Türkiye’yi zora sokmak adına yaptılar
Abone olBaşbakan Erdoğan, "TIR’ları durduranlar, MİT mensuplarını tartaklayanlar, tamamen hukuksuz biçimde o TIR’larda arama yapanlar bunu sadece v...
Başbakan Erdoğan, "TIR’ları durduranlar, MİT mensuplarını
tartaklayanlar, tamamen hukuksuz biçimde o TIR’larda arama yapanlar
bunu sadece ve sadece Türkiye’yi uluslararası arenada zora sokmak
adına yaptılar. İnanın, düşman gelse böyle namertçe davranmazdı"
dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında
yaptığı konuşmada, "Konuşmamın hemen başında diyanet işleri
başkanlığımız tarafından her yıl çok anlamlı faaliyetler ile ifa
edilen kutlu doğum haftasının hayırlı olmasını niyaz ediyorum.
Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu’nda binlerce kişinin katılımıyla
güzel bir merasim gerçekleştirildi. Dün Rize’deydiler.
Şanlıurfa’yla devam edilecek hafta boyunca değişik illerde bu
törenler icra edilecek. Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığımızın yanı
sıra Kültür ve Turizm Bakanlığımız başta olmak üzere diğer bazı
kurumlarımızda Hz. Peygamberi çeşitli etkinliklerle hatırlıyor ve
hatırlatıyorlar. Merhum Mehmet Akif’in o güzel mısralarda ifade
ettiği gibi, ’Her bir fert, her bir cemiyet hatta tüm beşeriyet Hz.
Peygambere medyumdur’. Bizler de bu borcumuzu Hz. Nebi’yi sürekli
hatırlayarak ve hatırlatarak veda etmeyi sürdüreceğiz. Kutlu doğum
Haftası vesilesiyle bir kez daha Hz. Nebi’ye ve ashabına Allah’ın
selam ve salatını iletiyor, onun gösterdiği istikametten
ayrılmamayı Rabbimin herkese nasip etmesini diliyorum" ifadelerini
kullandı.
Hafta sonunda önemli bir yatırımın açılışının gerçekleştirildiğini
anlatan Erdoğan, yapımı tamamlanan Ambarlı İleri Biyolojik Atık Su
Arıtma tesisinin Cumartesi günü hizmete girdiğini ifade etti.
Ambarlı Tesisi’nin İstanbul’un 5 ilçesinin, 1 milyon 600 bin
nüfusun sularını arıtacağına belirten Erdoğan, "1994’te biz
İstanbul’da görevi devraldığımızda sadece 2 tane arıtma tesisi
vardı. 20 yıl içinde biz İstanbul’a 53 yeni arıtma tesisi
kazandırdık" dedi.
"HALİÇ’TE BALIK TUTMAK MÜMKÜN"
Şu anda gerek Haliç, gerek boğaz gerekse Marmara Denizi’nin
yüzülebilen, balık tutulan bir temizliğe kavuştuğunu belirten
Erdoğan, göreve geldiklerinde Haliç’te balık bulmanın ve yüzmenin
mümkün olmadığını dile getirdi. Artan nüfusla birlikte su
tüketiminin artığını kaydeden Erdoğan, İstanbul’daki bu büyümeye
rağmen İstanbul’un geriye gitmediğini, her geçen gün geliştiğini
söyledi. Erdoğan, dünyanın en büyük metropollerinden birini daha
yaşanır hale getirdiklerini belirterek, "Sağolsunlar, Büyükşehir
Belediye Başkanı ve ekibi hiç ara vermeden İstanbul için çalışmayı
sürdürdüler. Türkiye genelinde görevi tekrar devralan belediye
başkanlarımızda kesintisiz görevlerini devam ettiriyorlar.
Önümüzdeki 5 yıllık dönemde genel merkez olarak belediyelerimiz çok
daha yakından mercek altında tutacağımızı söylüyorum. Belediye
başkanlarımızı her aşamada takip edecek, hata yaptıklarında
uyarılarımızı kendilerine ileteceğiz. Yeni bir anlayışla daha
dinamik, katılımcı şeffaf bir yönetimle AK Partili belediyelerin
farkını ortaya koyacağız" diye konuştu.
YENİ ATAMALAR
Dün MKYK’nın toplandığını hatırlatan Erdoğan, "Yeni
arkadaşlarımızın atamalarını yaptık. Fatma Şahin kardeşimiz
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Kendisine gerek
kadın kolları başkanlığımız, milletvekilliği, gerekse bakanlığından
sonra kendisine bu denli önemli bir göreve seçilmesi nedeniyle
önümüzdeki 5 yıl içinde başarılar diliyorum. Menderes Türel
kardeşimiz Genel Başkan Yardımcımızdı, yerel yönetimlerden
sorumluydu, daha önce Antalya’da belediye başkanlığı görevini
yapmıştı. Bir dönem aradan sonra tekrar kendisini aday yaptık ve
Antalya’ya yeniden belediye başkanı seçildi. Aynı şekilde Mali ve
İdari İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız, Balıkesir
Milletvekilimiz Ahmet Edip Uğur kardeşimiz de Balıkesir’e
büyükşehir belediye başkanı seçildi. Kendilerini tebrik ediyorum,
kutluyorum. Bu vesileyle MKYK’dan ayrılmış oldular. Bu
arkadaşlarımızın yerine İstanbul Milletvekili Mehmet Muş, İzmir
Milletvekili Hamza Dağ, Konya Milletvekili Mustafa Akış ve İstanbul
Milletvekilimiz Tülay Kaynarca MKYK Yönetim Kurulu üyesiyken şimdi
de bundan böyle aynı zamanda MKYK üyesi oldular ama içlerinden
Nurettin Nebati kardeşimiz Mali ve İdari İşlerden Sorumlu Genel
Başkan Yardımcılığı’na geldi. Abdülhamit Gül kardeşimiz de Yerel
Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’na geldi. Bu arada
Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’na Süleyman
Soylu kardeşimiz gelirken, Teşkilat Başkanlığından Sorumlu Genel
Başkan Yardımcımız Ekrem Erdem Bey de Araştırma Geliştirmeden
Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’na geçerken böyle bir görev
değişikliği de burada yapılmış oldu. Kendilerine bu yeni
görevlerinde ayrıca başarılar diliyorum. AK Parti MKYK’da bu
görevler kolay değil. Zor, kutlu ama o denli de heyecan verici bir
görev. Bu değişikliklerin de ülkemiz, milletimiz ve partimiz için
hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum" ifadelerini
kullandı.
