Vekiller Meclis'te birbirine girdi!
Abone olTBMM Anayasa Komisyonu'nda AK Parti ile CHP milletvekilleri bazı tasarılar görüşülürken birbirlerine girdi.
TBMM Anayasa Komisyonu milletvekillerinin
birbirlerine sözlü sataşmalarıyla yeni bir gerginle tanıklık etti.
AK Parti ile CHP milletvekilleri birbirlerine ağır sözlerle
suçladı.
CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, Anayasa
Mahkemesinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin tasarıya tepki
göstererek, "Bu, bir karşı devrim sürecinin son noktasıdır.
Bunu böyle getirdiğinizde, halka
mahalle mahalle, sokak sokak direnme hakkı doğar"
dedi. AK Parti’li milletvekilleri, Gök’ün bu sözlerine tepki
gösterdi.
TBMM Anayasa Komisyonunda, Anayasa Mahkemesinin yeniden
yapılandırılmasına ilişkin tasarıyı komisyona sunan Cemil Çiçek,
demokratik siyasi hayat bakımından önemli bir tasarıyı
görüşeceklerini söyledi.
Hukuk devletinin önemli teminatlarından birisinin de yargı ve
Anayasa yargısı olduğunu belirten Çiçek, "Gerek Anayasa’nın
belirlediği kuralların ve
ilkelerin yasama tasarruflarıyla ihlal edilmemesi gerekse
Anayasa’nın temel hak ve özgürlükler bölümünde zikredilen temel hak
ve özgürlüklerin teminat altına
alınabilmesi, ihlal söz konusu ise bununla ilgili gerekli
kararların verilebilmesi bakımından Anayasa Mahkemesine ihtiyaç
olduğu dünyada kabul edilmektedir" dedi.
Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesinin, Anayasa değişikliği sonrasında
görevlerini yapabilmesi bakımından bu tasarının çıkmasının gerekli
olduğunu ifade
ederek, "Komisyonumuz bu görevini yerine getirecektir. Eksiği varsa
tamamlayacağız, yanlışı varsa düzelteceğiz. Parlamento tatile
girmeden yasayı çıkarabilirsek faydalı olacaktır diye düşünüyorum"
diye konuştu.
Tasarının alt komisyonda ele alınmasının uygun olacağını belirten
Çiçek, tasarının, Adalet Bakanlığında hazırlandığını ve bunu
yaparken de ilgili
kurumlardan destek alabileceğini söyledi.
-"NİHAİ DARBEYİ VURMAK ÜZERE GETİRİLEN
TASARI"-
Tasarı üzerinde görüşlerini açıklayan CHP Konya Milletvekili Atilla
Kart, tasarının, "demokrasi ve hukukun katline nihai
darbeyi vurmak üzere getirilen
bir tasarı" olduğunu öne sürdü.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, rejimi faşist bir yapıya dönüştüren
sürecin nihai aşaması ile karşı karşıya olduğunu iddia eden Kart,
şöyle konuştu:
"Bu tasarı ile Danıştay ve Yargıtay tasarıları, yargı
engelini bertaraf etmenin, rejimi dönüştürmenin nihai aracı olarak
kullanılmak istenmektedir. Bu
sürecin kaçınılmaz sonucu, toplumun bölünmesi ve ayrışmaya
dönüşmesidir. Karartma, bilgi kirliliği ve takiye konularında yakın
tarihin en büyük
demogoglarından olan Sayın Başbakan, Goebbels propagandası
ve Machiavelli yöntemleriyle Türkiye’yi hem ekonomik, hem siyaseten
hem de kültürel olarak
müstemleke bir ülke haline getirme misyonunu büyük ölçüde
başarmıştır. Böyle bir tablo içerisinde bu tasarıları teknik ve
hukuki olarak ele almanın pek de pratik
bir anlamı olmayacaktır."
CHP’li Kart, bu tasarılar ile tüm yargı mekanizması ve
kazanımlarının, yeni oluşturulan ve birçoğunda yargıçlık misyonu
bulunmayan Anayasa Mahkemesine
boğdurulmak istendiğini savundu. Siyasi iktidarın kendisine tabi
kılmak istediği Anayasa Mahkemesi yoluyla 2011 seçimleri sonrası
planladığı yeni Anayasa
düzenlemesiyle hukuk ve demokrasiye nihai darbeyi vurmayı
amaçladığını iddia etti.
"Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay gibi kurumlar, faşizmi
hedefleyen iktidarlar için alt edilmesi gereken, üzerlerinden
atlanması gereken
kurumlardır. Devleti ele geçirdikten sonra bu kurumlar, faşizmin
pençesini oluşturan faşist yargı kurumlarına kaçınılmaz olarak
döneceklerdir" diyen Kart,
bu tasarılara karşı sivil toplumu harekete geçirmek noktasında
tarihi bir görev üstlendiklerini söyledi.
TEK FREN YARGIDIR
Haberden çarpıcı detayları okumak için
ikinci sayfaya geçiniz
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, tasarıyla Anayasa
Mahkemesine, özellikle parasal konularda çok fazla yetkiler
verildiğini öne sürdü. Başkanın
yetkilerinin de artırıldığını belirten Mengü, Anayasa’da olmayan
yetkilerin Mahkeme Başkanı’na verildiğini iddia etti.
