Uluç:Yazıma rakip gazete sahip çıktı
Abone olSabah Gazetesi yazarlarından Hıncal Uluç, bugün köşesinde kendi gazetesini eleştirdi. İşte Uluç'un 'Benim iyimser medyam' başlığıyla eleştirdiği yazıdan detaylar:
Benim iyimser medyam..
İNSAN tatilde olunca, daha rahat, daha düşünerek okuyor..
Hillside'da çok daha uzun, çok daha derin okuma fırsatı buldum..
Bizim medyanın genel havasına bakarsanız, Avrupa Birliği'ne
girmişiz de bir benim haberim yokmuş nerdeyse..
Bir düğün, bir bayram.. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı bir göklere
çıkarma yarışı..
Eloğlunun ettiği bir lafa yaslanarak Erdoğan'ı hatta Atatürk'le
mukayese etmeler..
Yoo.. Benim medyam bu değil.. Olmamalı.. Hükümete, iktidara yaranma
yarışı görüntüsü hem de nasıl var ortada.. Sıkıldım.. Hatta
utandım..
Madalyonun öte yanına bakan yok.. O haberler yer bulamıyor, ya da
ara sayfalarda minnacık saklanıyorlar.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso "Türkiye'nin AB'ye
girmesi en az 10 yıl alır" diyor ve ekliyor..
"Üstelik bu giriş ne otomatiktir, ne de garanti.. Türkiye Avrupa
vatandaşlarının kalplerini ve beyinlerini kazanmalıdır. Çünkü
sonunda Türkiye'nin üye olup olmayacağına o insanlar karar
verecek.."
Avrupa vatandaşlarının kalbini ve beynini kazanmak için ne
yapacağız acaba?..
Bu lafları size ileten oldu mu?..
Ya da Chirac'ın, Fransa Başkanı Jacques Chirac'ın dediklerini..
"Türkiye Avrupa'nın üyesi olmak için büyük bir kültürel devrim
geçirmek zorundadır.." Dikkat buyurun, evrim değil, devrim.. Ve
bugüne dek bizden istedikleri ve yaptırdıklarını hiç saydıklarına
bakarsanız, "Devrim"den neyi kastettiklerini belki dehşet içinde
fark edersiniz.. "Türkiye bunu başarabilir mi" diye soruyor Chirac
ve yanıtlıyor.. "Buna yanıt veremem.. Ümit ederim başarırlar, ama
ben şahsen pek emin değilim.." O Chirac ki, Türkiye için halk oyu
istedi.. Fransa'da oylama ve gelişen anketler halkın fevkalade
aleyhimize olduğunu gösteriyor.
En iyimser, en taraftar Blair bile "Tartışmalar yıllarca sürebilir"
diyor.. "Başarı için Türkiye'nin de Avrupa'nın da büyük değişimler
geçirmesi gerek.."
Avrupa ne kadar değişir, dersiniz, Türkiye'yi sindirmek için.. O
zaman değişmek, kendi kimliğini kaybedip, onlara benzemek kime
düşüyor, acaba?..
3 Ekim görüşmelerinin AKP Genel Merkezi'nden izlenmesi ayıbının ve
saygısızlığının altını çizmiştim.. Ayni gün, Fransa'nın ve dünyanın
saygın gazetelerinden Liberation da, bu garip tutumu "Avrupa bu
tutuma öfke duyar" diyerek şiddetle eleştirdi ve dalgasını geçti
hatta.. "İşte Türkiye'yi AB'ye almak için bir sebeb daha..
Girsinler ki, öğrensinler ve böyle yanlışları bir daha
yapmasınlar.." Yazıdan yazı işlerini haberdar etmek istedim.
Okumuşlar meğerse.. Ertesi gün tek satır yoktu, bu yazıdan söz eden
gazetemde..
Bizim yazı işleri, en rakip gazetemiz Hürriyet'te Yurtsan Atakan'ı
okudu mu acaba?..
"Usta yazarın ustalığı gündemdeki bir konuya orijinal bir bakış
açısı getirmesinden belli olur. Hıncal Uluç'un herkesin AB ile
ilgili yazdığı bir günde, kimsenin değinmediği bir konuyu yazarak
yine ustalığını konuşturduğu 5 Ekim tarihli 'AB'ye AKP mi giriyor
acaba?' başlıklı yazısını okumanızı tavsiye ederim." Hıncal'ın
yazısına, Sabah değil, Hürriyet sahip çıkıyor, bakar mısınız?..