Ülsever'in özür dilemesinin nedeni
Abone olHürriyet yazarı Cüneyt Ülsever'in "Paşalardan özür diledi" iddiası üzerine hakarete maruz kaldığını savunan Sabah yazarı Şelale Kardak, neden özür dilendiğini yazdı.
Sabah Yazarı Şelale Kardak, daha önce birlikte seyehat ettikleri
Hürriyet yazarı Cüneyt Ülsever'in "Paşalardan nasıl özür
diledi" yazısı üzerine hakarete maruz kaldığını savunmuş
bugünkü yazısında. Dünkü yazısında detaylı açıklamalar yapmayan
Kardak, bugün hem olayın detaylarını vermiş, hemde Ülsever'in
tepeden inme gazeteci olduğunu savunmuş...
Evet özür diledim!
Dün bu köşede, Deniz Ticaret Odası'nın Yunanistan'ın Pire
Limanı'nda gerçekleşen denizcilik fuarı nedeniyle düzenlediği
geziye evsahipliği yapan Ankara Feribotu'nda geçen tatsız bir olayı
anlattım. Hürriyet Gazetesi Yazarı Cüneyt Ülsever'in sarf ettiği
bir söz üzerine Deniz Kuvvetleri'nin emekli komutanları Salim
Dervişoğlu ve Vural Bayazıt'ın mekanı terk ettiğini, ertesi gün de
Ülsever'in paşalardan özür dilediğini naklettim. O sırada orada
bulunmadığım için de yaşananları olaya şahit olan gazeteci,
milletvekili ve bazı misafirlerden öğrendiğimi söyledim. Zaten
amacım bütün detayları anlatmak değil, sarf edilen söz nedeniyle
paşaların mekanı terk etmesine yol açan gerginliği aktarmaktı.
Doğrusu bu yazım üzerine bana açıklama gönderen Cüneyt Ülsever'i
yadırgadım. Hakarete varan cümlelerini şimdi bir kenara bırakıyorum
ve benim daha önce yazmadığım ancak Ülsever'in açıklamasıyla
netleşen olayın önemli noktalarını ve gerginliğe yol açan cümleleri
aktarıyorum. Ülsever açıklamasında şöyle diyor:
"O akşamki sorum açıktır ve hala geçerlidir. Neden 28 Şubat 1994'te
kurulan ve dünyanın en kanlı örgütlerinden birisi olan Hizbullah'ın
üzerine gitmemiştir?... Hizbullah'ı dik- kate almadıysa MGK
salaklık etmiştir!.. Sabah ilk iş olarak sarf ettiğim söz nedeni
ile özür diledim. Sorumun ise hala geçerli olduğunu söyledim."
Ben detaylarını yazmamıştım. İşte tartışmanın en önemli anında sarf
edilen sözler. Paşalar da zaten bu son söz üzerine, 'Bu üslupla
konuşmamız mümkün değil' diyerek kafeteryadan ayrılmışlar.Yani
olaya şahit olanlarla olaya taraf olanların anlattığı bire bir
örtüşüyor. Sadece bir fark var o da Ülsever açıklamasında o sırada
aşırı alkollü olduğundan bahsetmiyor. Olaya şahit olanlar o gece
Ülsever'in çok alkol aldığını belirtmişlerdi. Zaten öyle olmasaydı,
Ülsever söylediği söz üzerine ertesi gün gidip özür dilemezdi diye
düşünüyorum. Gazetecilerin, gazeteci sıfatıyla çağrıldıkları
yerlerde aşırı alkol almaları ayrı bir tartışma konusu.
Ülsever'in gazetecilik mesleği üzerine bana yazdıklarına ve hakaret
içeren cümlelerine gelince. Bilmesini isterim ki, gazetecilik
mesleğine, 19 yaşında, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi
ikinci sınıf öğrencisi iken başladım. Üniversite öğrenimim
bittiğinde, 1993 ve 1996 yıllarını California Üniversitesi'nin
sertifika programlarında gazetecilik, ekonomi ve tv dersleri alarak
geçirdim. Yıllarca muhabirlik yaptım. Haber kovaladım. O
konferanstan, bu toplantıya koşturdum. Bu yıl meslekteki 14'üncü
yılımdayım. Bu mesleğe yıllarımı verdim. Haberin ne olduğunu iyi
bilenlerdenim.
Özetle mesleğe Ülsever gibi tepeden inmedim.
Yazı: Şelale Kardak
Kaynak: www.sabah.com.tr