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yeni kabinesindeki en
çarpıcı değişim Beşir Atalay'ın görevini
Yalçın Akdoğan'ın üstlenmesi olmuştu. Akdoğan'ın
Atalay'ın yerine çözüm sürecinin koordinatörlüğünü yürütüceği öne
sürülürken hükümete yakın gazetecilerden Hüseyin Yayman
"Beşir Atalay gitti çözüm süreci bitti mi?"
sorusuna yanıt verdi.
ERDOĞAN VE ÖCALAN BİTTİ DEMEDEN BİTMEZ!
Yayman Vatan gazetesindeki köşesinde çözüm sürecinin AK Parti hükümetleri için artık "varoluşsal" bir nitelik kazandığını ve bir devlet politikası haline geldiğini yazarken Yalçın Akdoğan'a dönük tereddütlerin yersiz olduğunu iddia etti. Akdoğan'ın HDP'yi red eden yazıları nedeniyle Kürt tarafında oluşan rahatsızlığa değinen Yayman "‘Müzakere yasası’ tam da sorunu kişisel ve konjontürel bir konu olmaktan çıkarmak için yapıldı." diyerek güvencenin kişislerde değil yasal çerçevede olduğunu vurguladı. Çözüm sürecine son verecek iradenin sadece Erdoğan ve Öcalan'da olduğunu kaydeden Yayman "Erdoğan ve Öcalan süreci başlatan isimler olarak süreç bitti demediği sürece müzakereler devam edecektir." diye yazdı.
İşte Yayman'ın yazısındaki ilgili bölüm:
AKDOĞAN'IN HDP ALERJİSİ SÜRECİ ZEDELER
Mİ?
Yeni hükümette en çok tartışma yaratan konu Beşir Atalay
değişikliği oldu. Bazı yorumcular Atalay’ın görevi devretmesiyle
sürecin yavaşlayacağını ve sona ereceğini dile getirdiler. Önce bir
hakkı teslim etmek lazım. Çözüm süreci, bugün bu aşamaya geldiyse
bunda Beşir Hocanın büyük emeği var.
Beşir Hoca, ketum tavrı, serinkanlı duruşu, en sert eleştirileri
sonuna kadar dinlemesi ve müzakereci karakteriyle tarihi bir rol
üstlendi. Kendisinin sevdiği ifadeyle bu konuda ‘Sessiz Devrim’
yaşandı. Beşir Hocanın görevini Yalçın Akdoğan’a bırakmasıyla
başlatılan tartışmanın ana fikrini ise Akdoğan’ın HDP’lilere
yönelik bazı sözleri oluşturuyor. Peki tüm bunlar ne anlama
geliyor?
Müzakere yasası bugünler için yapıldı: Her şeyden önce çözüm
sürecinde çıkartılan ‘Müzakere yasası’ tam da sorunu kişisel ve
konjontürel bir konu olmaktan çıkarmak için yapıldı. Dolayısıyla
çözüm süreci artık bir devlet politikası haline geldi. Ayrıca ‘kamu
politikalarında süreklilik’ esastır prensibini unutmamak
gerekiyor.
SÜRECİ SADECE
ERDOĞAN VE ÖCALAN
BİTİREBİLİR
Süreci ancak Erdoğan ve Öcalan bitirebilir: İkinci önemli husus,
sürecin görünür isimleri yanında görünmez kahramanları var. PKK’yı
‘Devrimci halk savaşı’ açmazından; Devleti ‘Son PKK’lı yok edilene
kadar savaş’ konseptinden çıkarıp müzakere masasına oturtan Hakan
Fidan ve Abdullah Öcalan realitesini unutmamak gerekiyor.
Bu meseleyi yakından takip edenlerin iyi bildiği gibi siyasi
iradeyi temsilen Tayyip Erdoğan olmasa ve Öcalan örgütünü ikna
etmese kim ne söylerse söylesin çözüm ilerleyemezdi. Sürecin en
başında dile getirdiğim tezimi tekrarlamak isterim. Süreç Eylül
2012’de Abdullah Öcalan’ın Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektupla
başladı. Erdoğan ve Öcalan süreci başlatan isimler olarak süreç
bitti demediği sürece müzakereler devam edecektir.
ÇÖZÜM SÜRECİ AK PARTİ İÇİN VAROLUŞSAL
BİR MESELE
Çözüm süreci kişilerden bağımsız bir politika haline geldi: Fiilen
Eylül 2012, resmen 3 Ocak 2013 başlayan çözüm sürecinin başından
itibaren Tayyip Erdoğan’ın büyük bir sahiplenmesi oldu. Erdoğan,
yerel seçimlerde ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en çok çözüm
sürecini anlattı.
Cumhurbaşkanlığı kampanyası sırasında meydanlarda öncelikli olarak
çözüm sürecinin takipçisi olacağını söyledi. Bu bağlamda Erdoğan,
çözüm sürecinin AK Parti hükümetleri için varoluşsal bir mesele
olduğunun farkında ve asla geri adım atılmayacaktır.
Yalçın Akdoğan zor zamanlarda kritik görevler aldı: Özellikle Kürt
siyasi hareketinde bilinenin aksine Yalçın Akdoğan bu
meselenin müzakerelere evrilmesinde önemli katkısı olan isimlerden
biri. Demokratik Açılım sürecinde başdanışman, Oslo ve Çözüm süreci
sırasında ise hem vekil hem de başdanışman olarak kritik görevler
üstlendi.
MÜZAKERELERDE AKTÖR DEĞİŞİR AMA SÜREÇ
DEVAM EDER
Tüm süreçlerin içinde yer alan az sayıdaki isimden biri oldu.
PKK’nın ‘devrimci Halk Savaşı’ konsepti devam ederken dahi arka
kapı diplomasisiyle Akdoğan’ın BDP’li önemli isimlerle görüştüğü
biliniyor.
Müzakere, bagajlara rağmen diyalogun devam etmesidir: Bununla
birlikte geçmişte söylenen sözler üzerinden mesele ele alınacaksa
eski defterler karıştırıldığında çok sayıda kem söz bulunabilir. Bu
AK Partililer için de, HDP’liler için de geçerlidir. Müzakere tam
da aslında budur. Geçmişte yaşananlara rağmen sorunu diyalog ve
müzakere yöntemiyle çözmektir.
Sonuç olarak, müzakerelerde aktör değişse de süreç devam edecek.
Yeni dönemde sürecin yavaşlaması veya bitmesi değil, hızlanarak
tamamlanması hedeflenmektedir.