Ya özür dile ya da istifa et!..

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yaptığı küstahça açıklama ile resmen kendi şanlı tarihine leke sürmüştür.Böyle bir ismin o makamda oturması züldür..

Osman DİYADİN o.diyadin@hotmail.com

Demiş ki;

"1974'te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır. Bu nedenle bir an önce diyalog ve diplomasinin devreye girmesi en büyük dileğimdir"

Bu  küstahça sözleri  böylesine  milli bir dayanışma ruhunun meşale gibi alevlendiği günlerde KKTC Cumhurbaşkanı  Mustafa Akıncı  kullanmış..

Rumlar dahi bu sözleri söylemedi!..

Böyle bir küstahlık olabilir mi?

Bir Cumhurbaşkanı  ülkesini ve kendisini var eden şanlı  tarihine, şehitlerine  ihanet eder mi?

Ediyor işte!..
Daha ağır sözler var ama en hafifinden nankörlük böyle bir şey işte!..

*

Mustafa Akıncı bey!..

Bugün oturduğun koltuğu kime borçlusun?

Şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak sizi sadece kim tanıyor?

Türkiye Cumhuriyeti Devletinden başka Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir ifadeyi kullanan var mı dünyada?

Yok.

Onlar ne diyorlar?

Kıbrıs…

Sadece biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diyoruz.

Aşağıya da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi diyoruz.

Biz neyin mücadelesini veriyoruz, sen  neyin mücadelesini veriyorsun Mustafa Bey!..

Nankör!..

Hatırla nereden nereye geldiğini!..

1947 yılında Kıbrıs'ın Limasol şehrinde gözlerini dünyaya açtığın zaman Kıbrıs, Lozan Antlaşmasını'nın 21'inci maddesi uyarınca Büyük Britanya'ya bağlı bir ülkeydi ve "Crown Colony" statüsündeydi.

3 yaşına geldiğinde Doğu Ortodoks Kilisesi bir referandum yapmış, Türklerin boykot ettiği referandumun sonucu yüzde 90'lık bir çoğunlukla Kıbrıs Yunanistan ile birleşmiş, yani "Enosis" olmuştu.

Hatırladın mı ?

Hani diyorsun ya ‘akan su değil kan.’

O kanı Kıbrıs’ta kimler akıtmıştı Mustafa Bey!

Yavru Vatana  Mehmetçik keyif için mi çıkarma yapmıştı?

Barış için!..

İsteseydik bütün Kıbrıs'ı alabilirdim!..

*

Nankör…

1960 yılında Kıbrıs bağımsızlığını ilan ettiği tarihte henüz 13 yaşındaydın. ODTÜ Mimarlık Fakültesi'ni kazanarak burada yüksek tahsilini tamamladın…

Türk vatanının ekmeğini yedin.

1973 yılında mezun olup Kıbrıs'a döndüğün zaman fırtına yeni başlıyordu. Yunanistan'da yapılan darbeden sonra  Türkiye, Kıbrıs'ta akan kanı durdurmak ve "Yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek" için tarihi müdahalesini yapıyordu.

Nankör!..

Hani diyorsun ya ‘akan su değil kan…’

O kan neden akmıştı!..

*

Mustafa Bey unuttun mu?

O günlerde Kıbrıs’ta aynı heyecanlı ruh hali vardı. Uzun süredir devam eden mezalim bitmiş, büyük mücadelelerle senin de aralarında bulunduğun Kıbrıs Türkleri, Kıbrıs'ta yaşama hakkını ellerine almışlardı.

Türkiye'nin müdahalesi adayı bir bıçak gibi ikiye ayırırken, Türkler adanın Kuzey tarafında yepyeni bir yaşam kuruyordu.

Öyle değil mi Mustafa Bey!..

Sayın Cumhurbaşkanı!..

Bay nankör!..

*

'Akan su değil kan' diyorsun!..

1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti Kurucu Meclis'i üyeliğine seni kim getirdi? 1976 yılında  bir devletin kuruluşuna hizmet etme onurunu sana kim yaşattı!

Söyle Mustafa Bey!

O zaman hangi kanın üzerine oturuyorsun!..

1976 yılında henüz 28 yaşında Lefkoşa Belediye Başkanlığı'na seçilmene kim vesile oldu? Bu görevi tam 14 yıl kesintisiz nasıl sürdürdün? Sonra Toplumcu Kurtuluş Partisi genel başkanlığı görevine nasıl getirildin?

Cevap versene Mustafa Bey!..

*

Nankör!..

1998 yılında yapılan seçimlerde 50 koltuklu KKTC Parlamentosu'nda 7 milletvekili ile temsil edilme imkanını nasıl kazandın. Bu milletvekili sayısı ile koalisyon ortağı da olup 2001 yılına kadar hükümette Başbakan Yardımcısı olarak kimin sayesinde görev yaptın...

Cevap ver...

Veremezsin...

Ama işte orada ihanete başladın Sayın Mustafa Akıncı...

Unutmadık biz o günleri…

Denktaş’a yaptıklarınızı!..

Aptal değiliz!..

O dönem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Türk askerinin konumu ciddi bir tartışma konusu yapılıp, Avrupa gazeteleri askere yönelik salvolar yaptıkça siz de onları desteklediniz.

Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının "İhanetin bir bedeli vardır" açıklamasına karşı "Asker kışlaya dönsün!" diye Mehmetçiğe rest çekende sizler  oldunuz…

Bitmedi...