Parlamenter sistemlerde yürütmenin yasamaya egemen olduğunu ifade
eden Mengü, "Böyle durumlarda tek fren yargıdır. Ama şimdi
bütün fren sistemi
çökertilmeye başlanıyor. Bir senato işlevi de üstlenmiş bir
Anayasa Mahkemesi ve başkanı var. Muhteşem bir Anayasa Mahkemesi
Başkanı var. İstediği herşeyi
yapabiliyor" dedi.
Şahin Mengü, tasarının alt komisyonda düzelmeyeceğini ifade ederek,
"Komisyon, Başbakan’ın tabiriyle ucube, bunun geri
çekilerek ciddi hukukçular
tarafından yazılması gerekiyor. Bu sistemin gidişi,
parlamentonun tartışılmaya başlanması noktasına kadar gider, bunu
telaffuz dahi etmek istemiyorum" diye
konuştu.
-"YARGIYI TARUMAR EDEBİLECEK TASARILAR"-
MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da 6 ay sonra seçim olacağını
belirterek, "İktidarın işsizliği ve kayıtdışılığı azaltmak
için çabalaması
gerekirken, yargıyı tarumar edebilecek 3 tasarıyı
getirmiştir" dedi.
Tasarıda rejimin genetiğini bozabilecek konular olduğunu iddia eden
Bal, toplumsal uzlaşma gerekirken bunun yapılmadığını ve sadece AK
Parti’nin
dayatmasıyla karşı karşıya bırakıldığını savundu. Faruk Bal,
tasarıyla Anayasa Mahkemesine "süper bir başkan" yaratıldığını
ifade ederek, "Mahkeme,
siyasallaştırılma eğilimine ciddi şekilde açık kapı bırakılır halde
bir tehlike ile karşı karşıyadır" dedi.
Bal, şunları kaydetti:
"Yasaları denetlemekle görevli bir Anayasa Mahkemesi
Başkanı, iktidar partisinin fikir savunuculuğu, ideoloğu gibi,
Anayasa’nın ilk 3 maddesinin de
değiştirilebileceğini içeren açıklamalarda bulununca o
koltuktan kalkması gerekir. Çünkü, karar vereceği konularda ihsas-ı
rey de bulunamaz.
Denetimsiz bir güç diktaya dönüşür. AK Parti, yandaş bir
basın ve sermaye yaratmıştır, devleti partizanlarla doldurmuştur.
Bu 3 gücün korunması için
muhafazaya ihtiyaç vardır. İşte yapılmak istenen de yandaş
basını, zengini koruyacak bir hukuk düzenidir."
Tasarıyla, Anayasa Mahkemesine kişisel başvuru yapılacak olmasının
tehlikesine dikkati çeken Bal, yüksek mahkemenin ilgili dairesinin
bu
başvurulardan sonra 4-5 bin davaya bakması gerekeceğini, bunun da
davaların uzamasına ve Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinde tazminat ödemesine
neden olacağını savundu. Bal, tasarının alt komisyona
gönderilmesini istedi.
-CHP’Lİ GÖK’ÜN SÖZLERİ TARTIŞMAYA NEDEN OLDU-
CHP Mersin Milletvekili Gök ise şubat ayının operasyon ayı olduğunu
öne sürerek, şöyle konuştu:
"Bu operasyon, 2001 seçimleri sonrası hazırlanacak yeni
Anayasanın denetlenip denetlenmemesi sorusuna dayanmaktadır. Bütün
kavga Anayasa’nın 4.
maddesinde düğümlenecektir. İlk 3 maddesi üzerinden yapılan
denetimlerin nasıl engelleneceği de tartışma konusu olacaktır.
Özerkliktir, üniter yapıdır,
federatif yapıdır, bunlardır konular. Anayasa Mahkemesinin
değiştirilmek istenmesinin bütün dayanağı budur. Bu, bir karşı
devrim sürecinin son noktasıdır.
Bunu böyle getirdiğinizde, halka direnme hakkı doğar,
mahalle mahalle, sokak sokak direnme hakkı doğar. Bu kadar basit.
İster Soros, ister AKP deyin, siz
Türkiye’yi kaosa sürüklüyorsunuz. Mertçe söyleyin, olayın
özü budur. Recep Tayyip Erdoğan’ın devlet başkanı olmasından sonra
bütün yargıyı kendine bağlayarak,
Hitlervari rejim arayışıdır."
Gök’ün bu sözleri tartışmaya neden oldu. AK Parti’li
milletvekilleri Gök’e tepki gösterdi.
AK Parti Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş, "Senin yetkin
Silivri’ye kadar, yüzsüzlük yapma" diye bağırırken, Gök de "yüzsüz
olan sizsiniz" diye
tepki gösterdi.
AK Parti Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt da tepkisini
"Bunlara söz vere vere her gün slogan attırıyorsunuz. Böyle
terbiyesizlik olmaz, burası
yasama organı" diye dile getirince, İsa Gök, "Terbiyesizlik deme"
karşılığını verdi.
AK Parti Manisa Milletvekili İsmail Bilen de "Haddini aşma, bu
konuşmadan sonra seni listede unutmazlar" dedi.