Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
GÜNCEL/BAKANLAR KURULU:
Bakanlar Kurulu’nda nihayet değişikliğe gidildi. T.Türkeş’in ilk değişiklikte gideceğini aylar önce yazmıştık. Çünkü, AK Parti-MHP birlikteliğinin kaçınılmaz sonucuydu, artık gerek kalmamıştı. Kültür ve Turizm Bakanı’nın değişmesi, sürpriz olmadı, çünkü her listede –nedense- mutlaka adı geçiyordu…N.Avcı’yı ilerde yeni görevlerde görebiliriz. N.Kurtulmuş; başarılı olmak için yeni bir kadro kurmalı, zaman az…Cumhurbaşkanlığı’na ve Bakanlığa gönderdiğimiz “derleme çalışmaları” na mutlaka eğilmesini bekliyoruz.
Ayrıca, kültür alanında geç kaldık deyip; hiçbir şey yapmamak, sanatçıların haklarını iyileştirmemek, çalışmalarını kontrol etmemekte olmuyor. Bu konularda sayısız yazımız var…İyi haberler bekliyoruz…Ekonomi ve enerjinin değişmemesi olumlu.
F.B.Sayan’ın, AK parti tabanında pek istenmemesine, başarılı işlere imza atmamasına rağmen, kalması son olaylara bağlanıyor, ama değişse iyi olurdu, Ak Parti içinde, F.Şahin gibi koltuğu dolduracak, çok iyi kadın MV’leri var… M.Müezzinoğlu; söylemleri ile tabanla çok zıt düştü, hep yukarıdan baktı, beklenendi. Ahmet E. Fakıbaba, -geç kalınmış- doğru tercih oldu. F.Işık iyi çalışmalar yapmıştı, N. Canikli ile yer değiştirdi. Yeni Adalet Bakanı’nın ilk görevi, hayırlısı diyelim. Yeni Bakan’larımıza başarılar diliyoruz…
GÜNCEL/Sosyal Medya: Sosyal medyada olmadığımı biliyorsunuz, bunun sebebi abuk subuk yazılar…Bir sorunları paylaşmak için bir hesap açılıyor, bir-iki gün sonra bakıyorsunuz, siyasi söylemler, gereksiz paylaşımlar/videolar, iş amacından çıkıyor. Kişiler hesapların arkasına saklanıp, ağza alınmayacak küfürler, argo sözler, hakaretler v.b. yapıyor. Veya, olur olmaz anlarında yazdıkları/paylaştıkları yazılar başlarına bela oluyor. Şimdi, Cem Yılmaz’da sosyal medya hesaplarını kapattığını duyurmuş. Tebrik ediyoruz.
Üniversitelerimiz…
Biz, bu yazımızda, ülkenin en üst tabakası olan, insanların kadrolu veya memur olarak görev almak için can attıkları üniversitelerimizde yaşananları, bize gelenleri toparlamaya çalıştık. Bu genelleme olup, ülkenin idarecileri tarafından çoğunlukla kullanılan maddeler olarak görülüyor. Her ne kadar; “görevler geçici, devlet/kurum kalıcıdır” denilse de, maalesef göreve gelenler kendilerini kaybederek, görevlerin ölünceye kadar kendilerinde kalacağını zanneden uygulamalar yapmaktalar.
Dokuz gündür, memleketim, yeşil cenneti Artvin’deyim, nereye gitsem liyakatsız görevlilerden bahsediliyor ve illallah deniyor.
Ahmed Amiş Efendi, “Bizim sükutumuzdan bir şey anlamayan; kelamımızdan da bir şey anlamaz.” demiş. Yani, benim gibi; çok konuşmayan, ama çevreyi iyi gözlemleyen, kişileri değil kurum(ları)u önemseyen, paylaşımla işlerin daha ileriye gideceğini uygulamalarla ispat eden ve etikliğe önem veren bir kişinin “kelamından” zannediyorum dersler çıkarılacaktır.
Son yıllarda ülkemiz, siyasetin göreceli ağırlığı ile, “liyakatla görevlendirme” açısından olumsuzluklar yaşamaktadır. Bu; Bakanlıklarda ve Belediyelerde çok rahat görülmektedir Ancak; üniversiteler mutlaka kendini korumalı ve kurtarmalıdır.
Her kurum; mimar, mühendis, doktor, sanatçı, araştırmacı v.b. yetiştirirken, en önemli görevinin; “insan olmak, insan çalıştırmak, paylaşmak, etik olmak, mobbing uygulamamak,. üretmek, ötekileştirmemek, aşağılamamak, bağırmamak, dedikodu yapmamak, kurumu yüceltmek v.b. konularda aynı görüşleri paylaşacak ve ilerde uygulayacak karakterde kişileri yetiştirmek olduğunu” unutmamalıdır.
Artvin'de bir işçi emeklisi dedi ki: "Hocam, bir görev(e)i yaparken/atanırken, bunun; kurumu, devleti ve ülkeyi kalkındıracağını öğretmiyoruz. Herkes, görev için can atıyor, sonra kaçamak yapmak için yollar arıyor, asıl sorun bu.." İşte ülkenin yeni gençlerinin özeti...Bende yazıyorum ya; "üniversiteye ilk başlayan akademisyene yazılı bir metin imzalatılmalı ki, sonradan bilmiyorum, görmedim, duymadım" demesin!...
Bilmem aynı görüşte misiniz?!...
Elbette, gördüğümüz/duyduğumuz/bize gelen ve aşağıda verilen yanlış davranışları uygulayan idarecilerin yanında; kapısı her zaman açık, güler yüzlü, insanları çalışmaya sevk eden, paylaşımcı, sorunları çözen, hızlı çalışan, takipçi, akademisyenleri ötekileştirmeyen idarecilerimiz de vardır. Gönlümüz, %100 olmasından yanadır. Bu idarecilerimize şükranlarımızı ve teşekkürlerimizi iletiyoruz.
İYİ BİR İŞLETME NASIL ANLAŞILIR?...
“Bir işletmenin iyi çalışıp çalışmadığını nasıl anlarsınız? Ben kapıdaki güvenlikten, karşılama bankosundan, ardından tuvaletlerinden ve mutfağından anlarım. Buraları temiz ve düzenliyse, insanlarla düzgün iletişim kuruluyorsa, o işletmenin genel müdüründen, sahibine kadar, iyi bir sistem kurulmuş demektir. Eğer bunlarda sorun yoksa, o işletmede huzur ve karlılık maksimum düzeydedir. İşletmenin en uç, en ücra köşelerinde durum iyi değilse, bilin ki o kurumda iyi bir sistem kurulmamıştır. O zaman genel müdüründe, hatta sahibinde sorun var demektir. Bu sorun, işletmenin kar-zarar durumuna da kesinlikle yansıyordur. Yani illa gidip, şirketin muhasebe kayıtlarını, banka hesaplarını, mizanını kontrol etmeniz gerekmiyor…”
Not, Yeşil ve oksijen mi istiyorsunuz?, haydeeee, Artvin’e… yazı dizisine başlıyoruz.