Vikingler siste kayboldu
Abone olMilliler dün fırtına gibi esti. Spor yazarları da tam not verdi. İşte yorumlar;
Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde Norveç ile hayati bir maça
çıkan A Milli Takım, maçın 12. dakikasında yenik duruma düşmesine
rağmen 2 güzel golle 2-1'lik galibiyet elde elde etti ve son maça
rakibinin 1 puan önünde girdi. Ay-Yıldızlı ekibin sahaya yansıttığı
oyun spor yazarlarından tam not alırken,oyuna sonradan giren Gökhan
Gönül'ün performansı maça damgasını vurdu. Basında çıkan yorumlar
şöyle;
GÜRCAN BİLGİÇ: KUSURSUZ GALİBİYET (SABAH)
Her gün Dünya yeniden kurulur. Her gün yeni bir başlangıçtır.
Millilerimiz, günden güne erirlerken, tek tutunacak dallarına öyle
bir sarıldılar ki, sadece 2008'in kapılarını açmadılar, umutla
kucaklayacağımız bir takımımız olduğunu da gösterdiler.
Maçı hızlı oyuncularımız ile şutörlerimiz (Emre, Hamit, Nihat )
yönlendirecekti. 13. dakikada gelen 'taç' golü, klasiğimizdi.
Defansımız üstüne düşeni yaptı, Allah'tan kontenjanı 'bir tane' ile
sınırladı. Ardından Emre ve Nihat'ın füzeleri geldi. İki golü de
tam zamanında bulduk. Norveçliler'e 'yaratıcı olmak' gibi, hiç de
genlerine uygun olmayan bir misyon yükledik. Maça avantajlı
başladılar ama ipler hep bizim elimizde kaldı. Oyuncularımız
kalitelerine yakışır oynadılar, bozulmadan, sabırla bekleyip,
pusuda kaldılar.
Kendi elimiz ile kaybettiklerimizi, yine kendi bileğimiz ile
kazandık. Önümüzde sadece bir 90 dakika kaldı. Ali Sami Yen'de
Bosna'yı da yenmemiz gerekiyor.
ÖMER ÜRÜNDÜL: İPLER ARTIK ELİMİZDE (SABAH)
Yunanistan'daki farklı galibiyetimizden sonra grupta elde ettiğimiz
çok büyük avantajı bir mirasyedi gibi harcayıp, kendimizi ateşe
atmıştık. Ancak müthiş bir hırs, kazanma arzusu, başarılı futbol ve
oyun disiplini ile yenik duruma düşmemize rağmen Oslo'da zoru
başardık
KAZIM KANAT: TEŞEKKÜRLER FULYA HANIM (SABAH)
Maçın kırıldığı nokta Gökhan Gönül'ün oyuna girdiği an. Bir oyuncu
bir takımın felsefesini değiştirebilir mi? Eğer oyun kurucu ise
elbette değiştirir. Ama Gökhan Gönül çizgi oyuncusu olmasına rağmen
maça damgasını vurdu. Tek başına Ulusal Takım'ın lokomotifi oldu.
Tebrikler... Ama şunu da söyleyeyim; Gökhan Gönül, İbrahim Kaş
sakatlandığı için oyuna girdi. Yani bu değişiklik Terim'in B
Planı'ydı. Elbette 1-0 yenilgiden 2-1 öne geçmek ve kazanmak
muhteşem. Hele atılan iki golün de hem uzaktan oluşu, hem de
isteyerek ve düşünülerek atılması alkışa değerdi.
AHMET ÇAKAR: BÖYLE SİLAHLARINIZ OLURSA... (SABAH)
Kalecimizden forvetimize kadar hem çok akıllı oynadık hem de fizik
olarak bizden çok üstün bir takım karşısında ezilmedik. Defansımıza
bakıyoruz; sorunlu. Sağ bek Gökhan Gönül ve sol bek Hakan Balta ilk
kez A Milli Takım formasını giyiyor. Galatasaray'ın beğenmeyip
gönderdiği Emre Aşık belki de savunmanın en iyisi. Aylardır
eli-kolu tartışılan Emre Belözoğlu tam bir maestro gibi, orkestra
şefi gibi...
