Uzmanından İhsanoğlu'na seçim tüyoları!

Abone ol

21 yıllık Siyasal İletişim Uzmanı Sita Politik Danışmanlık Genel Müdürü Suat Özçelebi çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'nun seçime kadar neler yapabileceğini ve Erdoğan'nın neden sustuğunu analiz etti...

Türkiye'nin ilk kez halkın oylarıyla Cumhurbaşkanı seçeceği güne sadece 1.5 ay kaldı. Temelde iknaya dayalı bir süreç olan ve içinde algı yönetimi barındıran siyasal iletişimde amacın oy verme davranışını değiştirmek olduğunu dile getiren 21 yıllık Siyasal İletişim Uzmanı Sita Politik Danışmanlık Genel Müdürü Suat Özçelebi "Tanınmayan bir adayın istediği algıyı oluşturması tanınan bir adaydan daha kolaydır" dedi.

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kendisini tanıtmak için yeterince zamanı olduğunu ifade eden Özçelebi Wall Street Journal'dan Ayşegül Akyarlı Güven'e konuştu. Özçelebi, Başbakan'ın yeni aday konusundaki sessizliğini, muhalefetin 'evdeki bulgur sorunu'nu ve hangi adayın iletişimde daha şanslı olduğunu analiz etti.

İşte Röportajdaki çarpıcı bölümler:

İHSANOĞLU'NUN KAMPANYASINDA BİR KAMPANYA MANTIĞI YOK

Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştı. Adaylar ya hala net değil ya da sessiz. Oy verme davranışını değiştirecek bir iletişim kuruluyor mu sizce seçmenle?

Türkiye'de yüzde 20-30'luk bir kitle içinde kararını koşullu değiştiren seçen var. Bu koşullar da ortama göre değişirler., Şu anda çok fazla koşul ve veri var. Çünkü temelde bir mesaj kirliliği yaşanıyor. Örneğin Ekmeleddin Beyin kampanyasında şu anda bir kampanya mantığı göremiyorum. Bana göre bu büyük bir risk. Bazı capslerle başladılar tanıtıma. Sosyal medyada 'Bozok yaylasının evladı' yazıyor resimlerin üzerinde. Bunu yanlış bir çıkış olarak görüyorum. 'Temelde sizden biri' mesajı verilmeye çalışılıyor fakat önemli olan mesaj bu mudur konusu henüz bilinmiyor. Seçmen kolay yönlendirilmez. Algı ve koşulun ne olduğunu bilmek gerekir. Bilgi önemlidir.

Ne yapmak lazım bilmek için?

Araştırma yapılmalı. Veriyi ve toplumdaki karşılığını sorgulamak gerekiyor. 'Bize öyle geliyor' ya da 'Ben, bana böyle geliyorum' diyerek tanıtım olmaz. Sizin karşı taraftaki algıyı doğru ölçmeniz gerekiyor. Çünkü algı bir yerden sonra gerçeğe dönüşüyor. Sizin o gerçekle ne kadar baş edebileceğinizi de bilmeniz gerekiyor. Cumuraşkanlığı seçimine yönelik bu tarz bir seçimde odak grup çalışmaları ile çeşitli bölgelerdeki algının ölçülmesi en doğrusu bence. 'Seçmenin algısında nasıl bir Ekmeleddin İhsanoğlu var?' 'Biz o algıya göre nasıl bir konumlandırma yapabiliriz?'Bu soruların cevabı bulunmalı. Sıkı bir kampanya ekibi bunu dizayn etmeli. Adayla herşeyi baştan sonra konuşmalı. Aday araç olmamalı.

EKMELEDDİN BEY'İN RESMİ BİR RAKİBİ YOK

Ekmeleddin İhsanoğlu için bu koşullar oluştu mu henüz?

Hayır. Bizde herşey tepeden inme gelişiyor. ABD'yi düşünün; Başkanlık seçimleri için adaylar 1-2 yıl önceden kendi partileri için kendi aralarında yarışıyorlar. Bizdeyse seçime 2 ay var ama Ekmeleddin Beyin resmi rakibi yok.

2 AY YETERLİ Mİ?

Ekmeleddin Bey'i 2 ayda Anadolu'daki Ahmet Amca'ya tanıtmak mümkün mü?

Evet mümkün. Ama bu bir yerden sonra bütçe işi. Sınırlı bütçeyle anlatamayız. Örneğin televizyon çok önemli bir araç. İstenen mesaj belirli saniyelere bölünerek anlatılabilir Bu açıdan çok önemli. Sosyal medyada önemli olmakla birlikte bu önem biraz abartılıyor. Hala bizim açımızdan televizyon bu tip bir kampanyada çok etkili. Çünkü mesajı saniyelere bölüp aktarabiliyor. Sosyal medyasız bir tanıtım düşünülemez ama kitle iletişim araçları da çok önemli. Hangisinin ne kadar kullanılması gerektiğiyse araştırma yapılmadan bilinemez.

ALGI GERÇEKTİR GERÇEK DAHA GERÇEKTİR

Algı her zaman adayın gerçeğini yansıtır mı?

Algı gerçektir ama tabii ki gerçek daha gerçektir. Siz araştırmanızı düzgün yapıyorsanız ve soruları gerçekten sonucu görmek için soruyorsanız o zaman algı stratejisini doğru yaparsınız. Aday o algının herşeyine sahip olmalıdır. Kesinlikle adaya rağmen kampanya yapılmamalı. 'Bak aslında öyle değilsin ama böyle görünmelisin' kampanyası yapılırsa inandırıcı olmaz. İknanın temel unsuru olan güven bu koşul altında oluşmaz.

