Vergi iadesi yerine özel indirim
Abone olGelir Vergisi kanununda köklü değişiklikler yapılması öngörülüyor.
Bu kapsamda gelir vergisine tabi gelirler, ''çalışma, faaliyet
ve sermaye gelirleri'' olarak yeniden tanımlanıyor. Çalışanların
vergi iadesinin yerini 'özel indirim' alıyor. Kurumlar vergisinin
ardından gelir vergisinin de yeniden yazımı için kolları sıvayan
Vergi Konseyi, mevcut durum ile yeni Kanunda yer verilmesi
planlanan düzenlemelere ilişkin bir ''ara rapor'' taslağı
hazırladı. Yeni Gelir Vergisi Kanunu'nun da temelini oluşturacak
olan rapor taslağı, Konsey Başkanı Mustafa Uysal ve diğer
ilgililerin son değerlendirmelerinin ardından kamu ve özel sektörün
görüşüne sunulacak.
VERGİYİ ÜCRETLİ ÖDÜYOR
A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, rapor taslağında önce
vergilemedeki küresel eğilimler ortaya konuldu. OECD genelinde
2000-2005 yılları arasında ücretlerin vergi yükünde yüzde 8
dolayında bir düşüş olduğu kaydedilen taslakta, daha sonra
Türkiye'deki durum irdelendi. Ülkede vergi tabanının çok dar ve
beyannameli mükellef sayısının yetersiz olduğu belirtilen taslakta,
daha sonra şu tespitlerde bulunuldu: ''VEDOP kapsamında yer alan
vergi dairesi kayıtlarına göre, 2005 sonu itibarıyle asgari
ücretten 2 milyar 240 milyon 199 bin 887 YTL, diğer ücretlerden de
10 milyar 433 milyon 308 bin 847 YTL olmak üzere yaklaşık 12,7
milyar YTL vergi kesintisi tahakkuku yapıldı.
Bütçe gerçekleşmelerine göre de, tüm ücretlilerden kesilen
vergilere ilişkin tahakkuk miktarı 16 milyar 797 milyon YTL.
Ücretler haricinde tüm Türkiye'de toplam gelir vergisi stopajı
tahakkuku da 10 milyar YTL. Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtlarına
göre, 2005 sonu itibarıyle 792 bini basit usulde olmak üzere 1
milyon 691 bin 499 sürekli nitelikle gelir vergisi mükellefi
bulunuyor. Bu mükelleflerden 1 milyar 263 milyon YTL beyana dayalı,
809,5 milyon YTL geçici ve 107,6 milyon YTL basit usulde gelir
vergisi tahsilatı yapıldı. Bir çok sektörde yıllık ortalama gelir
vergisi beyanı, ortalama yıllık asgari ücret vergisinin altında
kalıyor. Kayıtlara göre, 1 milyon 240 bin mükellefin ortalama
yıllık gelir vergisi yaklaşık 903 YTL iken, bu tutar, asgari
ücretli için 747 YTL'yi aşıyor.''
DİĞER SORUNLAR
Taslakta, gelir vergisinin, vergi güvenliği ile ilgili
müeesseselerden mahrum olduğu, Kanunların çok sık değişmesi
sonucunda, sistematiğin bozulduğu, mükerrer, geçici ve ek
maddelerin uygulamayı zorlaştırdığı, Vergi Kanunlarının, çağdaş,
yapısal ve hukuksal gelişmelere yeterince uyum gösteremediği, gelir
unsurları arasında büyük vergilendirme farkları bulunduğu, menkul
sermaye iratlarının vergilendirilmesinde de istikrarlı bir uygulama
olmadığı ifade edildi. Taslakta, ücretlerin özel gider indiriminin
etkin ve verimli olmaması, uzun dönemli bir vergi politikası
bulunmaması, teşvik, muafiyet ve istisnaların, ülke şartlarına uyum
göstermemesi ve kentsel rantların vergilendirilmemesi diğer
sorunlar olarak sıralandı.
YENİ DÜZENLEME NELER GETİRİYOR ?
Rapor taslağında yeni sistemin ana hatları da, şu şekilde ortaya
kondu: -Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları, Gelir Vergileri Kanunu
olarak birleştiriliyor. Gerçek kişilerle ilgili bölümde, vergiye
tabi kazanç ve iratlar, çalışma, faaliyet ve sermaye gelirleri adı
altında 3 kategoride toplanacak. Çalışma gelirleri, ücret gelirleri
ve girişim gelirleri olarak ikiye ayrılırken, girişim gelirlerinin
ticari, sınai ve zırai kazançlar ile serbest meslek kazançlarından
oluşacak. Sermaye gelirlerini ise menkul ve gayrı menkul sermaye
iratları ile elden çıkarma kazançları meydana getirecek. Kurumların
vergilendirilmesi ise daha önce çıkarılan Kurumlar Vergisi
Kanunu'nun entegresyonu yoluyla gerçekleştirilecek.
