Van'da 2600 yıllık sumak bulundu
Abone olUrartu Kralı 2. Rusa tarafından inşa ettirilen Ayanis Kalesi'nde devam eden kazı çalışmalarında 2 bin 600 yıl öncesine ait 'sumak' bulundu.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu tarafından, Urartu Kralı
2. Rusa tarafından inşa ettirilen Ayanis Kalesi'nde devam eden kazı
çalışmalarında 2 bin 600 yıl öncesine ait 'sumak'
bulundu.
Van merkeze bağlı Ağartı köyünde M.Ö. 685-645 yılları arasında hüküm süren Urartu Kralı 2. Rusa tarafından inşa ettirilen Ayanis Kalesi'nde kazı çalışmaları 21 yıldır devam ediyor. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu ve ekibi tarafından devam eden kazı çalışmalarında Ayanis Kalesi'nde şimdiye kadar Urartular dönemine ait birçok eser gün yüzüne çıkarılırken, son olarak Urartu tanrılarına sunulan ve günümüze kadar evsafını çok az kaybeden 2 bin 600 yıllık 'sumak' bulundu.
Kazı Başkanı Çilingiroğlu, hafta sonu Van Valisi Münir
Karaloğlu'nun Ayanis Kalesi'nde yaptığı incelemeler sırasında slayt
eşliğindeki sunumunda Urartuların çok yönlü yaşam tarzlarını
anlattı. Çilingiroğlu, Urartuların özellikle bütün kalelerini bir
doğal tepenin üzerine inşa ettiklerini söyledi. Çilingiroğlu, bu
kalelerin ya doğal bir tepede ya da bir ovaya egemen şekilde inşa
edildiğini belirtti. 21 yıl önce başlattıkları kazı çalışmalarında
Urartulara ait bir yazıt bulduklarını ifada eden
Çilingiroğlu, "Yazıtı okuduğumuz zaman neyi kimin yaptığını
öğrenmeye başladık. Yazıtta aynen şöyle diyor: 'Ben Argişti oğlu 2.
Rusa. Bu kaleyi inşa ettim. Kalenin içinde bir tapınak, bir saray
inşa ettim ve bu kalenin adını Süphan Dağı karşısındaki Rusa kenti
olarak adlandırdım' diyor. Urartuları tanıtan ve bugüne kadar
bulunan en uzun yazıt da Ayanis Kalesi'nde ortaya çıkmıştır. 18
metre uzunluğunda 8 adet taş bloğun üzerinde kaleme alınmış ve en
ufak bir eksiği olmayan bir yazıttır" açıklamasını yaptı.
Orta Çağ yerleşmesi döneminde kalede kazı yapıldığını, 3
santimetre daha kazılması halinde tapınağın bulunabileceğini ifade
eden Çilingiroğlu, "Bu açıdan şanslıyız. Kalenin güney batı
köşesinde Orta Çağ yerleşmesi döneminde kazıda tapınak bulunamamış.
Eğer 3 santim daha kazılsaydı tapınağı bulacaklardı. O zaman da
elimizde tabii ki ne tapınak kalacaktı ne bir şey. Ama iyi ki
bulamadılar. Bu yazıtın tamamı okundu. Bunu okuyan dünyada tek bir
insan vardır ve o da Prof. Dr. Mirjo Salvini'dir" şeklinde
konuştu.
"KALE İÇERİSİNDE 2 METREDEN BÜYÜK BİR KÜVETLERİ
VAR"
Urartu dininin hoşgörü dini olduğunu ifade eden Çilingiroğlu,
"Ele geçirdikleri ülkelerin tanrılarını kabul edebilme, kendi
başarılarına ilave etme başarıları var. Dolayısı ile Meher Kapı'da
ilave edilmiş 79 tanrıya mesela Ehuduru tanrısını ve Asurlardan
aldıkları Asur gibi yeni bir tanrı da ilave edebilmişler. Bunun
nedeni ise fethettikleri başka ülkelerden devşirmeler gibi halkları
alıp buraya yerleştirmeleri ile ilişkilidir. Urartuların aynen
bizim ve diğer dinlerde olduğu gibi dini temizlik yapmaları
için kale içerisinde 2 metreden büyük bir küvetleri var. Dini
olayla başlamadan önce bir dinsel temizlikten geçirilirler. Bunu da
yazılı kaynaklardan biliyoruz. Odalar içerisinde farklı dini
merasimler yapılır. Birinci dini merasimde 'Libasyon' diye
adlandırdığımız, yani sıvı kurbanın tanrıya sunulmasıdır. Bu sıvı
kurbanın içine dökülen 'sumak'tır. Biz bu kazı çalışmalarımızda
küpler içinde evsafını çok az kaybeden 2600 yıllık sumak bulduk"
dedi.
Çilingiroğlu, yaptıkları kazı çalışmalarında 2 bin 500'e yakın
eseri Van müzesine verdiklerini ifade etti. Bunların hepsini
sergilemenin ise mümkün olamayacağını ifade eden Çilingiroğlu, son
2 yılda yapılan çalışmalardan yaklaşık 75 bin adet parçanın
ellerinde bulunduğunu sözlerine ekledi.