Veriler ılımlı büyümeye işaret ediyor
Abone olMerkez Bankası Para Politikası Toplantısı özetinde "Enflasyondaki artış gıda fiyatlarından kaynaklanıyor. Veriler ılımlı büyümeye işaret ed...
Merkez Bankası Para Politikası Toplantısı özetinde
"Enflasyondaki artış gıda fiyatlarından kaynaklanıyor. Veriler
ılımlı büyümeye işaret ediyor" vurgusunda bulunuldu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Para Politikası (PPK) Toplantı
özetini yayınladı. Özette, Enflasyondaki artış gıda fiyatlarından
kaynaklanıyor. Veriler ılımlı büyümeye işaret ediyor" ifadeleri yer
aldı. Özette enflasyon gelişmeleri ile ilgili şu bilgiler
verildi:
"Nisan ayında tüketici fiyatları aylık bazda yüzde 1,34 oranında
artmış ve yıllık enflasyon 1 puanlık yükselişle yüzde 9,38
olmuştur. Yıllık enflasyondaki artış başta gıda fiyatlarından
kaynaklanırken Türk lirasındaki değer kaybının gecikmeli etkileri
temel mal fiyatları kanalıyla çekirdek enflasyon göstergelerini
olumsuz yönde etkilemeye devam etmiştir. Gıda grubunda yıllık
enflasyon belirgin bir artışla yüzde 13,15’e yükselmiştir. Bu
gelişmede, yılın ilk çeyreğindeki ılımlı seyrinin aksine Nisan
ayında sert bir artış sergileyen meyve fiyatları belirleyici
olmuştur. İşlenmiş gıda grubunda ise yıllık enflasyondaki yükseliş
daha sınırlı kalmıştır.
Hizmet fiyatları aylık bazda yüzde 0,55 oranında artarken grup
yıllık enflasyonu yüzde 8,61 ile yatay bir seyir izlemiştir. Meyve
ve sebze dışı gıda grubundaki gelişmeler nedeniyle yiyecek
hizmetleri (lokanta-otel) fiyatlarında süregelen artışların ilk
çeyrek geneline kıyasla yavaşladığı gözlenmiştir. Bu dönemde kira,
ulaştırma ve haberleşme gruplarında görece ılımlı bir seyir
izlenirken diğer hizmet kalemlerinde (sağlık ve eğitim grupları
başta olmak üzere) yıllık enflasyondaki yükselişin devam ettiği
görülmüştür. Mevsimsellikten arındırılmış veriler, hizmet grubu
enflasyonu ana eğiliminde ek bir ivmelenme olmaksızın yüksek
düzeylerin korunduğuna işaret etmiştir.
Temel mal grubu yıllık enflasyonu Nisan ayında 1,06 puanlık bir
artışla yüzde 11,10’a yükselmiştir. Türk lirasındaki birikimli
değer kaybı sonucunda dayanıklı tüketim mallarında yıllık enflasyon
yüzde 15,87’ye ulaşmıştır. Bu grupta, otomobil ve beyaz eşya
fiyatlarındaki artış eğilimi yavaşlarken mobilya fiyatları belirgin
bir artış kaydetmiştir. Giyim fiyatları ise Nisan ayında mevsimsel
ortalamalarının üzerinde bir artış sergilemiş ve grup yıllık
enflasyonu yüzde 7,61’e yükselmiştir. Nisan ayı gelişmeleri döviz
kuru etkilerinin, belirli gruplarda hafiflemekle birlikte, temel
mal grubu geneline yayıldığına işaret etmiştir. Bu
doğrultuda temel mal grubu, çekirdek enflasyon göstergelerinin ana
eğilimindeki yükselişin başlıca sürükleyicisi olmuştur".
Enflasyonu Etkileyen Unsurlar ilel ilgili olarak PPK özetinde; 2014
yılının ilk çeyreğine ilişkin veriler iktisadi faaliyette ılımlı
bir artışa işaret etmektedir. Üretim tarafından
değerlendirildiğinde, sanayi üretim endeksi Ocak ayındaki artışın
ardından, Şubat ve Mart aylarında sınırlı oranda azalmıştır.
Böylece, ilk çeyrekte üretim bir önceki çeyrek ortalamasının yüzde
1,4 oranında üzerinde gerçekleşmiş ve dönemlik bazda istikrarlı
artış eğilimini devam ettirmiştir. Önümüzdeki dönemde de, ihracatın
desteği ve yurt içi talepteki ılımlı seyir ile üretimdeki artışın
devam etmesi öngörülmektedir.
