Türkiye’de zihniyet değişimi yaşanıyor”
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CHP ile MHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu göstermesine ...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CHP ile
MHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak Prof. Dr. Ekmeleddin
İhsanoğlu’nu göstermesine ilişkin, “Türkiye’de zihniyet değişimi
yaşanıyor” dedi.
Kurtulmuş Irak’ta yaşanan son olaylara da değinerek, Ortadoğu’da
mezhep savaşlarının körüklenmeye çalışıldığına dikkat çekti.
Bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Kastamonu’ya gelen AK Parti
Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ilk olarak Vali Şehmus
Günaydın’ı ziyaret etti. Yeni göreve başlayan Vali Günaydın’a
‘hayırlı olsun’ dileklerinden bulunan Kurtulmuş, ardından Belediye
Başkanı Tahsin Babaş’ı ziyaret etti. Babaş’tan Kastamonu’da
yürütülen çalışmalar hakkında bilgi alan Kurtulmuş, yaptığı
konuşmada Irak’ta yaşananları değerlendirdi. Kurtulmuş, “Ortadoğu
coğrafyasındaki karışıklığın sonucu olarak ortaya çıkan bir krizle
karşı karşıyayız. Filmi öne alın ve Afganistan’ın işgalinin Ruslar
tarafından işgaline gidin. Afganistan’ın Ruslar tarafından işgali
aslında eski dünya sisteminin kırılma noktalarından birisidir.
Afganistan’ın işgali sırasında orada Ruslara karşı mücadele eden
Afgan halkına Batılı ülkeler başta olmak üzere, bölge halkı başta
olmak üzere birçok ülke tarafından her türlü destek sağlandı. Bunun
sonucu olarak Afganistan, Rus işgalinden kurtuldu. Ancak Afganistan
işgali ile birlikte önce Taliban ortaya çıktı, bunun içerisinden de
bugün El-Kaide dediğimiz örgüt dünyanın dört bir tarafından
Afganistan merkezli olarak yayıldı. Arkasından Irak’ın işgali.
Irak’ın işgali ile birlikte hep şunları söylüyordu. Hatta ABD’nin
eski Dışişleri Bakanlarından Condoleezza Rice, Ankara’da söylediği
şu cümleleri hala şimdiki gibi hatırlıyorum. ‘Bundan sonraki
gelişmelerde bölgede 22 tane yeni ülke ortaya çıkacaktır. Bölge
ülkelerinin sınırları yeniden değişecektir’ sözlerini sizlerde
hatırlıyorsunuz. ABD’nin Irak’ı işgaliyle birlikte Irak,
içerisindeki bütün farklılıkların dağıtılmaya çalışıldığı bir ülke
haline getirilmeye çalışılmıştır. Arkasından Suriye krizi yaşandı.
Suriye krizinde halka karşı bir devlet terörü yürüten bir Esad
yönetimi var. Suriye’deki muhalefetin mücadelesine başta destek
veren Türkiye ile birlikte en az 9 ülke daha destek verdi. Bunlar
ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri,
Suudi Arabistan, Kuveyt, Haiti, Bahreyn ve diğerleri öyle bir
noktaya gelmiştir ki Suriye’deki o masum ve mazlum halkın yanında
durması gereken bu ülkelerin neredeyse tamamı Suriye’deki
muhalefeti bir yerde desteklemekten vazgeçmiş, Türkiye orada tek
başına kalmıştır. Suriye’de hem de devlet eliyle sürdürülen ve
yaklaşık 200 bin kişinin öldüğü sonucu ulaşılan Suriye’deki iç
savaş, maalesef Suriye’yi içinde tamamen dağılmış bir ülke haline
getirmiştir. Bir tarafta Irak, bir tarafta Suriye’nin dağılmış hali
ve bu bölgedeki yaklaşık en az 10-15 yıldır sürdürülmeye çalışılan
İran’ın başını çektiği bir Şii ile ona karşı Türkiye’nin önderlik
yaptığı Sünni kuvvetler arasında bir bölgesel çatışmayı ortaya
çıkarmaya çalışan bir perspektifle karşı karşıyayız. İşte Suriye ve
Irak’ın dağılmış bu hali bugün IŞİD dediğimiz örgütü ortaya
çıkarmıştır” dedi.
Mezhebi ve etnik bütün farklılıklarıyla birbirine girmiş bir İslam
coğrafyası ve özellikle bir Ortadoğu coğrafyası oluşturma
gayretleri olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Örgütler vasıtasıyla
Ortadoğu’nun bir yangın yerine döndürülmüş olması şu sonuçları
aslında çıkarmaya gayret ediyor. İlki Müslüman halka demokrasiden
ve çözümü kendi aralarında tartışarak bulmaktan uzaklaşıyor. Bunu
üzülerek söylüyorum. Bunu hedefledikleri için böylesine ciddi bir
şekilde bir takım örgütler destekleniyor” diye konuştu.
