Türkiye'nin üyelik şansı azaldı
Abone olAlman Hıristiyan Sosyal Birlik Partili Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ingo Friedrich, Türkiye'nin AB üyeliğine girmesinin olasılık olarak çok azaldığını iddia etti.
Alman Hıristiyan Sosyal Birlik Partili Avrupa Parlamentosu
Başkan Yardımcısı Ingo Friedrich, Türkiye'nin AB üyeliğine
girmesinin olasılık olarak çok azaldığını belirterek, ''Tam üyeliğe
almamız için bir sorun yok, ama tartışmamız lazım, tartmak lazım.
İmtiyazlı bir ortaklığa daha çok neden görüyorum'' dedi. Antalya
Gazeteciler Cemiyeti'nin kardeş kulüp ilişkileri çerçevesinde,
Nürnberg Basın Kulübü'nce, ''Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili
düzenlenen panelde konuşan Friedrich, Fransa ve Hollanda'da AB
Anayasası'na ilişkin yapılan referandumun sonuçlarını
değerlendirdi. Fransa ve Hollanda'daki ''hayır'' oylarıyla birlikte
Türkiye açısından durumun biraz değiştiğini öne süren Ingo
Friedrich, şunları söyledi: ''Türkiye'yi tam üyeliğe alma olasılığı
biraz daha azaldı. Fransa ve Hollanda'dan sonra 'Hiçbir şey
değişmedi' denemez. Türkiye, Kıbrıs'ı (Rum yönetimini) tanımadığı
takdirde, üyelik değil, müzakerelerin bile başlamaması söz konusu
olabilir. Temel olarak bir değişiklik söz konusu. Türkiye'nin
üyeliğe girmesi, olasılık olarak çok azaldı. Tam üyeliğe almamız
için bir sorun yo,k ama tartışmamız lazım, tartmak lazım. İmtiyazlı
bir ortaklığa daha çok neden görüyorum. Türkiye ile de varılacak
çözümler, imtiyazlı bir ortaklıktan geçmektedir.'' AMAÇ TAM ÜYELİK
Alman Sosyal Demokrat Partisi ve federal meclis milletvekili Günter
Gloser de, aralık ayında 25 üyenin bir karar aldığını hatırlatarak,
hareket planını uygulamak gerektiğini söyledi. ''Müzakerelerin 3
Ekim'de başlayacağını ve en az 10 yıl süreceğini unutmamalıyız''
diyen Günter Gloser, şunları kaydetti: ''Bu büyük bir müzakere
maratonu, yarıda bırakılması gibi dengesizlikler, bazı korkular
var. Almanya'daki demografik gelişmeleri göz önünde bulunduruyoruz.
2030 yılında gerçekten katkıda bulunacak yeterince halkımız olacak
mı, yoksa göçmenlerle mi çözeceğiz. Lüksemburg zirvesinde
Türkiye'nin tam üyeliği konusunda karar alındı. Şu anda demokratik
kazanımları çok fazla. Türkiye, önemli mesafeler kat etti. Şu anda
imtiyazlı ortaklık konusunda ne demek istiyoruz: Siz her şeyi
yapabilirsiniz, ama biz karar verdiğimizde kapıda kalacaksınız.
Bakın, Türkiye'deki modernize duruma, barışçıl duruma... Çıkıp
diyemeyiz ki, 'Bu yolu sizinle birlikte gidemeyeceğiz.' Amaç tam
üyeliktir, bu sürece eşlik etmek zorundayız.'' ERDOĞAN KAHYA
Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler
Federasyonu Genel Sekreteri Erdoğan Kahya da, Hollanda ve
Fransa'daki oylamanın, Türkiye'nin AB'ye alınıp alınmaması değil,
AB Anayasası'nın kabul veya reddedilmesi oylaması olduğunu
belirtti. Bu konuda alınan kararların, Türkiye'yi AB yolundan
hiçbir zaman geriye döndüremeyeceğini söyleyen Kahya, şöyle devam
etti: ''Biz 3 Ekim'de yapılacak tam üyelik müzakerelerine
hazırlanıyoruz ve bu heyecanımızdan hiçbir şey kaybetmedik. En
büyük ve en önemli güvencemiz, başından beri Türkiye'nin AB'ye
girmesini destekleyen Almanya'dır. Kıbrıs, hiçbir zaman Türkiye'nin
üyeliği konusunda ön koşul olmadı, Türk halkı olmasını da
istemiyor. AB'nin bizden istediğini yerine getirme gayreti
içindeyiz. Bu müzakereler ne kadar sürer, onu düşünmek bile
istemiyoruz. 10 yıl sonrası için şimdiden konuşmak demokratik
değil. Bize göre AB siyasi değerler bütünlüğüdür. Bir İslam
ülkesinin girmesi değer yitirtmez, değer kazandırır. Bu,
medeniyetler çatışması değil, medeniyetlerin uzlaşmasıdır. Biz
AB'ye girsek de, girmesek de, siyasi, ekonomik istikrarı, ülkemizde
yaşayan insanlar için yapmak zorundayız. Bunun için uğraşıyoruz.
Türkiye AB'ye alınmazsa, bu kıyamet değil. Türkiye çok şey
kaybedebilir, ama asıl kaybeden AB ülkeleri olur.'' Avrupa-Türkiye
Turizm İş Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner de, Türkiye'nin elini
Avrupa'ya, 100 yıllık barışın sağlanması için uzattığını kaydetti.
Bütün ülkelerin sorunları olduğuna dikkati çeken Baraner,
''Almanya'nın da 40-50 yıl önce Polonya ve Çekoslovakya ile
sorunları vardı. İkinci Dünya Savaşı'ndan çıkan Almanya'ya Türkiye
yardım etti. Almanya AB'ye girdikten sonra bu ülkelerle sorunlarını
halletti. Şimdi niye Türkiye'ye bu şans verilmiyor? Niye bütün
sorunlarını hallet de gel deniyor'' diye konuştu.