Harcama tarafına ilişkin veriler, ilk çeyrekte özel kesim talebinin
dayanıklı mallar tüketimi ve özel makine-teçhizat yatırımı kaynaklı
olarak zayıfladığına işaret etmektedir. Öte yandan, dayanıksız
mallar tüketimi ve inşaat yatırımlarına ilişkin veriler olumlu
seyretmektedir. İlk çeyrekte, tüketim malları ithalatının alt
kalemleri incelendiğinde binek otomobil ithalatında belirgin bir
düşüş, dayanıklı ve yarı dayanıklı mallar ithalatında ise daha
ılımlı bir düşüş gözlenirken, dayanıksız mallar ithalatı artmaya
devam etmektedir. Bu dönemde, dayanıklı tüketim malları üretimi bir
önceki çeyreğe göre gerilerken dayanıksız mallar üretimi artmaya
devam etmektedir. Makine-teçhizat yatırımlarına ilişkin
göstergelerden taşımacılık hariç yatırım mallarının üretimi ve
ithalatı gerilemiştir. İnşaat yatırımlarına ilişkin veriler ise
inşaat yatırımlarındaki artışın sürdüğünü göstermektedir.
Belirsizlik algısındaki azalma, güven endekslerinde gözlenen
toparlanma ve Türk lirasındaki değer kazancı ile birlikte tüketim
talebindeki toparlanmanın desteğiyle yurt içi talebin ikinci
çeyrekten itibaren kademeli bir artış eğilimine gireceği
düşünülmektedir. İkinci çeyreğe ilişkin TCMB İktisadi Yönelim
Anketi (İYA), PMI, krediler ve ithalat göstergeleri bu
toparlanmanın ılımlı olacağına
işaret etmektedir.
Son dönem verileri ihracatın büyüme eğilimini 2014 yılı ilk
çeyreğinde de koruduğunu göstermektedir. Altın hariç ihracat miktar
endeksi Mart ayında da artış göstermiş böylece ilk çeyrekte bir
önceki çeyrek ortalamasının üzerinde seyretmiştir. Son dönemde
anket göstergelerinin işaret ettiği küresel ölçekteki toparlanmanın
ve dünya ticaretindeki canlanmanın etkileriyle önümüzdeki dönemde
ihracatın olumlu bir seyir izlemesi beklenmektedir. PMI ve İYA
ihracat siparişi göstergeleri de bu beklentiyi
desteklemektedir.
Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilere göre toplam ve tarım
dışı işsizlik oranları 2014 yılının Şubat döneminde gerilemiştir.
Bu dönemde, işsizlik oranlarının azalması tarım dışı istihdamda
meydana gelen güçlü artıştan kaynaklanmıştır. İYA göstergeleri
arasında yer alan toplam istihdam beklentisi ise mevsimsellikten
arındırılmış verilere göre iyimser beklentiler yönündeki eğilimini
sürdürmektedir.
Özetle, son dönemde açıklanan veriler yurt içi özel kesim nihai
talebinin ılımlı bir seyir izleyeceğini; net ihracatın dış
talepteki toparlanmanın da etkisiyle büyümeye olumlu katkı
yapacağını göstermektedir. Talep bileşenlerinin mevcut görünümünün
enflasyon baskılarını sınırlaması ve cari işlemler açığındaki
iyileşmeyi desteklemesi beklenmektedir" ifadelerine yer
verildi.
PPK özetinde Para Politikası ve Riskler ile ilgili olarak da
"Fed’in varlık alımına dair belirsizliklerin yakın dönemde büyük
ölçüde azalmış olması ve küresel büyümedeki toparlanma ile birlikte
küresel finansal piyasalarda risk algılamalarında düzelmeler
yaşanmıştır. Bu gelişmeler sonrasında, gelişmekte olan ülkelere
yönelik portföy akımlarında uzun bir aradan sonra sınırlı
miktarlarda girişler gözlenmiştir. Türkiye’ye özgü risklerin yoğun
olduğu dönemlerde bozulan risk göstergeleri ise yurt içi ve yurt
dışı belirsizliklerin azalması ile birlikte iyileşme sergilemiştir.
