Türkiye'ye özel tasarım
Abone olFuarın 2006 yılında uluslararası takvime alınmasından gurur duyduğunu belirten Günak, "Kim bilir bir dahaki sefere Türkiye'ye özel bir otomobil tasarlarım" diyor.
Volkswagen'e hayat veren ünlü Türk tasarımcı Murak Günak,
2006'da uluslararası fuar takvimine girecek Autoshow için özel bir
araç tasarlayabileceğinin müjdesini verdi: Neden Türkiye'ye özel
model olmasın?. Bugünlerde İstanbul'u Autoshow rüzgarı kasıp
kavuruyor. Türk halkı kar-kış demeden hayalini süsleyen
otomobilleri görmek için fuarın yolunu tuttu. Zira otomobil deyince
artık kimsenin aklına 'ayağını yerden kesen, dört tekerlekli bir
araç' gelmiyor. Duygu artık ön plana çıkıyor. İşte tasarımcıların
yarattığı farklılık da bu noktada ortaya çıkıyor. Murat Günak'ın
sürprizi Örneğin Volkswagen'e hayat veren ünlü Türk tasarımcı Murat
Günak bizi yansıtan bir otomobil çizmek istediğini söylüyor. Fuarın
2006 yılında uluslararası takvime alınmasından gurur duyduğunu
belirten Günak, "Kim bilir bir dahaki sefere Türkiye'ye özel bir
otomobil tasarlarım" diyor. Türkler, otomobili zevk için kullanır
oldu Murat Günak, yaşam standardıyla birlikte Türkiye'de pekçok
olgunun değiştiğini belirterek, "Kaportalar bile daha temiz" dedi
Günak, Türkler'in otomobili zevk için kullanacak düzeye ulaştığını,
bundan da memnuniyet duyduğunu söyledi. Avrupa'nın en büyük
otomotiv üreticisi Volkswagen'in Tasarım Grubu Başkanı Murat Günak,
Autoshow için Türkiye'deydi. İstanbul'a en son 3 yıl önce geldiğini
belirten Günak "Şehirde sanki devrim olmuş. Her taraf inanılmaz
değişmiş. Otomobiller son model ve çamurlu değil, temiz" diyor.
Avrupa'da Türkiye ile ilgili yerleşmiş olumsuz yargılar olduğuna
dikkat çeken Günak, "Doğru tanıtım ve iletişim ile kendimizi daha
iyi anlatmalıyız. Ülkede daha çok başarılı tasarımcı olduğuna
inanıyorum. Ancak ne yazık ki, görünmüyorlar. Kimsenin onlardan
haberi yok" diye konuşuyor.. İstanbullu bir askeri doktorun oğlu
olarak Almanya'ya gelen ve burada eğitimini tamamlayan Murat Günak
kariyerine 1970'lerin sonunda Mercedes- Benz ile başladı. Ford,
Mercedes ve Peugeot gibi otomotiv devlerinde görev aldıktan sonra
2003 yılında Volkswagen Tasarım Grubu Başkanı oldu. Autoshow 2004
için İstanbul'a gelen Günak'la Türkiye ve tasarımı konuştuk... *
Tasarım süreci nasıl işliyor. Volkswagen'in duygusallık konsepti
mesela nasıl belirleniyor? Volkswagen'de bir tasarım grubumuz var.
Tasarım öncesinde ürünün felsefesi ve stratejisini belirliyoruz.
Sonraki aşama ise tasarımın araştırması. İnsanların otomobillerine
olan duygusal bakışını bu araştırmalarımız ile belirlemeye
çalıştık. 'Arabamı seviyorum' hepimizin çok kullandığı bir cümle.
Onun temiz olması için periyodik olarak yıkamasını yapıyoruz. Ev
gibi onu garajlarda korumaya alıyoruz. Son olarak da benzin
veriyoruz yani bir anlamda besliyoruz. Bu duygusallığı
modellerimize yansıtıyoruz. Artık Volkswagen'ler duygusal ağırlıklı
olacak. Türkler yayılıyor * Sizinle birlikte Ford'da Murat Güler ve
Mazda'da Hasip Girgin gibi Türk tasarımcıların adını sıkça duymaya
başladık. Türkler tasarıma daha mı çok ilgi duymaya başladı?
