Türkiye’yi uyarmak kimsenin haddi değil’’
Abone olEkonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Taksim Gezi Parkı eylemleri çerçevesinde yaptıkl...
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika
Birleşik Devletleri’nin (ABD) Taksim Gezi Parkı eylemleri
çerçevesinde yaptıkları açıklamalara ilişkin, “Türkiye’ye uyarı
yapmak kimsenin haddi değildir. Ben, bunları uyarı değil,
görüşlerini ifade etme olarak kabul ediyorum” dedi.
Bakan Çağlayan, 2011 seçimlerinden bugüne kadar Mersin’de
gerçekleştirdikleri hizmetleri anlatmak üzere Mersin’e geldi.
Kongre ve Sergi Sarayı’nda AK Parti Mersin Milletvekilleri Çiğdem
Münevver Ökten, Ahmet Tevfik Uzun ve Nebi Bozkurt’un katılımıyla
düzenlenen toplantıda, kentte gerçekleştirdikleri hizmetleri uzun
bir sunumla anlatan Çağlayan, sunumunun ardından basın
mensuplarının sorularını yanıtladı.
ABD ve AB’nin Gezi Parkı eylemlerine ilişkin yaptığı açıklamaların
sorulması üzerine Bakan Çağlayan, bu tür açıklamalar yapan ülkeleri
eleştirdi. “Türkiye’ye uyarı yapmak kimsenin haddi değildir” diyen
Çağlayan, Türkiye’nin, dünyanın 17., Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi
olduğunun altını çizdi. Dünyada 6 milyon Türk vatandaşının
yaşadığını, bunun 5 milyonunun da Avrupa’da yaşadığına işaret eden
Çağlayan, “Onun için uyarı yapmak kimsenin haddi değil. Bunun
altını çizelim. Ben görüşlerini ifade etme olarak kabul ediyorum.
AB ve ABD, bu konulardaki hassasiyetlerini keşke dönüp kendi
ülkelerinde gösterebilseler. İngiltere’de dün yaşanan olayları
izlemişsinizdir. Amerika’da Wall Street’te yaşananları
görmüşsünüzdür. Fransa’da yolların günlerce yanan araçlarla
kapatıldığını hatırlıyorsunuz. Bunları unutmayın. Almanya’da,
İtalya’da aynı şekilde. Avrupa’nın her yerinde bu tür marjinal
grupların kamu güvenliğini bozma noktasında yapmış olduğu
hareketlerde eğer yapmazsanız suç işlemiş olursunuz. İyi niyetli,
çevre adına yapılan eylemlerle devlet malını yakma, yıkma,
vatandaşa zarar verme ve devleti siyasi ve ekonomik istikrardan
yoksunmuş gibi gösterme çabasında olanlar için bunu söylüyorum.
Tekrar altını çiziyorum, kimsenin haddi değildir” diye konuştu.
“HEVESLERİ KURSAKLARINDA KALDI”
Çağlayan, Gezi Parkı olaylarına işaret ederek, “Bunlar tamamıyla
içerden kaynaklı hareketler mi? O kadar saf olmadığımızı ifade
etmek isterim. Bunlar tamamıyla dış güçlerin, Türkiye üzerinde
egemen olmak isteyen güçlerin ve Türkiye’yi diz üstü durma
pozisyonuna mahkum etme arzusu içinde olanların hevesidir. Ama
onların hevesi kursağında kaldı ve kalacak” ifadelerini
kullandı.
Bu tür olayların ekonomi ve siyasi istikrarın zayıf olduğu
dönemlerde çok önemli etki gösterdiğine dikkat çeken Çağlayan,
ancak Türkiye’nin şimdi son derece güçlü bir ekonomiye sahip
olduğunu kaydetti. “Dışarıdan emir alan bir Türkiye yok artık”
diyen Çağlayan, şöyle devam etti: “Türkiye, bu yapısıyla birçok
ülkeyi, kuruluşu rahatsız ediyor. Rahatsız etmeye de devam
edeceğiz, gayretimiz bu. Hükümet olarak milletten başka kimse bizi
yıkamaz. Bizi millet getirir, millet götürür. Allah’tan başka
kimseye hesap vermeyiz.”
Faiz lobisine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Çağlayan, yabancı
basın kuruluşlarını eleştirerek, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi
olarak farklı gösterilmeye çalışıldığına dikkat çekti. Yabancı
televizyonların Türkiye’yi nasıl gösterdiklerinin iyi izlenmesini
isteyen Çağlayan, şunları söyledi: “Bakın bakalım yabancı medyanın
Türkiye’yi kötü gösterme gayreti altında neler yatıyor? Kimler
tarafından manipüle ediliyor? Faiz lobisi niye devreye giriyor?