Yan topta bir defa hata yaptık, o da gol oldu. Oyuna hem mağlup hem
kötü başlamıştık ki, Emre Belözoğlu'nun o harika golü geldi. Hamit
yorulana kadar çok etkili oynadı. Nihat gibi, Arda gibi, Emre gibi
silahlarınız varsa, bu silahlar biraz oynadığında her şey
değişiveriyor.
İyisiyle kötüsüyle son maça kadar getirdik. Bosna'yı İstanbul'da
yenmek demek, finallere gitmek demek. Yenebileceğimizi düşünüyorum.
Yenmemiz gerek ama dedik ya biz bir tuhaf takımız.
TURGAY DEMİR: KADER ANI! (FOTOMAÇ)
Şu maçı Fatih Terim'in aldığı büyük riske rağmen kazandık, bunun
altını çizmek gerek. Fenerbahçe'de harikalar yaratan Gökhan Gönül
dururken, Beşiktaş'ta bulduğu şansları dahi kullanamayan İbrahim
Kaş'la başlamak tek kelimeyle macera aramaktı.
İkinci yarıda sakin ve etkli oynadık. Volkan iyi toplar çıkardı,
Arda arada bir de olsa kıpırdadı, Semih ve Nihat çapraz koşularla
savunmanın dengesini bozdu. Hakan Balta, Hamit, Servet, Aurelio,
Gökhan ve Emre Belözoğlu'nun iyi futbolları bu tabloya eklenince
geriye bir tek yolumuzu açacak golü atmak kalıyordu. Norveç'in öyle
bir kalecisi var ki, kaleyi bulan gol olacaktı, öyle de oldu. Fatih
Terim'in mecburen oyuna aldığı Gökhan getirdi, Nihat çaktı, Opdal
baktı ve biz derin bir oh çektik. Bu gol bile maçın kader anının,
Gökhan'ın oyuna girdiği dakika olduğunun kanıtıydı. Bilmem Terim ne
der? Her neyse, çok şükür altın değerinde üç puan alarak grupta
iplerimizi elimize aldık. Bosna gazisi olmazsak, bu iş tamam
demektir.
SELÇUK YULA: ESKİYE DÖNMEYİN (FOTOMAÇ)
Gönlümüzdeki Milli Takım, dün akşamki kadroydu. Bunları hep
söylemeye çalıştık. Yoksa, kötü oyunlarla saçma sapan puanlar
dağıtan Milli Takım değildi. Şimdi yapılan değişikliklerle hem
güzel oynuyoruz, hem de kazanıyoruz. Yalnız gene kadroda büyük bir
yanlış vardı. O da sağ kanattaydı. Gökhan Gönül dururken İbrahim
Kaş ile başlamak büyük hataydı. Gökhan Gönül girer girmez,
Norveç'in sol kanadını hallaç pamuğu gibi attı. En önemlisi
futbolcularımızın özgüvenleri geri geldi ve oyunun hakimi biz
olduk.
ERMAN TOROĞLU: GEÇ DE OLSA (HÜRRİYET)
Mutlak bir şeyler yapıyor. Mesela İbrahim Kaş. Senin elinde kendi
takımında son zamanlarda mükemmel oynayan Gökhan Gönül var. Onu da
bırakın kendi takımında bile daha henüz oynamayan İbrahim Kaş'la
başladın. Ama Allah herhalde yukarıdan dedi ki, "Ya Fatih kardeşim
sen bir türlü akıllanmayacaksın. Bari son defa sana bir kıyak
yapayım." İbrahim Kaş sakatlandı, Gökhan girdi. Ondan sonra takım
normale döndü.
Bosna Hersek maçı bitmeden hiçbir şey garanti değil. Futbol
Federasyonu'nun ve Fatih Terim'in Avrupa Şampiyonası finallerine
gitsek dahi bazı şeyleri gözden geçirmeleri gerekir. Takım mı
olacağız, yoksa yaz boz tahtası mı? "Ben yaptım oldu mu?" yoksa
"Aklın yolu bir mi?" Hep birlikte göreceğiz.
CAN BARTU: DOĞRU ADAM (HÜRRİYET)
Bu zafer her ne kadar önemli olsa da yapılan büyük hataları
kapatmaz. Gökhan Gönül 5-6 maçtır Fenerbahçe'nin en iyi futbolcu.