2000 yılının Haziran ayında. KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanının “Şayet toplumun gözü önünde devletin temellerine dinamit konulursa, yıkılmaya çalışılırsa, GKK'dan önceki yetkililer, devlete sahip çıkmazsa, sahip çıkacak makam milletin anayasayla görevlendirdiği GKK'dır. TSK generalinin boğazı dokuz boğumludur, her aklına geleni söylemez ama yerinin geldiğine karar verirse değerlendirmeyi yapar” şeklindeki sözleri üzerine ne yaptın?

Ayağa kalkıp "protesto ediyorum" diyerek töreni de sen  terk ettin.

Terk ederken de "Biz kendi kendimizi yönetmek istiyoruz" diyerek ağzındaki baklayı  çıkarıp  Ankara’yı boşluğa düşürdün nankör!..

Rauf Denktaş’ı Türkiye ile karşı karşıya getirmek için ihaneti de sizler  yaptınız ?

Unuttuk sanmayın...

Allah rahmet eylesin  nurlar içinde yatsın KKTC'nin efsane lideri Rauf Denktaş’ ın ne kadar haklı olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz…

*

Bitmedi…

2004 yılına gelirken Kıbrıs'ın ve Türkiye'nin gündeminde olan BM, ABD ve AB’nin Annan Planı vardı. Türkiye ve Kıbrıs'ta ise toplumu ikiye sizler böldünüz?

Rauf Denktaş başta olmak üzere önemli bir kesim bu planın adada Türk varlığını sona erdireceğini, Türklerin haklarını korumadığını iddia edip Türk Silahlı Kuvvetleri plana yönelik itirazlarını ifade ederken Kıbrıs'ta "Evet" cephesinin başında Barış ve Demokrasi Hareketi  olarak siz vardınız…

*

Bu küstahlığın unutulmaz...

Barış Pınarı Harekatı bir cinayet şebekesi olan terör örgütüne karşı yapılırken hangi su hangi kandan bahsediyorsun. Terör örgütüne karşı tek bir cümle kuramıyorsun ama teröre karşı  hem Türkiye Cumhuriyeti Devletinin mücadelesi eleştiriyorsun hemde KKTC'nin şanlı tarihine leke sürmeye çalışıyorsun

Sayın Mustafa Akıncı...

Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Barış Harekatı’nı yaparken hangi iradeye sahipse, bugün de Barış Pınarı Harekatı için aynı iradeye sahip..

*

İyi dinle Sayın  Mustafa Akıncı...

Rahmetli  'Çılgın Türkler' kitabında Turgut Özakman  Kıbrıs'ta görevli iken  bizzat yaşadığı acı manzarayı anlatıyor..

…Yıkılmış Türk evlerini gördük.
Kumsal’da Binbaşı Nihat İlhan’ın üç çocuğu ile eşi, saklanmak için girdikleri
banyo küvetinde Rum çeteciler tarafından öldürülmüştü.
O evi, o banyoyu gördük.

Çocukların kanları daha tavandaydı.
Duvarlarda kurşun izleri vardı.

Ortanca çocuğun küçük ayakkabıları
küvetin dibinde duruyordu.

Biz de ağladık, bizi gezdiren Basın Ataşeliği
görevlisi de.

İşte o   acı manzara...

*

Sayın Mustafa Akıncı bakabildin mi bu fotoğrafa..

Neyin suyundan neyin kanından bahsediyorsun...

Sana Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmana vesile olan Kıbrıs Barış Harekatı’nın hangi soykırım ve cinayet şebekesine karşı yapıldığını hatırlatmak zorunda kalmak bile bugün o koltuğu terk etmen için yeterlidir artık

Bugün Barış Pınarı Harekatı’nın amacı bundan farklı mı Mustafa Bey?

Hangi kandan bahsediyorsun…

Kime hizmet ediyorsun,hangi kandan bahsediyorsun...

Daha dün hainler tarafından atılan havan topları ile öldürülen sivilleri, çocukları görmedin mi?

Bak şu küçük şehidimiz 6 yaşındaki  Muhammet' imize

İyi bak Mustafa Bey!..

Hangi sudan hangi kan'dan bahsediyorsun!..

*

Sayın Mustafa Akıncı  sen bilemezsin ama her Türk evladı Şair Mustafa Kayabek’in Türkiye ve yavru vatan bağını anlatan şiirini çok iyi bilir..

Der ki;

Benim iki bayrağım var
Biri ana, birisi kız
Benim iki bayrağım var
İkisinin de bağrında
Namusumdur ayla yıldız

*

Sayın Mustafa Akıncı Türk milleti için Yavru Vatan duygusu işte budur!..

Anlaşıldı ki sen bu duyguyu bilemezsin…

Anlaşıldı ki KKTC tarihinin en büyük talihsizliği  kendini var eden tarihine ihanet eden bir insanın Cumhurbaşkanlığı makamında oturmasıdır..

Oturduğu o büyük makamın, kendi gücünle elde edilmiş bir makam olmadığını, Türkiye Cumhuriyetinin gücüyle verilmiş bir makam olduğunu duruşu ve söylemleri ile inkar eden adam şunu çok iyi bilmeli ki;

Böyle  bir saygısızlık ve sorumsuzluk  ile  o  yüce makam asla yan yana duramaz...

Hele,hele...

Türk vatanın, Türk milletinin ve Yavru Vatan KKTC'nin bekası için kefeni elinde küresel güçlerle büyük bir mücadele giren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan varken asla yan yana duramaz..

YA ÇIK TÜRK MİLLETİNDEN  ÖZÜR DİLE..

YA DA İSTİFA ET!..

Yoksa artık Türk milleti ve Kıbrıs Türkleri için  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı olarak yok hükmündesin!..

Biline...