BÖLGESEL GELİŞMELER
Başbakan Erdoğan, "Bölgemizde çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir
süreçten geçiyoruz. Suriye’de rejimin sürdürdüğü mezalim, arkasında
200 bine yakın maalesef cansız beden, yüz binlerce yaralı, milyonu
aşkın sürgün bırakarak devam ediyor. Mısır’da askeri darbeyle
başlayan süreç arkasında bıraktığı binlerce cansız beden yetmezmiş
gibi bir de 529 idam kararıyla tekrar dünya gündeminde sıcak yerini
koruyor. Aynı şekilde Ukrayna’da kaygı verici gelişmelerin
yaşandığına şahit oluyoruz. Bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri
çok büyük bir dikkatle takip ediyoruz. Dışişleri Bakanımız seçim
sürecinde temaslarını aralıksız olarak sürdürdü. Şu anda da
yurtdışında bu temaslar devam ediyor. Biz de Azerbaycan’a
yaptığımız resmi ziyaretle birlikte dış politikadaki temaslarımızı
yoğunlaştırdık" diye konuştu.
"Seçim öncesinde hükümetimizi yıpratmak gayesinde içeriden olduğu
kadar dışarıdan da ağır, çok ağır bazı saldırı girişimleri oldu"
diyen Erdoğan, "Bunların bazıları şu anda da devam ediyor. İçeride
huzura, demokrasiye, çözüm sürecine, ekonomiye saldırı yapılırken,
dışarıda da Türkiye’nin imajına yönelik planlı ve art niyetli
kampanya başlatıldı. Dışarıdaki bu kampanyaların hangi niyetle
yapıldığını ve nerelerden beslendiğini çok iyi biliyoruz. Zira,
içeride birtakım algı operasyonları yapılırken dışarıda da aynı
paralelde operasyonlar gerçekleşti. Örneğin içeride yargı ve
emniyet içindeki çeteler marifetiyle MİT’in TIR’larına saldırıldı.
Bu saldırıda amaç, Türkiye’ye terör örgütlerine yardım eden ülke
iftirasını atmaktı. Bu ülkenin kurumlarına yerleşmiş çete
mensupları kendi ülkelerine terörist ülke yaftasını yapıştırmak
için bu operasyonu yaptılar. TIR’ları durduranlar. MİT mensuplarını
tartaklayanlar, tamamen hukuksuz biçimde o TIR’larda arama
yapanlar, bunu sadece ve sadece
Türkiye’yi uluslararası arenada zora sokmak adına yaptılar. İnanın,
düşman gelse böyle namertçe davranmazdı" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE’YE KARŞI ÇOK ALÇAKÇA KARALAMA KAMPANYALARI
YÜRÜTÜLÜYOR"
Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Bu ülkenin bazı yargı ve emniyet mensupların Türkiye’nin en azılı
düşmanlarını bile kıskandıracak biçimde kendi ülkelerine bu ihaneti
yaptılar. İçeride hainler çalışırken dışarıda da bazı raporlar bazı
haber ve köşe yazılara marifetiyle farklı bir operasyon başlatıldı.
Bu operasyon hala devem ediyor. Suriye’deki kimyasal saldırıyla
Türkiye arasında bir bağlantı varmış gibi tamamen asılsız iddialar
ortaya atıldı. El Kaide terör örgütü ile Türkiye arasında bir
bağlantı varmış gibi, Türkiye terörü destekliyormuş gibi bir algı
oluşturulmak istendi. Türkiye içindeki o malum çevreler, o malum
medya bu iddiaları anında alıyor hem Türkiye gündemine hem dünya
gündemine taşıyor. Bunun dışında da ihanet girişimlerine şahit
olduk. AB içinde Türkiye’yi hemen hiç tanımayan, Türkiye’de bazı
kaynaklardan haber alan kesimler nezdinde kara propaganda yapıldı.
ABD’de aynı şekilde kara propaganda yapıldı, yapılıyor. Hatta
Ermeni lobisinin temsilcileriyle işbirliği yapılarak, hatta onlara
parasal destek verilerek Türkiye’ye karşı çok alçakça karalama
kampanyaları yürütülüyor. Bu tüm ihanet ve taarruz girişimlerini bu
insanlara, bu çevrelere acıyarak izliyoruz. Bu girişimlerin tamamı
bir acziyetin ifadesinden başka bir şey değildir. Tüm bu girişimler
30 Mart seçimlerinde milletten ağır bir cevap alan, yenilmiş
çevrelerin hezeyanından öte değildir."
(İHA)