Vakit böyle isyan etti
Abone olVakit, kararı 'fikre vurulan darbe' olarak nitelerken,, 'ekonomik linç' uygulandığını iddia etti...
Vakit, kararı 'fikre vurulan darbe' olarak nitelerken,,
'ekonomik linç' uygulandığını iddia etti... İşte Vakit'in haberi...
"Ekonomik linç" 312 emekli generalin bir köşe yazısını gerekçe
göstererek açtığı davada gazetemizin 624 milyar lira tazminat
ödemeye mahkûm edilmesine, sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra
siyasiler ve yargı mensuplarından da büyük tepki geldi. Konuyu
Vakit’e değerlendiren isimler, yargının verdiği kararı eleştirerek,
basının susturulmaya çalışıldığını belirttiler. 312 emekli
generalin bir köşe yazısını gerekçe göstererek açtığı davada
gazetemizin 624 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm edilmesine,
sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra siyasiler ve yargı
mensuplarından da büyük tepki geldi. Konuyu Vakit’e değerlendiren
isimler, yargının verdiği kararı eleştirerek, basının susturulmaya
çalışıldığını belirttiler. EMEKLİ HAKİM: YARGITAY ADİL BİR KARAR
VERECEKTİR Emekli Hakim Nusret Çiçek, kararı şöyle değerlendirdi:
“Vakit’in herhangi bir generale veya tüm Genelkurmay’ı hedef
almaksızın yapmış olduğu bir değerlendirmeye ait yayın sebebiyle
çok yüklü bir tazminata mahkûm edilmesini bir hukukçu olarak içime
sindiremiyorum. Umarım ki, yanlış hesap Bağdat’tan döner misali
Yargıtay’ımız bu konuda adil bir karar verecektir. Bu olayın hukuk
açısından tutulacak makul hiçbir tarafı yoktur.” TORUN: GARİP
KARŞILADIM TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkan Vekili AK Parti
Diyarbakır Milletvekili Cavit Torun, mahkemenin aldığı kararın
kendisini şaşırttığını söyledi. Basın özgürlüğü, toplumun en önemli
gereklerinden birisi. Basının tazminat davalarıyla susturulmaya
çalışılmasını çok garip karşıladım. Hukuki süreç bitmedi.
Yargıtay’a gidecektir. Yargıtay’da konunun ilgili gazete tarafından
AİHM’e taşınması gerektiğini düşünüyorum.” ANİK: BU BİR İLK OLSA
GEREK TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi Bingöl Milletvekili
Abdurrahman Anik, bunun bir ilk olduğunu ifade ederek, “Böyle bir
yazıdan dolayı bu kadar tazminata mahkûm ilk olsa gerek. Sonuçta
emsal bir karar olacağından, benzeri bir değerlendirmede bulunan
bir basın mensubunun, şahsın aynı derecede cezalandırılacağı
sonucunu doğurur ki, bunun adilliği tartışılır. Örneğin, Sayın
Başbakan’a ‘İmam Hatipli olmasını içime sindiremiyorum’ diyen
Özok’un bu ifadesi daha ağır bir suçtur.Generallerin açtığı davadan
bu karar çıktı ise, Özok’un daha ağır bir cezaya çarptırılması
gerekir. Dolayısıyla basında bu ve benzeri değerlendirmelere bu
kadar büyük tazminat cezası veriliyorsa ortada özgürlük diye bir
şey kalmayacağı gibi medya organı da kalmaz” dedi. HIDIROĞLU:
SIKINTILAR SÜRÜYOR TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Bursa
Milletvekili Zafer Hıdıroğlu ise, “Basın özgür lüğü açısından
Türkiye’de bazı sıkıntılar var. Biraz daha demokrasiyi içimize
sindirmemiz gerekir” şeklinde konuştu. BAŞOĞLU: KÖTÜ ÖRNEK OLACAK
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu da,
“Düşünce özgürlüğünün yayılmasını engelleyecek davaların
haklılığına hiçbir zaman inanmadım. Kişilerin doğrudan hedef
alınmadığı böyle bir davada verilen mahkûmiyet kararının Yargıtay
tarafından bozulacağı umudunu taşıyorum. Fikir davalarında ilk defa
böylesine yüksek bir tazminata karar verilmektedir. Bu anlayışın
kökleşmesi halinde Türkiye’de yayın faaliyetini sürdürmek sadece
zenginlere özgü bir hak haline dönüşecektir ki, bu anlayış
demokrasi ve insan hakları ile kesinlikle bağdaştırılamaz” şeklinde
değerlendirdi. Bulut: Yargıtay mutlaka bozmalı AK Parti
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali Bulut ise; davanın,
davacıların talep ettiği gibi sonuçlanmasını “eşi görülmemiş olay”
olarak değerlendirdi. Bulut, şunları söyledi: “Türkiye’de yargı
tarafsızlığı sorunu var. Türkiye’de yargı bağımsız, ama tarafsız
değil. Burada da aslında tazminat verilebilecek eleştiri
sınırlarını aşan hakarete varan bir durum mevcut değildi. Talep
edilenin tamamı kadar tazminata hükmedilmesi görülmüş şey değil.
Bir de, dava açanlar olaya taraf değillerdir. O bakımdan verilen
kararın Yargıtay’da bozulacağı inancındayım. Aksi halde, yargının
tarafsızlığına gölge düşer. Bu da hem yargıyı zedeler hem de
toplumun yargıya karşı güvenini yok eder.”