YENİ GÜVENLİK MÜESSELERİ GELİYOR
Kontrol edilen yabancı şirketlerle ilgili güvenlik hükümleri,
transfer fiyatlandırması, kazanç karinesi-gider bildirimi esası, ön
kontrollü beyanname, FAVÖK bildirimlerinin değerlendirilmesi
amacıyla sektörel marjların belirlenmesi, hizmet işletmelerinde
ortalama asgari hasılat kontrolü ve vergi cennetleri ile mücadele
gibi müesseseler de sisteme girecek. Kontrol edilen yabancı şirket
ile ticari ve sınai mahiyette olmayan, yatırımlarını yurt dışında
düşük vergi oranlı ülkelere yönlendiren mükellefler ile Türkiye'de
yatırım yapanlar arasındaki vergi eşitsizliği giderilecek. Bu
şekilde, belli şartlar altında yurt dışı şirketlerde kontrolü
sağlamaya yetecek oranda hissesi bulunan gerçek kişilerin yurt
dışından elde ettikleri kar paylar, fiilen dağıtılmasa bile, vergi
uygulamaları açısından dağıtılmış kabul edilerek, Türkiye'de gelir
vergisine tabi tutulacak. Kapsamdaki yurt dışı şirketler, tam
mükellef gerçek kişilerin ve tam mükellef kurumların, doğrudan ve
dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kar payının
veya oy kullanma hakkının en az yüzde 50'sine sahip olmak suretiyle
kontrol ettikleri işletmelerden oluşacak.
Yeni Gelir Vergisi Kanunu'nun da temelini oluşturacak rapor
taslağına göre, Kazanç karinesi-gider bildirimi ile Vergi İdaresi,
hayat tarzına ve sahip olduğu kaynaklara nazaran düşük gelir beyan
eden mükellefler için, asgari bir matrah takdir edebilecek.
KATLARA, YATLARA VE SEYAHATLERE BAKILACAK
A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre buradaki ölçütler, ikamet
edilen konut veya ikinci konutun kira değeri, temizlikçi hariç evde
eleman çalıştırılması, sahip olunan binek, deniz, hava taşıtı,
binek veya yarış atı ile 450 cm3'den büyük motosiklet, özel kulüp
üyelikleri ve turistik amaçlı yurt dışı seyahatler olarak
belirlenecek. Ön kontrollü beyanname, kasden veya hataen yanlış
matrah beyan etme riski taşıyan mükelleflerin beyannamelerinin ön
kontrol işlevi üstlenecek mercilerin değerlendirmesinden geçmesi
suretiyle işletilecek. Taslakta öngörülen yeni sistemin diğer ana
hatları da şöyle:
İNDİRİM KONUSU GİDERLER
Ticari kazançlardan indirilebilecek giderler: Çalışmalarda, özel
işlem vergisi ile binek otolarında mtv gibi vergilerin mutlaka
gider yazılabilmesi konusunda mutabakat sağlandı. Kıdem kazminatı
karşılıklarının da, bu iş için kurulmuş fonlara ödenmiş olmak
şartıyla gider olarak yazılabilmesine imkan tanınacak. -Esnaf
muaflığı, PTT acentalarında kazanç istisnası, eğitim ve öğretim
işletmelerinde kazanç istisnası, sergi ve panayır istisnası
olacak.
Özel önem taşıdığı düşünülen sektörlerde veya bölgelerde
gerçekleştirilecek olan, belli ihracat veya istihdam olanağı
yaratacak yatırımlar için özel bir teşvikler devreye sokulacak.
-Yıllara sari inşaat ve onarma işleri. Mükellefler, önceden vergi
dairelerine bildirmek şartıyle, tespit edecekleri işleri, yıllık
beyan esasında beyan edebilecek. Bu durumda, yıllık esasta beyan
edilen işler için gelir vergisi tevkifatı kaldırılacak. Bu usulü
seçmeyenler, yıllara sari inşaat ve onarma işinde kar veya zararı,
asıl itibarıyle işin bittiği yıl kati olarak tespit edecek. Bu
kazançların tamamı, işin bittiği yılın geliri sayılacak.
