Türkiye'deki reformlar devam edecek!
Abone olAbdullah Gül ve Olli Rehn Türkiye'deki reformları değerlendirdi. Gül, Türkiye'deki reformların süreceğini belirtti. Ayrıca Gül, polisin kadınlara müdahelesini açıkladı.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile görüşen
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn, Türkiye'de
gerçekleştirilen reformların AB tarafından denetlenmesine ve
gözlenmesine devam edileceğini kaydederek, bunun Türkiye'yi teşvik
amacı taşıdığını söyledi. Gül ve Rehn, akşam saatlerinde Dışişleri
Konutu'nda heyetler halinde görüştü. Yaklaşık 1 saat 15 dakika
süren görüşmenin ardından Gül ve Rehn, ortak bir basın toplantısı
düzenledi. İlk sözü alan Gül, tüm konuları güven ve samimiyet
ortamında konuştuklarını, görüşmenin genelinde bundan sonda
müzakerelere kadar neler yapılacağını ele aldıklarını kaydetti. 17
Aralık'a kadar farklı bir konunun üzerinde yoğunlaşıldığını,
zirveden sonra ise yeni bir dönemin başladığını belirten Gül, 17
Aralık'a kadar Kopenhag Siyasi Kriterleri ve reformlarını hayata
geçirilmesi için uğraştıklarını, 17 Aralık'tan sonra da
müzakerelere iyi bir şekilde hazırlanılması, sürdürülmesi ve
bitirilmesi konusunun ele alınacağını söyledi. Müzakere
çerçevesinin nasıl olacağını belirleyecek olan bir yol haritasının
ortaya çıkarıldığını ifade eden Gül, bu süreçte ayrıca, Türkiye'nin
demokratik sürece devam edeceğini, yapılacak daha çok iş olduğunu
ve reformların devam edeceğini söyledi. İyileşmenin sonunun
olmadığını kaydeden Gül, reformların sadece Meclis'ten geçmesinin
değil, uygulanmasının önemli olduğunun altını çizdi. Rehn ile
Kıbrıs konusunu da ele aldıklarını kaydeden Gül, görüşmede,
Türkiye'nin bu konudaki arzusunu yeniden dile getirdiğini söyledi.
Gül, Türkiye'nin sorunun nihai çözüme kavuşmasını arzuladığını,
bunun için gerek Türkiye'nin gerekse Kıbrıs Türkleri'nin üzerine
düşeni yaptığını, karşı taraftan da aynı şekilde hareket
beklendiğini sözlerine ekledi. Rehn ise, Gül ile yaptığı görüşmeyi
yapıcı ve verimli olarak niteledi. Öncelikle yol haritasını ele
aldıkların kaydeden Rehn, bu konunun müzakerelerin uygun bir
şekilde başlayabilmesi için önem arz ettiğini söyledi. AB'nin kendi
açısından ciddi ve kararlı bir şekilde hazırlıklarını sürdürdüğünü
belirten Rehn, yaz aylarında hazırlıkların tamamlanmasının
öngörüldüğünü söyledi. Rehn, Türkiye'nin gerçekten son derece cesur
ve anlamlı reformlar gerçekleştirdiğine değinerek, şu andan,
yaşanan sürecin bir nefes alma süreci olduğunu anladıklarını ifade
etti. Buna rağmen, reformların ivmesinin sürdürülmesi ve hayata
geçirilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Rehn, bu reformlar
arasında işkenceye sıfır tolerans, kadın hakları, kültürel haklar
ve Müslüman olmayan toplumların haklarını, önemli başlıklar olarak
sıraladı. Rehn, uyum protokolünün gündemde olduğunu hatırlatarak,
Gül'ün 3 Ekim'den önce bu protokolü imzalanacağına dair kendisine
teminat verdiğini kaydetti. Kıbrıs'la ilgili bazı
değerlendirmelerde de bulunan Rehn, bu fırsatın değerlendirilip
ikili görüşmelere başlanması gerektiğini söyledi. Bu sorunun BM'nin
önderliğinde çözülebileceğini belirten Rehn, AB Komisyonu'nun da
kolaylaştırma rolünde üzerine düşeni yapacağını kaydetti. Daha
sonra Gül ve Rehn, basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Katılım Ortaklığı Belgesi'nde Türkiye'ye özel şartlar konulması ve
tarama sürecine ilişkin soruları değerlendiren Rehn, bu konunun
Ekim'de ele alındığını Türkiye'nin gerçekleştirdiği reformları
sağlamlaştırması gerektiğini ifade etti. Rehn, "Türkiye'deki
reformlar, denetlenmeye ve gözlemlenmeye devam edilecek. Bu
Türkiye'yi teşvik amacı taşıyor" derken, tarama sürecine ilişkin
olarak da bu konunun üyelik müzakerelerinin başlamasından sonra da
gerçekleşebileceğini söyledi. Tarama sürecinin 3 Ekim'de
başlatılacağını hatırlatan Rehn, bir yandan müzakerelerin, bir
yandan da tarama sürecinin devam edebileceğini kaydetti. Kıbrıs'ta
çözüm arayışlarına yönelik bir soruya da cevap veren Rehn, bu
sorunun doğasına ilişkin bilgi sahibi olduğunu ifade etti. Sorunun
çözüme yönelik ilerleme kaydetmek için geçmişin geçmişte kaldığını
belirten ve herkesin ileriye bakması gerektiğini ifade eden Rehn,
AB'nin bu konuda yapıcı bir rol üstlenmek istediğini, çabaların
Ada'nın birleşmesi için olduğunu belirtti. İki tarafında da çözüm
için samimi iradesini ortaya koyduğunu kaydeden Rehn, Kuzey Kıbrıs
ile ilgili komisyonun yeni bir açılımı olduğunu hatırlattı. Bunun
küçük de olsa önemli bir adım olduğunu belirtti. Kısa süre içinde
Ada'nın kuzeyi için ekonomik yardımların başlatılmasını
benimseyebileceklerini belirten Rehn, bu sayede Kuzey'in ekonomik
yönden düzelebileceğini kaydetti. Bakan Gül'e, polisin bugün
İstanbul'da, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile düzenlenen
protesto gösterisinde kadınlara müdahale etmesi ve AB'nin buna
nasıl bakacağı soruldu. Gül, AB'nin bu konuda bir şey demesine
gerek olmadığını, polisin kadınlara müdahalesinin yayınlanan
genelgeler çerçevesinde olduğunu söyledi. Gül, eğer kanunsuz bir iş
olursa bunu önlemenin polisin görevi olduğunu kaydederek, polisin
de genelgelere göre hareket ettiğini belirtti. Gül ayrıca, bugünün
bir başka önemi olduğunu da kaydederek, 10 yıl önce Türkiye'nin AB
ile Gümrük Birliği Anlaşması yaptığını hatırlattı. 10 sene sonra
ortaya çıkan tabloda toplam 200 milyar euroluk bir ticaret hacmin
oluştuğunu belirten Gül, çeşitli zorluklar yaşansa da yürürlüğe
konulan bu anlaşmanın, Türkiye'nin potansiyelini ortaya
çıkarttığını söyledi.