Ünal Aysal hakkında bilinmeyenler

Abone ol

Galatasaray Kulübü'nün yeni başkanı Ünal Aysal'ın başarı öyküsüne bir de bu gözle bakın...

Galatasaray, Galatasaraylılarındır...

Enerji + Bilgi + Şans = Başarı

Öğrencisiydi; Başkanı oldu...

En çok inandığı faktör: ŞANS...

Son birkaç gündür "Türkiye'de en çok konuşulan kişi" hiç kuşku yok ki Ünal Aysal'dır...

Zira...

25 Milyon taraftarı olan Galatasaray'ın Başkanlığına seçildi...

Buna "futbol" sohbetlerinin Türkiye'de karşılıklı "hal – hatır" sorma ve "havalar nasıl gidiyor?" muhabbetinden sonra üçüncü sırayı alışını da ekleyin lütfen...

"Hal hatır sorma" ve "hava durumu" genel konular olduğuna göre "kişisel" olan Ünal Aysal sohbetleri kesinlikle doruğa çıkmış olmalı...

Bu yazıda "Günün En Çok Konuşulan" kişisini tanıtmaya çalışacağım...

Ama önce, Galatasaray Başkanlığı'na seçildiği günün gecesi Lig TV'de Şansal Büyüka ve Mustafa Denizli'nin konuğu olduğunda söylediği bir cümleyi hatırlatmak istiyorum...

O cümle o kadar "önemli" ki; önümüzdeki 3 yıl Galatasaray'ı yönetecek olan Ünal Aysal'ın kişiliğine ilişkin kesin ipuçları da veriyor...

Şöyle demişti Aysal:

"Başarının % 35'i enerjidir. % 35'i bilgi, beceri... % 30'u ise şans... Ama o % 30 olmadan da başarı olmuyor..."

Şimdi dikkat!..

Ailesinin bütün bir hayatı işte bu şans faktörü üzerine kurulu olan (Baba İbrahim Polat, dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in Etiler'deki dairesinin bulunduğu apartmanın kapıcısı olmasaydı acaba ne olurlardı?) Adnan Polat'ın "Ben her şeyi bilirim" Narsizm'inden sonra gelen yepyeni bir "anlayış" bu...

"Ben her şeyi bilsem de şansım yoksa başarı da yoktur"...

Bu ne demek midir?..

Yok efendim?..

Asla "teslimiyetçi" bir "kadercilik" değildir...

Bu; "Mütevazılıktır"...

Bu, "Ben ve ekibim, yanımıza şansımızı da alarak başaracağız" demektir...

Bu, "Galatasaray gibi bir kuruma başkan olabilecek kadar şanslı olduğuma ve başarıyı yakalayacak enerji, bilgi ve beceriye de sahip olduğuma göre; başaracağız" demektir...

Rahmetli Vehbi Koç da üst düzey yönetici seçimlerinde adayların geçmişteki şans grafiklerinin dikkatle incelenmesini isterdi...

Ve...

Şimdi de geleyim "Yönetim Anlayışı"na...

Ünal Aysal, yüzyıllardır tartışılan ve 21. Yüzyılın ilk on yılı bile geride kaldığı halde halen bir türlü çözülemeyen ve halen tartışılan, "Pratik mi?.. Teori mi?" paradoksunda "İkisinden birini diğerine tercih etmeyen" anlayışın temsilcilerindendir...

Yani...

Ne pratiksiz teori, ne teorisiz pratik...

İş idaresi hocaları teoriyle pratiğin nasıl da ayrılamaz iki kardeş olduğunu somut bir örnekle anlatır...

Tango yapmayı kuramsal olarak okuyarak öğrenir ve en iyi tangonun nasıl yapılacağı konusunda üstat olabilirsiniz...

Ama...

Piste çıktığınızda çok kötü bir tangocu olduğunuz ortaya çıkabilir...

Yani...

Teoride tangonun nasıl yapılabileceğini öğrenir öğrenmez çok iyi bir tangocu olduğunuz iddiası yalandır...

Keza...

Tangonun teorisini bilmiyorsanız; ruhunuz bedeninizle uyum içinde olamıyorsa da iyi bir tangocu olamazsınız...

