Kardeşim nice seçimler geldi geçti, referandumlar gerilerde
kaldı. Evet diyeni olduğu gibi hayır diyen de oldu. Ama
vatandaşlarımız selam ve duayı aralarında kesmedi değil mi?
Düşünün 1982 Anayasası yüzde 90 oyla geçti, ama bu günlere
geldik ve hayat devam ediyor. Öyle bir anayasaydı ki üzerinde 35
yıl geçti bir türlü pençesinden kurtulamıyoruz. Defalarca orası
burası değişti ama hayata sıkıntı veren iskeletinden bir türlü
kurtulamadık.
Cumhurbaşkanı seçilme referandumu yüzde 69 ile geçti, Recep
Tayyip Erdoğan yüzde 52 ile seçildi fena mı oldu? Ben halkımın
Cumhurbaşkanı olacağım dedi ve oldu. 'Ekmek için
Ekmeleddin', 'Ben Türkiye’nin Cumhurbaşkanı
olacağım' dedi birisi neredeyse o seçim sürecinde oluşan
iyimser hava ülkeye barış ve huzur getirecekti değil mi hepiniz
şahit olmadınız mı?
Şeffaf bir süreçti işin içinde hile hurda da gözükmüyordu, peki
eski Cumhurbaşkanlığı seçim süreçleri böyle mi oluyordu?
Maalesef!
Cumhurbaşkanı eli kolu bağlı vesayetin emrinde sadece zındıka
komitesinin taleplerine tercüman oluyordu o kadar. Demirel 28
Şubatçılara yaslanmadı mı? “Bir uzman çavuş kadar bile
yetkim yok” diyen o değil miydi?
Bundan önce yine 30 maddelik anayasa değişikliğini referanduma
sunduk fena mı oldu? Müsaade edin halk karar versin, evet de hayır
da bizimdir, neticede bu ülke bizimdir.
Biri çıkmış “evet çıkmazsa iç savaş çıkacak”
diyor, ya arkadaş sen kafayı mı yedin iç savaşın alasını zaten
yaşadık daha ne olacak. Ama dikkat etseniz halkımız haklının
yanında duruyor, yanında durmayan da haksıza destek vermiyor.
Bir başkası “bu anayasa değişikliğiyle diktatör bir düzen
geliyor” diyor, bu da bir kabahat kardeşim, politik bir duruşunuz
varsa da milleti aldatmayın yarın öbür gün bunun iç yüzünü vatandaş
anlarsa kendini nasıl af ettireceğinizi söyler misiniz?
Ne yaparsak yapalım vatandaşlarımızda “evet” diyen
çıkacağı gibi “hayır” diyen de olacak.
Kalkıp “evet diyenler bu tarafa, hayır diyenler o
tarafa” demeye kimsenin hakkı yoktur.
Evet diyenler sürçü lisan etseler de hatalarında ısrar
etmiyorlar fakat hayır diyenler soyut kavramlarla anayasayla
alakası olmayan endişe ve kavramlarla halkı oyalıyorlar.
Ayıptır, günahtır yalan yanlış algılarla birimizi aldatmayalım,
kendimizi avutmayalım.
Bir örnek vereyim:
Şu andaki Anayasaya göre “Cumhurbaşkanı Anayasa
Mahkemesi'ne üç üye ataması yapar” diyor peki nasıl
atıyor, kimlerden atıyor? Hiç düşündük mü? Herhalde sokaktan birini
alıp AYM’ye atayacak hali yok.
Bir sefer AYM’ye atanan bir üyenin üyelik süresi 12 yıldır.
Birinin üyeliği bir vesileyle sona erdiği için yerine bir atama
yapılması icap eder. Peki bu atanan kişinin kriteri nedir? Hiç
düşündük mü? O üyelik için Yargıtay üç aday belirler ve
Cumhurbaşkanı bu üç adaydan birisini seçiyor.
Allah aşkına soruyorum şimdi bu kadar makul bir atamayı bu kadar
yanlış bir dille anlatmak caiz mi?
Aynen bunun gibi başkanlık sistemini de böyle ucuz bir şekilde
eleştiriyoruz, ayıp değil mi?
Eğer sakıncalı bir madde varsa buyrun gerekçesiyle eleştirin biz
de bir az düşünelim, belki ikna oluruz ben 18 maddenin tamamını
gözden geçiriyorum eleştirilebilecek bir madde bulamıyorum işte
bunun için EVET.
Hayır diyenlere de selam olsun.