Fatih Terim yine fantaziye kaçıp bu oyuncunun yerine İbrahim Kaş'la
maça başladı. Fakat, ne gariptir ki, normalde yedek kulübesinde
olması gereken bu futbolcu maçın henüz 16. dakikasında sakatlanınca
yerine doğru adam, yani Gökhan girdi. Ve o Gökhan da maçın
kahramanı oldu.
MEHMET DEMİRKOL: SİS DAĞILDI (MİLLİYET)
Bu grupta bu kadar zorlanmak için böyle bir gariplik yaşamak lazım
zaten, kötü oynamak yetmez. Sakatlanıp çıkan İbrahim Kaş'ın
kanadından bunu yaşamış olmamız onun hamlığının sonucuydu
diyebiliriz. Bu seviyede hem de büyük bölümü sakat olarak geçen 16
dakika bizim zorlandığımız tek bölüm oldu.
Gökhan Gönül'ün takımı ileri sürüklemekteki başarısı ve Marco'nun
savunma performansıyla birlikte gecenin kişisel çıkışı buydu.
Nihat, Semih, Arda, Hamit organizasyonu biraz daha iyi olabilse
pozisyonlar da bulabilirdik. Ama dedim ya öncelik onları kaleden
uzak tutmaktaydı. Bunu başardık. Ve Gökhan'ın getirip Nihat'ın
ancak onun atabileceği şahane golüyle amaca ulaştık.
Maçın başında Oslo'yu saran sisin tamamen ortadan kalkmasıyla bitti
maç. Bizim için de artık berrak bir hava var. Terim'in ve takımının
formu çarşamba da devam etsin yeter!
AHMET ÇAKIR: KAHRAMANLARIN GECESİ (ZAMAN)
Milli Takım'ın güle oynaya çıkması gereken grupta şansını neredeyse
yok etmesinin ardından bütün kaybettiklerini Norveç'te bulma çabası
endişe verici biçimde başladı, heyecanlı sürdü, destanla bitti.
Taçtan gelen topun aşırılmasıyla savunmamız topluca oyundan düşmüş
olması, 32 yaşındaki, Fatih Tekke'nin Zenit'ten takım arkadaşı
Hagen'in belki de futbol hayatının ilk ve son röveşata golünü atmış
olması artık bizi bıktıran ayrıntılardı.
Fakat hayret, bu golle dağılıp gitmedik. Tersine her geçen dakika
biraz daha toparlandık. Üstelik İbrahim Kaş'ın sakatlanıp
çıkmasıyla Gökhan Gönül değişikliğini çok erken yapma sıkıntısını
da çabuk aştık. Gökhan, "Zaten baştan olması gereken bu değil miydi
hocam!" dercesine iyi oynadı.
Maç öncesi yazımda "Bu yazıdan dolayı utanmak istiyorum." demiştim.
Evet, şimdi hayatımın en keyifli utançlarından birini
yaşıyorum.
OSMAN TANBURACI: VİKİNGLER SİSTE KAYBOLDU (YENİ ŞAFAK)
Amaca vardık, Norveç'i devirdik! Bir 90 sonrası evvelallah
2008'deyiz!
Terim'i kutlamadan önce ona bir serzeniş;
Aklın neredeydi?
Niye bize iki yıldır azap çektirdin. Bak gençlerle ne de güzel
oluyormuş....
İbrahim Kaş, Gökhan Gönül, Hakan Balta, Semih mükemmeldiler.
İleriye dönük umutlandık.
Topa sahip olduğumuz anlarda pis bir gol yedik. Defanslarının
göbeğindeki Hagen kalemiz dibinde bomboş kaldı röveşata ile 12'de
golü attı. Defansımız bir anda göçtü! Volkan'ın da yapacağı bir şey
yoktu. Bu gol geriden gelen rakibin sahipsiz kalmasıydı... Bu
sürpriz ataklara ne yazık ki hiç önlem alamıyoruz.
Aksayan Kaş çıktı, Gökhan Gönül girdi daha da iyi oldu...
Takım Oslo fatihi...
Fatih mutlu, biz mutlu, millet mutlu...
Oh be...
Dünya varmış, Norveç yokmuş!