Niye borsa üzerinde spekülasyonlar yapılıyor, niye faizler iniyor
çıkıyor? Faiz de borsa da döviz de ekonominin önemli göstergeleri;
bunlar normal zamanlarda da oynar. İç ve dış etkenler de söz konusu
olur. Bu etkenler ister istemez tabi ki bu hareketlere neden olur.
Ama bugün borsada olanların ne kadarı yabancıdır, bunu iyi görmek
lazım.”
“TÜRKİYE’NİN YÜKSELİŞİNİ HAZMEDEMİYORLAR”
Kimseyi suçlu gösterme gayretinde olmadıklarını söyleyen Çağlayan,
“Soruyorum, 15 günde ne değişti Türkiye’nin ekonomik şartlarında?
Avrupa’nın ilk çeyrekte en hızlı büyüyen 3. ekonomisiyiz. Geçen yıl
dünyanın en fazla ihracat yapan 2. ülkesi olduk. Ekonomik bütün
parametrelerimiz sapasağlam. Yapmak istedikleri, güçlü, iki ayağı
üzerinde duran, gücünü milletinden alan bir Türkiye değil onların
istediği. Onların istediğini yapan, onlardan borç almaya mahkum
tutulmuş bir ülke olmasını istiyorlar. Çünkü Türkiye’nin
yükselişini hazmedemiyorlar. Burada faiz lobisinin, şer grubunun
koalisyonu ile karşı karşıyayız. Medyasıyla spekülatörüyle
bankacılık kesimiyle beraber bir koalisyon kurulmuş vaziyette.
Güçleri yetmez. Bunların anlamadığı şu; Türkiye eski Türkiye değil”
şeklinde konuştu.
“BANKALAR FAİZ LOBİSİNİN BURADAKİ OYUNCULARI HALİNE
GELMESİNLER”
Türkiye’nin, bu olaylar yaşanmasa, bu manipülasyonlar yapılmasaydı
faizlerin cumhuriyet tarihinde ilk defa yüzde 4,60 ile borçlanmaya
başladığını aktaran Çağlayan, şunları kaydetti. “Bu bırakılsa yüzde
2,5’e kadar giderdi. Bu rahatsız etti birilerini. Bu, faiz
lobisinin Türkiye’den daha az para kazanması demek. Elindeki,
sermaye, imkan, pazar kaçıyor. Bundan dolayı bir anda aynı gün her
biri başladılar bir şeyler yapmaya. Mesele Türkiye meselesi. Siyasi
gözle bakmıyorum. Bizim için Türkiye partimizden daha önce
gelir.”
İçeride kötü niyetli bankacıları en fazla uyaranlardan biri
olduğunu ifade eden Çağlayan, “Bankalar bankacılık yapsınlar”
diyerek, şöyle devam etti: “Başka işlerle uğraşan bankalar var.
Bunların hepsi elimizde kayıtlı, biz devletiz. Bunlar Türkiye’de en
fazla para kazanan kesimler. Milleti sömürerek, askerdeki çocuğuna
para gönderenlerden ahlaksız kesinti yapan bankalardan
bahsediyoruz. Bunlar akıllarını başlarına toplasınlar. Hep
uyarıyorum, bunların isimleri bizde kayıtlı. Bunları tehdit, şantaj
amacıyla söylemiyorum, ben işini kötü yapanlar için söylüyorum.
Faiz lobisinin buradaki oyuncuları haline gelmesinler. Bunların
derdi, faizleri daha yükseltip Türkiye’nin iliklerini, kemiklerini
sömürmek. Çünkü damarlardaki kanı emmeye alışmışlar. Ama yok artık.
Vampirlik dönemi bitti Türkiye’de, yeni bir dönemle karşı
karşıyayız. 100 liralık verginin 85 lirasının borcun faizine giden
bir ülkeydik. Şimdi sadece 15 lirası borca gidiyor, işte rahatsız
eden burası. Hiç kimsenin gücü yetmez, kaya gibi bir ekonomimiz,
taş gibi bir bütçemiz var. Herkesin aklını başına devşirmesi
gerekiyor. Bu ülkeden, bu insanların üzerinden para kazananların bu
ülkeye kazık atma lüksü olamaz.”
(İHA)