TÜSİAD Başkanı'ndan flaş açıklamalar
Abone olCHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile görüşen TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer, gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
Dinçer başkanlığındaki TÜSİAD heyeti, CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu ile görüştü. Görüşmenin ardından gazetecilere
açıklamalarda bulunan Dinçer, Kılıçdaroğlu ile ekonomik ve sosyal
politikalar, bilgi toplumuna dönüş, Avrupa Birliği'ndeki son
gelişmeler ve çözüm sürecine ilişkin bilgi alışverişinde
bulunduklarını ifade etti.
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan
Dinçer, "Çözüm sürecinde bir tıkanma olduğu ifade ediliyor. Bu
konuda neler görüşüldü?" şeklindeki soru üzerine, sürece ilişkin
tutumlarının en başından beri belli olduğunu söyledi. Çözüm
sürecine sahip çıkarak, destek olduklarını dile getiren Dinçer,
şöyle konuştu:
SÜRECİN İYİ YÖNETİLMEDİĞİNİ
DÜŞÜNÜYORUZ
"Türkiye'nin gündemini 30 yıldır işgal eden, bizleri acıya boğan
şiddet ve terör ortamından kurtulmak için bunun hayati önemi
olduğunu gördük. Bu anlamda, herkesin de bu bilinçte olması
gerektiğini düşündük. Türkiye'deki demokratikleşme sorununun
uzantısı olarak görebileceğimiz Kürt sorununun da çözümünün yine
Türkiye için hayati bir önemde olduğunu gördük. Türkiye'nin
kalkınma ve demokratikleşmeyi bir arada gerçekleştirmesi için
süreci, 'olmazsa olmaz' olarak gördük. bugün geldiğimiz nokta
maalesef biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Sürecin, son dönemde
sağlıklı bir evreye ulaşmadığını görüyoruz. Detaylara çok hakim
olmasak da sürecin iyi yönetilmediğini düşünüyoruz. Son dönemde
çevresel jeostratejik dalgalanmaların da bu süreci olumsuz
etkilediğini görüyoruz. Buna gereksiz bir müsamaha gösterildiğini
düşünüyoruz. Son dönemde şiddet, can ve mal kaybı olduğunu,
misilleme söylemi olduğunu görüyoruz. Hükümetten de ağırlık bir
güvenlikçi tutum görüyoruz. Bütün bunları, kaygı verici buluyoruz.
Bundan sonraki süreçte, ümit ediyoruz ki sürecin aktörleri, süreci
sağlıklı bir seviyeye taşımak için çaba gösterirler, akıllı çözüm
yolları bulurlar. Her şeyden önemlisi şiddet dilinden vazgeçerler,
bunu insani bir proje olarak değerlendirip, yol alırlar."
TÜSİAD olarak sürecin ekonomik ayağına destek
verdiklerini kaydeden Dinçer, "6 Kasım'da bir Van seyahati vardı.
Bu seyahati mevcut ortamda ertelemek durumunda kaldık. Ortam
ekonomi konuşmaya izin verdiği takdirde, bunu yeniden
gerçekleştirmek düşüncesindeyiz" diye konuştu.
MUHALEFET PARTİLERİ SÜRECİN İÇİNDE
OLMALI
Dinçer, "Çözüm sürecinin iyi yönetilmemesinin sorumluları sizce
kim?" şeklindeki soru üzerine, "Bize göre, muhalefet partileri ve
parlamento bu sürecin içinde olmalı. Biz, sadece sonuçlara bakarak
diyoruz ki 'Vardığımız nokta, sürecin iyi yönetilmediğini
gösteriyor'. Burada herhangi bir tarafı suçlamak için
söylemiyoruz. Sonuçlara bakarak tespit olarak görüyoruz"
değerlendirmesinde bulundu. Kobani'de yaşanan olayların,
Türkiye'deki çözüm sürecini bu kadar aksatmaması gerektiğini dile
getiren Dinçer, "Sadece bir taraf için değil, tüm taraflar
için başarısızlığın söz konusu olduğunu düşünüyoruz"
ifadesini kullandı.
Bir başka gazetecinin "Maden kazaları var. Görüşmede bu
konu gündeme geldi mi?" sorusunu da yanıtlayan Dinçer, konunun
görüşmede gündeme geldiğini ifade etti.
DEVLETTEN DAHA ETKİLİ BİR DENETİM
BEKLİYORUZ
İş kazalarının son dönemde Türkiye'nin gündemini yoğun bir şekilde etkilediğini belirten Dinçer, şunları kaydetti: "İstatistiklere bakıldığında Türkiye iş kazalarında en önde gelen ülkeler arasında yer alıyor. Serbest piyasa ekonomilerinde devletin rolü çok net. Devlet, düzenleyici ve denetleyici olacak. Bize göre devlet düzenleyici tarafında önemli bir eksiklik olmadığını düşünüyoruz ama denetleme tarafında eksiklikler olduğunu görüyoruz. Bazı sektörlerde denetimin yetersiz kaldığını görüyoruz. Devletten, daha etkili bir denetim bekliyoruz. Bir taraftan da bir zihniyet sorunuyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Kazaları incelediğimizde çoğu kazada, ihmal olduğunu görüyoruz. Burada yapılması gereken, bir seferberlik gerekiyor. eğitim konusunda, bilinçlendirme konusunda, deneyim ve bilginin paylaşılması konusunda ciddi çaba sarf edilmesi gerekiyor. Devletin daha etkin bir denetim yapması gerekiyor. Diğer taraftan da başarılı uygulamalar da mutlaka ödüllendirilmeli." Kazaların sorumlularının bulunup, cezalandırılmasının kamuoyunun vicdanının rahatlatılması açısından son derece önemli olduğunu belirten Dinçer, bu konuda gerekli güvenin tesis edilmesinin önemine dikkati çekti.