Son dönemde gözlenen bu belirsizlik azalması ve risk primi
göstergelerindeki iyileşme sonucunda tüm vadelerde piyasa
faizlerinde düşüşler yaşanmıştır. Kurul, bu gelişmeler
çerçevesinde, bir hafta vadeli fonlama faizinde ölçülü bir indirime
gidilmesine karar vermiştir. Getiri eğrisinin, bu karardan sonra da
yataya yakın seyretmesi ile para politikasındaki sıkı duruşun devam
edeceği değerlendirilmektedir.
MERKEZ BANKASI DÖVİZ REZERVLERİNİ ARTTIRICI YÖNDE ADIMLAR
ATABİLİR
Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarını yakından
takip etmektedir. Önümüzdeki dönemde tüketici kredilerindeki
yavaşlamanın ve özel kesim talebindeki ılımlı seyrin maliyet
şoklarının enflasyon üzerindeki etkisini sınırlaması
beklenmektedir. Ayrıca Ocak ayında gerçekleştirilen güçlü ve önden
yüklemeli parasal sıkılaştırma ve yakın dönemde azalan
belirsizliklerin katkısı ile ilk çeyrekte Türk lirasında yaşanan
değer kaybının büyük bir kısmı geri alınmıştır. Kurlardaki bu
gelişmenin enflasyon görünümü üzerinde olumlu katkı yapacağı
değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, döviz kuru hareketlerinin
gecikmeli etkileri ve gıda fiyatlarının olumsuz seyri nedeniyle
enflasyonun bir müddet daha hedefin belirgin olarak üzerinde
seyretmesi beklenmektedir. Kurul, bu süreçte enflasyon
beklentilerini, fiyatlama davranışlarını ve enflasyonu etkileyen
diğer unsurları yakından izleyecek ve enflasyon görünümünde
belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın
tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşu
sürdürecektir.
Kurul, sıkı para politikası duruşunun ve alınan makro ihtiyati
önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızlarının makul düzeylerde
seyrettiğini ifade etmiştir. Kredi alt kalemleri incelendiğinde
tüketici kredileri ve kredi kartları büyüme oranlarında belirgin
bir yavaşlama gözlenmekte, ticari kredi büyüme oranı ise geçmiş
yıllardaki ortalama patikasına yakın bir seyir izlemektedir. Kurul,
kredi büyüme kompozisyonundaki bu olumlu eğilimin finansal
istikrara, dengelenme sürecine ve enflasyondaki düşüşe katkı
yapacağını değerlendirmektedir. Son dönemde açıklanan veriler de bu
gelişmelerle uyumlu olarak yurt içi özel kesim
nihai talebinde ılımlı bir seyre işaret etmektedir. Net ihracatın
ise Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dış talepteki toparlanma ve
reel kur gelişmelerinin sonucunda büyümeye olumlu katkı yapması
beklenmektedir. Kurul, talep bileşenlerinin mevcut görünümü altında
2014 yılında toplam talep koşullarının enflasyon baskılarını
sınırlayacağını ve cari işlemler açığında belirgin bir iyileşme
gözleneceğini tahmin etmektedir.
Küresel para politikalarına dair belirsizlik azalmış olsa da halen
tam olarak ortadan kalkmış değildir. Fed’in politika faizinde
artırıma gitmesine dair zamanlamaya ve hıza ilişkin beklentiler
finansal piyasalarda fiyatlamalar için önem arz etmektedir. Öte
yandan, faiz kanalının aktarım mekanizması varlık alımlarına göre
daha iyi bilinmekte ve para politikasının yüksek frekanslı veriye
olan bağlılığı azalmış bulunmaktadır. Bu sebeplerle faiz
artırımının finansal piyasalardaki belirsizlik etkisinin varlık
alımından çıkış politikasının etkisine kıyasla daha sınırlı
olabileceği değerlendirilmektedir. Ayrıca, Avrupa Merkez
Bankası tarafından nicel genişleme uygulanması da sermaye
akımlarını destekleyen diğer bir unsur olabilecektir. Bu gelişmeler
çerçevesinde gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları
tekrar hızlanabilecektir. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde
Merkez Bankası döviz rezervlerini arttırıcı yönde adımlar
atabilecektir.
Kurul, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin
gelişmeleri enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip
etmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, önümüzdeki
dönemde mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen
fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği
varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden
belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon
görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da
güncellenmesi söz konusu olabilecektir.
Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf
açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesi makroekonomik
istikrarı destekleyecektir. Bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda
para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu
borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak
toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır. Bu çerçevede, Orta
Vadeli Program’ın gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata
geçirilmesi büyük önem taşımaktadır."
(İHA)