Umutlar yavaş yavaş tükeniyor... Endişe hakim yüreklere... Bir partili arabasına yazdığı bu yazı ile herkesin duygularına tercüman oluyor... Üşütüyor gerçekten de Kahramanmaraş dağları... Kar geçit vermiyor, sis onları göstermiyor... Herşeye rağmen kimse durmuyor... Yurdun dört bir yanından gelen arama ekipleri kara ve soğuğa rağmen canla başla umut arayışını sürdürüyor. Hava şartları o kadar kötü ki... Yazıcıoğlu'nun kayınbiraderi Nevzat Pakdil, "Hava bir açsa onu yarım saat 45 dakika içinde buluruz" diyor... Ama hava bir türlü açmıyor... Yine kar var yine yoğun sis altında bölge... Sabah erkenden aramaya çıkan Skorsky helikopterler umut yerine umutsuzluk getiriyor. Sis nedeniyle uçamıyor, geriye dönüyorlar. Arama çalışmaları mecbur karadan yürütülüyor... Gelen sinyaller kafa karıştırıyor. 4 BBP'li mühendisin tespitleri bugüne kadar yapılan arama çalışmalarının tam aksi istikameti gösteriyor. En önemlisi umut... Bir iddia kulaktan kulağa yayılıyor. Deniliyor ki NASA bölgeyi taramış ve 3 kişiden yaşam sinyali alınmış... Nevzat Pakdil de çok umutlu... "Muhsin zor şartlara karşı direnmeyi bilir. O yaralı bile olsa dayanacak güçte ve yapıdadır" diyor... İşte saatler ve hatta günler geçmesine rağmen umutları ayakta tutan bu düşünce... "Reis pes etmez" diyorlar bir umut dağda taşta onu arıyorlar... Çalışmalara katılanlar için hiç de kolay bir arayış değil bu... Soğuk bir yandan, kar ve sis öte yandan bastırıyor... Peki herşey nasıl başlamıştı... İlk güne dönelim isterseniz. Her şey yolunda gidiyor gibi gözüküyordu. Yazıcıoğlu ilk defa helikoptere binmişti bir miting için. Maraş'ın Göksun ilcesi Çağlayanyurt beldesine işte bu adımlarla yola çıkmıştı. Mutluydu gülücükler saçıyordu etrafına. Zevimli küçük bir kızı kucağına alan Yazıcıoğlu, böyle poz veriyordu objektiflere. Damlara, bacalara çıkan halkı selamlıyordu. Sanki başına gelecekleri hissetmiş, konuşmasının sonunda 'sizleri Allah'a emanet ediyorum' demişti. Kaderin ağları örülmüştü onun için sanki. Partililer cebinden ucu ucuna denkleştirip parasını ödedikleri helikopterin maalesef yer tespit cihazı yoktu. O helikopterde İHA muhabiri İsmail Güneş de vardı. Kaza sonrasında 112 acil görevlisiyle yaptığı cep telefonu görüşmesinde diğerleri için "herhalde ölmüşlerdir" diyordu. Kendisi de ağır yaralıydı. Üç telefondan sinyal geldi. İlki 16.22'deydi. Son sinyal gece 02.00'de kesildi. Bölgeye asker ve helikopter yağdı. Yüzlerce asker, korucu, akut ve Doğal Afet Kurtarma Taburu'ndan 2 özel tim, dağ taş didik didik aradılar ama nafile.. 4 Skorsky ve Emniyet'e ait helikopter de aramalara katıldı O saatler geçmek bilmedi. BBP'liler umudunu yitirmeyemeye çalıştı. Arabalar onun fotoğraflarıyla süslendi İlerleyen saatlerde isyan, çaresizlik ve Allah'a yakarış vardı. BBP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Öznur herkesi dua etmeye çağırdı. Yazıcıoğlu'na ulaşılamaması partilileri çileden çıkardı. Bölgeye giden İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın aracının önü kesildi. Aramalar sürüyor ama umutlar yerini endişeli bir bekleyişe bırakıyor. Asker ve sivil kurtarma ekipleri seferber oldu ancak hala ses yok.. Arazinin dağlık olması ve yoğun kar yağışı altında aramalar bütün hızıyla sürüyor. Onlarca ambulans olay yerinde hazır bekletildi.. İşte o sıralarda Sivas'ı bir hüzün kaplamıştı. Adayların bulundğu araçlarda onun fotoğrafları hüznü bir kat daha artırıyordu. Sivas il başkanlığı binasında toplanan partililer gelişmeleri takip ettiler. Sivas eski miletvekili Nevzat Yanmaz (ortada) da oradaydı. Sivas kaza haberiyle çalkalandı. Yerel gazeteler Yazıcıoğlu için dramatik başlıklar attılar. Anne Fidan Yazıcıoğlu’nun göz pınarları kurudu. Acılı anne bir müjdeli haber bekliyordu yetkililerden. 6 kişinin bulunduğu helikopterde Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ (solda) ile il başkan yardımcısı Yüksel Yancı da bulunuyordu Partililer yerel gazetelere hücum etti. Sivas Postası haberi işte böyle tam sayfa verdi. Kiralanan TC-HEK kuyruk tescilli BELL 206 L-4 tipi helikopter kayak tutkunlarına, İstanbul ile Kocaeli'nin kış sporları merkezi Kartepe arasında da hizmet veriyordu