Ünal Aysal "işadamı" yetiştiren bir okuldan mezun değil...

Ama...

Akıllı bir işadamının yanından hiçbir zaman eksik etmemesi gereken bir mesleğin eğitimini gördü...

HUKUK...

Rahmetli Vehbi Koç, akıllı bir işadamının çok başarılı üç ve en yakın dostu olması gerektiğini öğütlerdi...

Doktor, Avukat, Muhasebeci

Bu üç yakın, güvenilir ve sağlam dost olmadan başarının mümkün olmayacağını anlatırdı...

Ünal Aysal'ın hukukçuluğu, onu başarıya giderken tökezlenmekten de kurtaran en önemli etkenlerden biriydi...

Onun içindir ki ondan en sık duyacağınız cümle şöyle olur:

"Hukuksuz hiçbir işin içinde olmam"...

Bu, "yasadışı işlerde yoğum" demektir...

Refik Arkan'ı neden listesine aldığını soranlara en güzel cevabı, Arkan'ın çok iyi bir muhasebeci (Mali Müşavir) olduğunu hatırlatarak cevap verebiliriz...

Peki...

Kimdir bu Ünal Aysal?..

Nereden gelip, nereye gitmektedir...

Onu da kısaca anlatayım...

1941 İstanbul doğumlu...

Galatasaray lisesinin 1960 mezunlarından...

Üniversiteyi İsviçre'de okudu: İsviçre - Neuchatel Üniversitesi Hukuk Fakültesi...

Daha sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden de muadelet (denklik) diploması aldı.

İş hayatı KOÇ Gurubu'na bağlı RAM Dış Ticaret'te başladı...
Rahmi Koç da ilk yöneticilik deneyimini aynı şirkette yapmıştı...

RAM Dış Ticaret'te iki yıl çalıştıktan sonra kendi dış ticaret şirketini kurduğunda yıl 1972 idi...

İşte burada "Öngörme" yeteneği devreye girdi...

Dünyanın geleceği "Enerji" üzerinden şekillenecekti...

Bilhassa az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler enerjiye sahip olamadıkları sürece patinaj çekmeye devam edeceklerdi...

Türkiye de "Az Gelişmişlik"ten, "Gelişmekte Olan Ülke" konumuna yükselmek üzereydi...

Haliyle enerjisiz yapamayacaktı...

Ve...

Turizm...

Avrupa'nın turizm geliriyle ekonomik sınıf atlamış ülkelerinin eskimiş köhne otelleri, zihniyeti ve doğası; Türkiye'nin bakir denizleri, ormanları ve kurulacak yepyeni otelleriyle rekabet edebilecek konumda değildi...

Aysal, enerjiden başka turizm konusunda da yatırım yaptı...

En büyük hissedarı ve yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Unit İnternational Marmara Ereğlisi'ndeki Unimar Elektrik santralinin de sahibi...

1999 yılında, "Türkiye'yi yurt dışında en iyi temsil eden iş adamlarından biri" olarak, Bakanlar Kurulu kararı ile Cumhurbaşkanı tarafından verilen Yüksek Liyakat Madalyası ile onurlandırıldı.

Evet efendim...

İşte böyle...

Yani...

Galatasaraylılar merak etmesinler; kulüp her şeyiyle emin ellerde...

Hele bu geçtiğimiz sezon; kale direklerinin ve hiç hesapta olmayan kolların, bacakların rakip kaleye girmek üzere olan ne golleri engellediği veya ne biçim topların kendi galelerinde gol olduğu da hatırlanırsa; önümüzdeki sezonlarda o melun(!) şanssızlığın da ortadan kalkacağından emin olabilirler...

İşte o zaman Ünal Aysal'ın yazımın en başında hatırlattığım felsefesi hayat bulacak...

"Başarının % 35'i enerjidir. % 35'i bilgi, beceri... % 30'u ise şans... Ama o % 30 olmadan da başarı olmuyor..."

Galatasaraylıların içi rahat etsin...

Ünal Aysal bunların % 100'üne sahip...

Günün Önemli Haberleri