Geçmişe göre ne değişti? Öncelikle şunu söyleyeyim tasarımcının
milliyeti yoktur. Önemli olan yapılan iştir. Haklısınız Türkler'in
Avrupa'da adı daha çok duyulmaya başladı. Ülke dışarıya açıldı ve
eğitim dünya ile daha entegre haline geldi sanırım. Yurtdışında
eğitim gören birçok Türk var. Sadece tasarımcı olarak değil doktor
olsun mühendis olsun her alanda birçok Türk yetişiyor. Türkiye'de
yayınlanan tasarım dergilerini gördüm. Eminim buradan daha çok
başarılı tasarımcı çıkacaktır. * Türkiye'ye en son ne zaman
geldiniz. Son geldiğinizden bugüne neler değişmiş? En son üç yıl
önce gelmiştim. Bugün gördüğüm yer çok farklı. Sanki kültür devrimi
yaşanmış gibi. Farklı görünümde güzel güzel binalar, son model ve
çamurlu olmayan temiz otomobiller gördüm. Çok hoşuma gitti.
Havaalanından otele sahil yolundan geldik. Tarihi surların
temizlendiğini, yol kenarlarındaki çimlendirme ve ağaçlandırmaları
gördüm. Şehre iyi bakılmaya başlanmış. Alman arkadaşım ile
konuşuyorduk. İstanbul, Şanghay gibi olmuş sanki. Orası da böyle
ışıl ışıl. Otomobiller için de böyle. Anlaşılan bütün atmosfer
değişmiş. Otomobiller için de değişmiş. * Bu kadar belirgin mi
değişim? Evet. Ülkede durgunluk yerine ilerleme ve büyümenin olduğu
gözüküyor. Çok etkilendim gerçekten. Sizi uzun süre görmeyen büyük
annenizin 'ne kadar büyüdüğünüzü' kolayca fark etmesi gibi. Siz
farkında değilsiniz ama büyük değişim yaşanmış. Yaşam standardı
artınca otomobile bakış da değişiyor. Ulaşım aracı yerine zevk
aracı oluyor. Zevk için otomobil kullanılıyor. * Otomobilin temiz
olması sizin için çok önemli anlaşılan... Otomobil tasarımı bir
ışık yansıması gibidir. Metali öyle bir büküyoruz ki, ışıklar
aracın kaputunda farklı renkler haline geliyor. Bu çok hoşuma
gidiyor. Bu yüzden temizlik önemli. Otomobil yolda hızlı giden bir
araç. Dolayısıyla ona ruhunu ışık ve gölgeler veriyor. * Asıl sorun
sizce nedir? Türkiye'de bence bir özgüven sorunu var. İletişim ve
tanıtım iyi yapılamıyor. Şahane şirketler ve inanılmaz bir güç var
burada. Tanıtım iyi olmayınca bu anlaşılmıyor. Bakın Coca Cola veya
Lacoste da çok tanınmış ama reklam yapmasa belki unutulacak. Kaç
Türk tasarımcının çıktığı o kadar önemli değil. Önemli olan
tanıtımın nasıl yapıldığı. Eminim daha bir sürü başarılı tasarımcı
vardır Türkiye'de ama kimsenin onlardan haberi yok ne yazık ki.
Kültürel değeri kullanalım * Tanıtım ile neyi kastediyorsunuz?
Dışarıya ne anlatıldığı çok ama çok önemli. Türkiye'de Osmanlı
İmparatorluğu'nun mirası var. İnanılmaz kültürel değerler var.
Ancak biz bunları bırakmışız. Yeterince kullanmamış ve tanıtımını
yapamamışız. İtalyanlar mesela tarihlerini çok iyi kullanıyorlar.
Modada, tasarımda, hatta yiyecek, içecek'de onların izlerini
düşünün. Artık İtalyan adını duyduğunuz zaman bilinç altınıza
tasarım kazınmış. İstanbul'da şöyle bir sanat müzesi var deseniz,
ilgi görmez. Ancak Floransa'da şöyle bir müze var denince herkes
gidip görelim der. Bu bizimle ilgili düşüncelerden kaynaklanıyor.
Almanya'da mesela yerleşmiş birçok olumsuz düşüncer var Türkiye ile
ilgili. Döner ve ucuz tatil ilk akla gelenler mesela. Algılama çok
basit işleyiş gösterir insan aklında. Onlara neyi iletirseniz onu
akıllarına yerleştirirler. İyi tanıtım ve iletişimle kalıplaşmış
algılamaları değiştirmeliyiz. Röportaj: Sinan Cem ŞAHİN Kaynak:
Sabah