Ülkemiz son yıllarda eşine emsaline
rastlanmayacak nitelikte bir ev sahipliğine sahne
oluyor.
Benzeri Asr-ı Saadet’te Ensar-Muhacir
ilişkisinde görülen bu kardeşlik destanı ne yazık ki son günlerde
şer güçlerin Türkiye’ye kurduğu bir tuzağa dönüştü. Bu
tuzağı ise yine milletimizin yardımseverliği ve feraseti
bozacaktır.
Bırakın insanın insana yardım etmesini, yardıma muhtaç insanlara
yardım edenlerin bile sorgulandığı bir dünyada ve dahi ülkede
yaşıyoruz.
İtalya açıklarında yardıma muhtaç mültecilere yardım
eden gemi kaptanının gözaltına alındığı bir dünyada
Türkiye ve Türk halkı son
yıllarda bütün dünyaya örnek teşkil edecek bir yardımseverlik
sergiliyor.
Ülkelerindeki iç savaştan kaçan Suriyeliler, Avrupa
kapılarından adeta tekme tokat kovulduktan sonra sinesini
kendilerine sonuna kadar açan Türkiye’ye
sığındılar.
İmkânlarını sonuna kadar kullanan devlet ve halkımız adeta bir
kardeşlik destanı yazdı.
Yaklaşık 5 milyon civarında mülteci sorunsuz bir şekilde misafir
edilerek her türlü ihtiyaçları karşılandı. Avrupa
ülkelerinin sayıları yüzlerle ifade edilen mültecilere bile
tahammül edemediği bir noktada 5 milyon insanın burnu bile
kanamadan misafir edilmesi aslında akıl ve mantıkla izah
edilemeyecek bir durum.
Hiç şüphesiz Suriyeli mülteciler de karşılaştıkları bu
misafirperverliğin hakkını vermeye çalışıyorlar. Gerek maddi
gerekse manevi olarak bu insanların Türkiye’nin ve Türk
halkının yanında oldukları aşikâr.
Yoksa 5 milyon insanın bu kadar sorunsuz bir şekilde
yaşayabilmesi mümkün değil.
Ancak gelin görün ki özellikle son zamanlarda Suriyeli
mültecilerin adının karıştığı asayiş olaylarında
gözle görülür bir şekilde artış var. Aynı şekilde Suriyeli
mülteciler aleyhinde de gerek medyada gerekse sosyal medya
ortamlarında olumsuz haberlerin sayısında bir artış söz konusu.
Ancak özellikle sosyal medya kaynaklı bu haberler derinliğine
araştırıldığında asılsız olduğu, uydurma olduğu, yalan
haber olduğu ortaya çıkıyor.
Hakeza Suriyelilere devletin aşırı şekilde yardım
yaptığı şeklindeki haberlerde yetkili çevrelerce yalanlanıyor.
Hal böyleyken bu tarz olay ve haberlerle ne yapılmak
isteniyor?
Bu sorunun cevabını ararken Suriyeliler
üzerinden Türkiye’ye büyük bir tuzak kurulduğu gerçeğiyle karşı
karşıya kalıyorsunuz.
Peki bu tuzakla varılmak istenen amaç ne?
Tabii ki Türkiye’nin birlik ve
beraberliği...
Amaç toplumu galeyana getirip Türk halkı ile
Suriyelileri karşı karşıya getirmek.
Türk halkı ile Suriyeliler arasında bir çatışma ortamı
oluşturmak.
Var olan huzur ortamını baltalamak, iç karışıklıklar
çıkarmak.
Peki kim bunlar? Kimler Türk halkı ile Suriyelileri
karşı karşıya getirmek istiyor?
Bunların en başında Suriye’de yüzbinlerce
insanı öldüren, milyonlarcasını evsiz barksız bırakan Beşar Esed
geliyor.
Esed, Suriyeli mültecilerin içine
sızdırdığı adamları vasıtasıyla olaylar çıkarıp Türk
halkını Suriyelilere karşı kışkırtmak istiyor.
Türkiye’ye açıktan saldırmayı göze alamayan
Esed, iç karışıklıklar suretiyle sinsice ülkemizi
karıştırmak istiyor.
Yani Türkiye’ye ve Türk halkına büyük
bir tuzak kuruyor.
Bu tuzağı yine devlet aklı ve milletin feraseti bozacaktır.
Onun için medyada ve sosyal medya ortamlarında yayınlanan
kışkırtıcı nitelikli haberlere dikkat!
Gaza gelip büyük bir kardeşlik destanı yazdığımız ev
sahipliğimizi kanla lekelemeyelim.
2016 yılında “Bir Temmuz gecesi, nöbet meydanlarının birinde
ülkemizin yaşadığı felaketi konuşup “ah, vah” ederken,
Suriyeli bir kadının yorgun gözler, ağlamaklı bir ses tonu, kırık
bir Türkçe ama vakur bir duruşla söyledikleridir:” girişi ile
muhatap kaldığım bir enstantaneyi kaleme almıştım.
"Suriyeli Kadın Ve Erdoğan!" başlıklı yazımın linkini vermiş
olmakla iktifa edip yazımı son bir notla bitirmek istiyorum.
Suriyelilerle ilgili olarak ortaya atılan iddiaların
yüzde 90’ı uydurma ve yalan olduğu tescillenmiş durumda.
Haberler detaylı bir şekilde araştırıldığında bu gerçek bütün
çıplaklığı ile ortaya çıkıyor.
Onun için uyanık olmakta fayda var...
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser