Türkiye'yi 'soyutlaştıran' ressam
Abone olRessam Adnan Çoker, yarım asrı aşkın süre, Türk sanatının gelişimine tanıklık ve öncülük etti.
Türk çağdaş resminin önemli isimlerinden Adnan Çoker'in
retrospektif sergisi, Mustafa Kemal Merkezi, Beşiktaş Çağdaş Sanat
Galerisi'nde açıldı. 90 eserin yer aldığı 'Adnan Çoker
Retrospektifi 2010', nisan sonuna dek açık. Çoker'in 1989'daki ilk
retrospektifinden sonra düzenlenen ikincisi, Çoker'i yakından
tanımak ve sanatının evrimini kavramak isteyenler için bir fırsat.
"Ortaokulda resim hocam yedi vermişti. İtiraz ettiğimde, gözlerini
açarak, 'Mecbur muyum sana yüksek puan vermeye?' dedi.
Aynı hoca, okul yıllarımın sonunda yine gözlerini açarak, 'Sen
Akademi'ye gitsene' dedi. Kariyerimi şekillendiren olayların en
önemlisi, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi'ne
girmemdir. Hocam Zeki Kocamemi'nin de emeği büyük. Akademi'de
sanatı ve sanatçıları tanımaya başladım" diyen Adnan Çoker, daha
sonra kendi Akademi'de ders verirken 'efsane hoca' olarak anılmaya
başlandı. Çoker, 1950'lerden bugüne Türk resmini ve kendi sanatını
anlattı.
1950'LERDE SANATTA KARMAŞA VARDI:
"1950'lerde İstanbul'un sanat dünyasında bir karmaşa vardı.
Sanatçılar arasında, 'Bunu da yaparım, bunu da yaparım, bunu da...'
gibi bir anlayış hakimdi. Hocalarımız da örneğin, kübistlerinkine
andıran bir resmi, bir soyut resmi bir de klasik çalışmayı
sergilerde yan yana koyardı. Biz Akademi'den çıktığımız için, 'Bunu
da yaparım onu da' demiyorduk. Bizim yaptığımız yenilik şu oldu:
Doğrudan doğruya soyut ve soyutlamalarla işe koyulduk."
SİNAN, MALEVICH VE EINSTEIN:
"Sanatçılık maratona benzer. Hiç taviz vermeden tamamlamak gerek.
Ben bu noktaya geldim yarışta. İlk dönem eserlerim daha
içgüdüseldir. Düşünce tarzı pek etkili değildir. Bu eselerde amaç
gizlidir. Ayrıca, ilk dönem çalışmalarımda müzik etkili oldu. Sonra
Paris'e gittim. Kariyerimi şekillendiren en önemli olaylardan
biridir. Döndüğümde, İstanbullu olmama rağmen, İstanbul ile ilgili
yeni şeyler keşfettim. Mavisini keşfettim mesela. Eserlerime
yansıdı bu. Onun için hem Türk kültürü hem Anadolu vardır yeni
eserlerde, daha yapısal, daha mimariye dönüktürler. Ön çizimler,
planlama vardır. Sanatımı en iyi anlatan şey, üç ustanın
özellikleridir: Mimar Sinan'ın yapısallığı, Kazimir Malevich'in
sadeliği ve Einstein'ın göreceliliği."
SANAT TARİHİ BİLMEMEK EKSİKLİK:
"Sanat tarihçisi değilim ben, ama sanat tarihçileri beni
susturamaz. Nasıl Picasso, 40 bin yıllık sanat tarihini ezbere
biliyordu, benim de merakım oldu. Sanat birikimini bilmeyen, eksik
sanatçı sayılır."
TÜRK ÇAĞDAŞ SANATI İLGİYİ HAKETTİ:
"Türk çağdaş sanatı son zamanlarda gördüğü ilgiyi çok önceden hak
etmişti. Değerli sanatçılar bu ilgiye mazhar oldu, bu önemli.
Mesela dostum Burhan Doğançay uzun yıllar ABD'de kaldı, iyi de bir
şey yaptı. Çünkü çok aşağılarda, mırın kırın edilerek satın alınan
Türk resminin çıtasını yükseltti."