BASİT USULDE VERGİYE SON
Basit usulde vergileme terk edilecek. Bu rejime tabi mükellefler,
işletme hesabı rejimine geçirilecek ve ayrı bir oto kontrol
müessesesi ile desteklenecek. -Zirai kazanç: Köylü ve çiftçi
birbirinden ayrılacak. İşletme büyüklüğü ölçüsüne, satış tutarı
ölçüsü de eklenecek. Böylece çiftçilerin gerçek usulde değil de,
tevkifat usulunde vergilendirilebilmesi için hem işletme büyüklüğü,
hem de satış tutarı ölçüsünü aşmaması gerekecek. Çiftçilerin
bağımsız olarak verdikleri hizmetler de, zirai faaliyet kapsamına
alınacak.
Serbest meslek kazancı: Buna ilişkin istisnalar, 3 yıllık bir geçiş
dönemi sonunda kaldırılacak. Serbest meslek faaliyeti ile
uğraşanlar, fikri ve bedeni amortisman karşılığı olmak üzere
hasılatlarının yüzde 10'una kadar götürü gider yazabilecek. Bu
arada, sporcuların transfer ücretlerinin de, serbest meslek kazancı
olarak değerlendirilmesi üzerinde duruluyor. Bu durumda, ödemeler,
bir yandan kulüplerce stopaja tabi tutulacak, diğer yandan da
sporcular tarafından beyana konu edilecek.
ÜCRET GELİRLERİ
Ücretler üzerinden stopaj uygulamasına devam edilirken, isteğe
bağlı olarak ücretlilere de ayrıca yıllık beyanname verme hakkı
tanınacak. Böylece beyanname üzerinden yapılacak indirimlere imkan
sağlanacak. Özel gider indirimi kaldırılacak ve sadece ücretlere
mahsus bazı indirimler, beyan şartıyla devreye girecek. Bu
çerçevede özel indirim ile aile ve çocuk indirimi uygulamaya
konulacak. -Tüm mükellefler için de asgari geçim indirimi
planlanıyor.
MENKUL VE GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARI:
Kira gelirlerinin vergilendirilmesinde götürü gider oranı en az
yüzde 30 olacak. -Elden çıkarma kazançlarında vergilenecek gelirin
saptanmasında, kıymetlerin elde tutulma sürelerine göre uzun veya
kısa dönem ayrımı devam edecek. Ancak, kentsel rantların
vergilenmesi hedefi çerçevesinde, taşınmazlar için mevcut kanunda
olduğu gibi 4 yıllık elde tutma süresi yerine, belli bir süre
sınırı öngörmeksizin, elde tutulan her yıl için satış kazancının
yüzde 10'luk bölümü, vergi dışı bırakılacak. Asli ikametgah olarak
kullanılan bir konutun satışı halinde ise bir defaya mahsus olmak
üzere vergileme yapılmaması seçeneği üzerinde duruluyor.
Tam mükellef kurumlara ait olup, 2 yıldan daha uzun süreyle elde
tutulan hisse senetlerine ek olarak, Türkiye'de kurulu menkul
kıymet borsalarında işlem gören A.Ş hisselerinin bir yıldan daha
uzun süreyle elde tutalanlarının satışından doğan kazançlar da
vergi dışı olacak. -Ortaklık hakları ve hisseleri için de 2 yıllık
elde tutulma süresi getirilecek. -Elden çıkarma işlemlerinde net
kazancın tespitine dair hükümler gözden geçirilecek. Bu çerçevede,
menkul kıymetlerin elden çıkarılmasında, iktisap bedelinin tevsik
edilememesi halinde, nominal bedel, iktisap bedeli olarak kabul
edilecek.
BEYAN ESASI
Çalışma kazançları (ücretler ve girişim kazançları) artan oranlı
vergilenecek. En az geçim indirimi dikkate alındığında, yeni bir
bir tarife seçeneği de araştırılıyor. Sermaye kazancı olarak
vergilendirilecek gelirlerin kesinti yoluyla vergilenmesi halinde
(temettü kazançları hariç) kesinti yoluyla yapılan tek oranlı
vergileme ile yetinilecek. Sermaye kazançlarında beyanname
verilmesi, ancak kesinti yolu ile vergilenmeyen alacak faizi, konut
kira gelirleri ve temettü gelirlerinde söz konusu olacak. Bu
kapsama dahil olacak sermaye gelirleri için yüzde 10 ve yüzde
15'lik tek oran üzerinde duruluyor.