Tutulmanin keyfini çıkarın
Abone olGüneş tutulması ve deprem arasında bağ var mı?
Güneş tutulmaları ile büyük depremler arasındaki ilişkinin
tesadüften öteye geçmediğini söyleyen Dr. Ataç, 'Türkiye'de böyle
bir şanssızlık, Marmara depreminden önce yaşandı. Tamamen
rastlantı' diyor
DERYA SAZAK: 29 Mart'ta gözlenecek tam Güneş tutulması, 17
Ağustos Marmara depreminde yaşanan acıların etkisiyle, deprem
senaryolarının ortaya atılmasına neden oldu. Boğaziçi Üniversitesi
Kandilli Rasathanesi'nde çalışan uzmanlar olarak, Güneş tutulmaları
ile deprem oluş zamanları ve sayıları arasında bağlantı
kurulamayacağını açıkladınız. Buna rağmen insanlar kaygılı. 17
Ağustos'tan 6 gün önce yaşanan Güneş tutulması bu hurafenin ortaya
atılmasına neden oluyor. Bilimsel açıdan durum nedir?
TAMER ATAÇ: Dünya ayın gölgesinden geçtiğinde Güneş tutulması
meydana gelir. Ayın yörünge düzlemiyle Dünyamızın Güneş etrafında
dönerken çizdiği yörünge düzlemi arasında 5 derece 17 dakikalık bir
açı var. Bu iki düzlem birbirini bir doğru boyunca, iki düzlemin
ara kesiti boyunca kesiyor. Tutulmanın olabilmesi için ayın Dünya
ile Güneş'in arasından geçerken mutlaka bu ara kesitin üzerinde
olması gerekiyor. Bu olay 173 günde bir oluyor. Yeniay evresi
(hilal) dediğimiz sırada, Dünya, ay ve Güneş aynı doğrultuda
sıralanıyor. Güneş tutulması sonuçta dünya üzerine düşen ayın gölge
hareketidir.
Güneş aydan 400 defa daha büyük ve aralarındaki mesafe birbirinin
400 katı. Görünen büyüklükleri tesadüfen örtüşüyor bu iki gök
cisminin. Tam tutulma anında ay bize yeterince yakınsa Güneş'i
tamamen örtüyor. Tam tutulma oluyor.
15 dakika gözlenecek
Tutulma nasıl bir seyir izleyecek?
29 Mart'ta Brezilya'nın doğusunda başlayıp önce okyanusu daha sonra
Afrika'yı kat ettikten sonra Akdeniz'i geçecek ve 12.30 civarında
Türkiye'ye girecek.
Türkiye'de güneyde etkili gözlenecek.
Evet, Antalya kıyılarından başlayacak . Konya, Karaman, Nevşehir,
Kırşehir, sonra Amasya , Tokat ve Ordu'dan Karadeniz'e çıkacak.
Bundan önceki tam tutulma hattı, kuzeydi, Karadeniz'den başlayıp
Elazığ, Diyarbakır'dan ülkemizden çıkmıştı. 15 dakika içerisinde
Türkiye'yi kat ediyor.
Her yıl 1319 deprem oluyor
Deprem bağlantısına girelim isterseniz. Yeniay evrelerinde
büyük depremlerin oluşunda artış kaydedilmiş mi?
TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi'nden Prof. Zeynel Tunca ve yardımcı Doç.
Tansel Ak arkadaşlarımızın bu konuda yaptığı çalışmalar var. Yeniay
evrelerinde deprem sayılarında bir artış görmemişler. Yüz yıl
geriye gitmişler.
Kandilli'de bizim çalışmalarımız var: USGS'nin (United States
Geological Survey) verilerini taradık.
Dünyada her yıl 5 ile 5. 9 arasında 1319 deprem oluyor. Her gün iki
üç tane deprem oluyor. 6 ile 6. 9 arasında 134 deprem, 7 ile 7. 9
arasında 17 deprem gerçekleşiyor.
Her ay neredeyse 1 tane 7'den büyük deprem, yılda bir de 8'in
üzerinde... Her 173 günde bir Güneş tutulması olduğunu biliyoruz.
Tutulma hatları nereden geçecek, 3 bin yıllık katalog halinde
tutulmaların ileriye dönük her türlü bilgisini tutuyoruz. Güneş
tutulmalarıyla büyük depremler arasındaki ilişki tesadüften öteye
geçmiyor ve çok az.
Türkiye'de böyle bir şanssızlık, Marmara depreminden önce yaşandı.
Tamamen rastlantı. 1973'ten, Aralık 2004'e dek geçen evreyi
inceledik, 32 yılda 487 büyük deprem olmuş dünyada.
Bir animasyon hazırladık, tutulma tarihlerinden 6 gün öncesi ve 6
gün sonrasını kapsayan 13 günlük sürede Türkiye'de meydana gelen
depremlerin hiçbirisi - Marmara depremi dışında - Güneş tutulması
takvimine denk gelmiyor.
Keyfini çıkarın
Tam ya da halkalı tutulmalar, deprem faylarını
tetiklemiyor, öyle mi?
