Büyük değişimler hemen ardından kendi kültürlerini de
getirmişlerdir. Gerek ahlak alanında gerek din alanında gerekse
toplumsal anlamda daha önceleri kültürel değişim tecrübelerini
yaşayan yaşlı dünyamız, bugünlerde yeni bir kültürel
oluşumun sancılarını yaşıyor.
Kültürel değişim örneklerini vermek için çok gerilere gidip
zihninizi bulandırmak isterim.
Taş Devri Çağı’nın da Orta Çağı’n da Yeni Çağı’n da
kendine ait kültürel kodları vardı. Fransız Devrimi’nin de
Sosyalizm Devriminin de kendi kültürel kodları vardı.
Ben örneklerimi daha çok bu yüzyılda yaşanmış büyük
değişimlerden ve kültürel kodlarından vereceğim.
Dünyada “Çiçek Çocuklar” olarak bilinen 68 Kuşağı’nın
kültürü “Savaşma, Seviş” sloganında özetlendi.
1960’lı yıllarda “Savaşma, seviş” sloganıyla simgeleşen
Hippilerdi onlar; çağın özgür çiçek çocuklarıydı.
Her türlü otoriteye karşı çıkmış, dünyanın bütün bitki, hayvan
ve insanlara ait olduğunu savunmuşlardı. Bu anlamda egemen olan,
baskın kültürü, dini ve normları reddetmişler, komün olarak
yaşamayı seçerek, insan haklarına daha fazla değer verildiği bir
dünya kurma düşüncesiyle cinsel özgürlüğü desteklemişler ve yeni
bir akım başlatmışlardı.
80 kuşağına dünya çapında verilen isim ise “Y Kuşağı”
…
Aslında Y Kuşağı’na değinmeden önce “X
Kuşağı"’nı anlatmak lazım ki Y Kuşağını ve onun
kültürünü anlayabilelim.
X Kuşağı “yaşamak için çalışmak” felsefesine sahip bir
kuşaktır ve 1946-1964 yılları arasında doğan “Patlama
Kuşağı”dır.
Büyümenin, refahın, mal ve hizmetlere özlem duygusunun ağır
bastığı bu nesil, “kuralcı” olarak tanımlanmaktadır.
Sadakat duyguları yüksek, kanaatkâr ve aynı zamanda bir yerde
uzun süre çalışabilen bir yapıya sahiptirler.
80’li yılların çocukları olan Y Kuşağı ise, teknolojik
imkânlar olarak da gelişme gösteren bir dünyada yetişmişlerdir.
Y kuşağı, PC’nin ve GSM teknolojilerinin doğduğu,
teknoloji dostu, bireysel, rahat ve küreselleşmeye başlayan
dünyanın çocuklarıdır. Y kuşağı çocukları; eğlence, gezme,
yaşama, yeni şeyler deneme, başarı, para, alışveriş, ne istediğini
bilme, yoğun çalışma, hayallerinin peşinden koşma, sorgulama ve
sevdiklerine zaman ayırma unsurlarına önem vermektedirler.
Y Kuşağı’nı takip eden kuşak ise 2000-2021 yılları için
tanımlanan Z Kuşağı.
Teknolojiyi ileri derecede kullanan Z Kuşağı,
taşınabilen, hep yanlarında olan küçük aygıtları, bilgisayar,
tabletler, MP4 çalar, I-Pod’lar ve cep telefonları ile
büyümekte.
Z Kuşağı için tanımlanan 2000-2021 tarih aralığı
bugünlerde dolmak üzere.
Artık ortaya yeni bir kuşak çıkacak.
Belki de bugünlerde yaşadığımız korona ve karantina günleri bu
yeni kuşağa hazırlık yapıyor.
Bir geçiş süreci yaşıyoruz ve yeni bir kuşak inşa
edilmeye çalışılıyor.
Bu yeni kuşağa ne isim verilir bilemem ama ben “Korona
Kuşağı”, “Dijital Kuşak” ve “Evde Kal Kuşağı” olarak
isimlendirmeyi uygun buluyorum.
İşte burada sorulması gereken en önemli soru şu:
Korona Kuşağı’nın kültürü ne olacak?
“Sosyal Mesafe” olarak isimlendirilebilecek bir kültür
dayatılmaya çalışılıyor bu günlerde yaşlı dünyamızın yeni
nesillerine…
Ailene karşı arana mesafe koy…
Dostlarına karşı arana mesafe koy…
İbadetlerle arana mesafe koy…
İş arkadaşlarınla arana mesafe koy…
Mesafeni biz belirleyelim ve takip edelim…
Bakalım bu yeni kültür ne kadar kabul görecek?
Dünyayı şekillendirmek isteyen küresel güçlerin dayattığı Korona
Kültürü ne kadar kabul görecek?
Yoksa dizayn edilmek istenen toplumun kodlarına karşı
yeni bir “isyan kültürü” mü başlayacak?
Bekleyip göreceğiz ama benim beklentim mesafe kültürünün korona
kuşağı tarafından reddedilmesi…