BEN OLSAM TAMAMEN PROAKTİF OLURUM

Ortada bir araştırma olmadığını biliyorum ama 21 yıllık deneyiminizle siz Ekmeleddin İhsanoğlu olsanız, kampanyanızın ana hatları nasıl olurdu?

Ben Ekmeleddin Bey olsam tamamen proaktif olurum. Yani 'Ne derdim olabilir ki Başbakan'la' siyaseti yaparım. Ama 'bana nereden gelebilirler'i bilmem gerekir. Kriz iletişimini ve olası senaryoları bilmem gerekir. Aslında bunlar birçok kampanyada yapılır. Birçok şey belirlenir. 'Aday mı konuşacak?' 'Sözcü olacak mı?' gibi birçok seçenek var burada. Ekmeleddin Bey bunu 2 haftada kurgulayabilir ama profesyonel bakış açısı önemli.

SİYASAL İLTEİŞİMDE EN BAŞARILISI AK PARTİ Mİ?

Siyasal iletişimi en profesyonel uyguayan partinin Ak Parti olduğu algısı var. Gerçeği yanısıtıyor mu bu algı?

Doğru. Ak Parti'nin siyasal iletişimi gerçekten örnek alınabilecek nitelikte. Başbakan ayda en az 2-3 tane, kendisiyle de ilgili araştırmalar yaptırıyor. Sırf ona çalışan araştırma şirketleri de var. Bu zaman zaman riskli olsa da o şirketleri de başka araştırmalarla denetlediğini biliyorum.

BAŞBAKAN ÇATI ADAY İÇİN NEDEN SUSUYOR?

Başbakan Ekmeleddin İhsanoğlu hakkında yorum yapmıyor. "Çatısı olmayan aday' dışında bir eleştiride bulunmadı. Bunu nasıl yorumlamalı?

Ben de bu dediğinizi hissediyorum. İlk algı olarak da şunu söyleyebilirim ki bence bir tür Ekmeleddin Bey'in de kendisinden kaynaklanan biçimde olayı ağır tartışmalı bir dilden götürmeyeceği izlenimi yaratıyor. Bu kendisine gelen üslupla ilgili eleştirilere de yanıt niteliğinde bence.

Her konuda daha yumuşak bir üslubu yok ama

Yok. Biraz daha bu kampanyaya dönük birşey. Ama ben orada yine Sayın Başbakanın kendisini tutamayacağı konular olacağını düşünüyorum.

Bugüne kadar Başbakanın eleştirilerinde "Bu CHP zihniyeti" tavrı öne çıktı Oysa şimdi daha farklı özelliklere sahip bir aday var. Bu iktidarın iletişimi açısından ezber bozar mı?

Tırnak içinde evet. Ama biz hala neyin ezberini bozduğumuzu bilmiyoruz. Ortada somut birşey yok. Birbirlerine ne diyecekler, karşılıklı tezleri ne olacak bilmiyoruz. Başbakan aslında Cumhurbaşkanlığı konusunda 'Ben başka türlü olacağım' derken Sayın Gül'e de 'Sen aslında başka türlü olmadın' diyor. Ekmeleddin Bey kuvvetler ayrılığını dile getirecek mi bilmiyoruz.

O konuşmadı ama Kılıçdaroğlu onun adına 'Başbakana her an karışmayan bir Cumhurbaşkanı olacak' dedi.

Ama işte bunu Bahçeli ve Kılıçdaroğlu mu yerine getirecek yoksa kendisi mi? Kimin söylediğine göre algı da değişir. Hem mesajın içeriği önemli hem de "aday mesajı gümbür gümbür dile getirip arkasında duruyor mu" diye bakılır. Yoksa bu bir 'kaçak güreş' mi derler. Mesajı kendinin vermesi adayın karşı tarafta yaratacağı etkinin potansiyeli açısından önemli. Kategorik olarak seçmen kademeli düşünmez. O gün o algıyla düşünür. 'Kendisi birşey söylemiyor. Hep başkası konuşuyor' algısı kalır insanlarda. Ben Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nun biraz geri çekilip Ekmeleddin Bey'in tamamen önde ve tek durması gerektiğini düşünüyorum. Tırnak içinde söylüyorum. 'Korunan kollanan çocuk gibi olmamalı'

CHP'NIN EVDEKİ BULGUR SORUNSALI

Çatı aday CHP'lilerden çok tepki aldı. Onlarla nasıl bir iletişim kurulmalı?

Baştan bu karar verildi ve bitti. Evdeki bulgurdan olacak mıyız olmayacak mıyız? Evdeki bulgur ne kadar riskte? Çünkü Ekmeleddin Bey'in tipoljisine baktığımızda kesinlikle bir CHP adayı değil. Bu şu hesabı yaptıklarını gösteriyor. Evdeki bulguru biraz riske aldılar ve bundan da çok imtina etmediler. Başka türlü Ekmeleddin Bey tipolojisinde bir adayın CHP'nin içinde olduğu bir koalisyonun adayı olması mümkün değil Küskün CHP'lilerin oy vermedeki tavrı ve daha da önemlisi Kürt oyları bu seçimde belirleyici olacak.

Başbakanın daha yumuşak bir üslup algısı oluşturmak istemesi durumunda 2 ayda böyle bir algı oturtabilir mi?

Tanınmayan birinin istediği algıyı oluşturması tanınan birinin kendsi hakkındaki algıyı değiştirmesinden çok daha kolay. Çünkü tanınmayan aday önyargı duvarına çarpmıyor. Ama burada tanınmayan adayın uygunluk derecesi de çok önemli.

RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN BURAYA TIKLAYIN...

Günün Önemli Haberleri