Depremlerin yüzde 90'ı tutulmalardan farklı tarihlerde olmuştur. 17
Ağustos dışında tutulma hatlarıyla hiçbir ilgisi yok. Tabii ülkemiz
deprem kuşağı içinde bir ülke ve "Deprem olmayacak" diyebilmemiz
mümkün değil. 2005 yılında 2'den büyük 7597 tane deprem olmuş
ülkemizde. Geçen yüzyıla baktığımızda her 30 ayda bir büyük deprem
olma ihtimali söz konusu. Bunlar yerküre hareketleri. Ancak, şunu
yaptık. 32 yıllık manzarayı animasyonlarla göz önüne koyduk. Bu
haritalara baktığınız zaman böyle bir ilişkiyi savunabilmek çok
zor.
Deprem söylentisi nereden çıkıyor?
17 Ağustos
depremini yaşamamız büyük bir travma yarattı. 1999 yılı
Ağustos'unda Güneş tutulmasını izlemeye giderken aklımızdan böyle
bir acıyı yaşayacağımız geçmiyordu. Çok üzücü şeyler yaşadık. Bunun
etkisi var. Ekim 2005'te Madrid'den geçen bir halkalı Güneş
tutulması oldu. Türkiye'deki gibi hurafeler ortaya atılmadı.
Gelgit hareketlerinin denizler, okyanuslar üzerindeki
etkisinin depremlerle ilişkisi konusunda ne
söyleyebilirsiniz?
Tutulmalarla hilal evresinin birbirine çok benzediğini söylemiştik.
İşte bu dönemlerde ayla Güneş'in çekim etkileri birbirine
ekleniyor. Gelgit olaylarını daha çok denizlerdeki ve
okyanuslardaki suların çekilmesinde ve kabarmasında görüyoruz.
Dolunay evresinde de bu sefer araya dünya giriyor. Ay, dünya ve
Güneş yine aynı doğrultu üzerinde oluyor. Her 14 günde bir üç gök
cismi sıralanıyorlar, benzer durum oluşuyor. Ve bunların depremler
üzerinde etkisini savunabilmek çok zor.
Venüs fark edilecek
17 Ağustos depreminden 6 gün önce Türkiye'de tam Güneş
tutulması gözlenmemiş olsa bunları konuşmayacaktık.
Bir panik havası oluştu. Bu sendromdan çıkmalıyız. Annemle
konuştum, yaşı epey ileri çocukluğumuzda 'tutulma oldu, deprem
olacak mı? diye beklentilerimiz olur muydu diye? Onların
çocukluğunda da olmazmış. Türkiye deprem bakımından çok aktif, 17
Ağustos'ta Marmara'da yaşadığımıza benzer üzücü rastlantılar
olabiliyor. Deprem riski her zaman olacak, hurafelere inanmayıp
Güneş tutulmasının keyfini çıkarmaya bakalım. Heyecan verici bir
olay, o 2 - 3 dakika içinde Mars'ı Venüs'ü bile görebilirsiniz.
Tabii bir gök haritanız olursa. Venüs, akşamyıldızı ya da
sabahyıldızı dediğimiz gezegen. Tutulma sırasında Venüs'ü tam
tutulma anında çıplak gözle fark etmek Mars'tan daha kolay olacak,
eğer tam tutulma hattındaysanız.
Keyfini çıkaralım diyorsunuz?
İyi seyirler.
Türkiye gözlem konusunda iyi
Türkiye'nin uzay araştırmalarında yeri ve iddiası
nedir?
Daha çok gözlem konusunda Türkiye iyi, bu alanda bilim dünyasına
yararlı katkılarda bulunabiliyor. Akdeniz Üniversitesi'nde TÜBİTAK
Ulusal Gözlemevi'nin bir merkezi var, Saklıkent'te. Kuzey
ülkelerine göre optik açıdan gözlem yapabilmek için havanın açık
olduğu gün sayısı bizde fazla olduğu için avantajlıyız.
Türkiye'deki astronomların yaptığı çalışmaların çok saygın yeri
var, dünya bilim çevrelerinde. Kandilli Rasathanesi'nin de köklü
bir geçmişi var, 1911'de kurulmuş, 1947'den beri Güneşten 'leke'
gözlemleri yapıyoruz.
Bunları dünyanın başka ülkelerindeki rasathanelere gönderiyoruz.
Böylece Güneş etkinliği indeksi hazırlanıyor. Laboratuvarlarımızın
doğrudan katkısı var bu çalışmalarda. Ayrıca güneş patlamalarını
izliyor, bunların fotoğraflarını çekiyoruz. Tabii daha modern hale
getirilmesi için uğraş veriyoruz.
NASA büyük ilgi gösteriyor
Güneş tutulması sizin için ne anlam ifade
ediyor?
Kandilli Rasathanesi'nin esas konusu Güneş etkinliğini takip etmek,
güneşle ilgili araştırmalar yapmak, topladığı verileri yayımlamak.
Bir gözlemevimiz var, orada çalışıyoruz. Güneş tutulmalarının önemi
bizim için şudur: Güneş atmosferinin ancak tutulmalar sırasında
görülebilen bir katmanı var.
Taçküre, 'krona' diyoruz. Onu görmemiz heyecan verici. Ancak
tutulma anında doğal bir laboratuvar oluyor, bilim insanları için.
29 Mart'ta Manavgat'a akın var. NASA'dan, dünyanın pek çok yerinden
kilolarca malzemeyle, teleskoplar ve gözlem araçlarıyla gelecekler.
Tam tutulmanın yaşanacağı 3 dakika 45 saniye içinde fotoğraflar
çekecekler. Elde edilecek veriler bilimsel araştırmalarda
kullanılacak.
Söyleşi: Derya Sazak
Kaynak: www.milliyet.com.tr