“ORTADOĞU’DA İTTİHAD-I İSLAM BİRLİĞİ BÜTÜNÜYLE KALDIRILMAK
İSTENİYOR”
Ortadoğu’da yapılmak istenilenlerin tehlikeli bir oyun olduğunu
vurgulayan Kurtulmuş, “Ortadoğu’daki örgütlerin bugün at
oynattıkları bu dönem içerisinde ortaya konulmaya çalışılan önemli
meselelerden birisi İttihad-ı İslam Birliği’nin bütünüyle ortadan
kaldırılmasıdır. Yani Müslüman milletlerin kaderde, kederde
geçmişte, kültürde, medeniyette ve coğrafyada birlikteliklerini
artık ortadan kaldırılması, birlikte yaşayamaz hale getirilme
meselesidir. Bu çerçevede oynanan oyunların ne kadar önemli ve ne
kadar tehlikeli olduğunu biliyor ve bunun farkında olarak hareket
ediyoruz. Ayrıca önemli meselelerden birisi, bu bölgedeki gücün
ayrıştırılmaya çalışılıyor. Sünni, Şii, Türk, Kürt, Alevi, Çerkez,
Arap, Pers vs. bütün bunlar ayrıştırılmaya çalışılıyor” dedi.
Bu bölgedeki gelişmeler karşısında Türkiye’ye daha fazla
bütünleştirme gayreti düştüğünü kaydeden Kurtulmuş, “Biz, bu
coğrafyada daha fazla bütünleşmenin, daha fazla birleşmenin ve daha
fazla ortak sesleri ve çabalarının ortak adresi olacaktır. Onun
için Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarı sadece Türkiye’nin
geleceği için değil, sadece torunlarımız için değil, bu geniş
coğrafyadaki bütün milletlerin ve bütün ülkelerin gelecek
nesillerinin vefası için, bu bölgenin bekası için Türkiye’nin
siyasi ve iktisadi istikrarı önemlidir. Buna gayret edeceğiz. Bunun
için mücadele edeceğiz. Bunun için mücadelemizi korkmadan,
çekinmeden hiç geri adım atmadan daha ileriye doğru sürdüreceğiz”
diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE ZİHNİYET DEĞİŞİMİ YAŞANDI VE HALA YAŞANIYOR”
Türkiye’nin son 12 yılda başardığı en önemli konuların başında
zihniyet devriminin geldiğine dikkat çeken Kurtulmuş, “Yollar
yaparsınız, binaları değiştirip yeni binalar yaparsınız, kadroları
değiştirip yerine yeni kadrolar koyarsınız, bunların hepsi nispeten
kolaydır. Ama en zor olanı özellikle devletin zihniyetini
değiştirmektir. Devletin zihniyetini değiştirmek deveye hendek
atlatmaktan daha zordur. Türkiye’de öyle bir devlet vardı ki,
vatandaşının her şeyinden korkardı. Başörtülü başörtüsünden, daha
önceki dönemde Arapça ezandan, Kuranı Kerimin tedris edilmesinden,
insanların ana dilini konuşmasından, insanların diledikleri
şarkıları türküleri kullanmasından ve bunlarla halaylar çekmesinden
korkardı, ondan korkardı bundan korkardı. Mezhebinden korkardı,
dininden korkardı, kıyafetinden korkardı, hatta vatandaşın çocuğuna
vereceği isimden korkan bir devlet vardı. Bunların hepsi geride
kaldı. Şimdi Türkiye’de önemli bir zihniyet değişimi gerçekleşti.
Gerçekleşmeye de devam ediyor. Bunlar kısa sürede olacak işler
değil. Bence 12 yılda AK Parti iktidarı zamanındaki en önemli
kazanımlarından birisi budur. Bunu zaten değiştiremezseniz,
diğerlerini değiştirmek hiçbir anlam ifade etmez. Allah’a çok şükür
Türkiye’de artık bundan çok az bir süre önce neredeyse evinden
tutup zorla alınacak başörtülü seçilmiş bir milletvekilinden, ona
müsaade etmeyen Türkiye’den bugün 5 tane başörtülü vekili olan
Türkiye’ye geldik. Bu memleketin televizyonlarında şarkı
söyleyemeyen ve yakın bir zamanda televizyonlara çıkamayan
sanatçılar, şimdi Başbakanımızın nezaretinde onunda katıldığı bir
törende Diyarbakır’da Şiwan Perver ile diğer sanatçılar Türkçe,
Kürtçe, Arapça şarkılar söyledi, halaylar çekti peki kıyamet mi
koptu, devlet mi bölündü, vatan mı bölündü, bölünen aslında vatan
veya millet değildi, bölünen bu bölgenin sahip oldukları pastaydı,
efendim elden giden ne laiklik ne de cumhuriyetti. Elden giden bu
bölgenin tuttukları bu milletin, bu halkın iplerini elde
tuttuklarını zannediyorlardı. Bizde dedik ki ipi çekeceğiz. Bu
millet, bu ülkeyi yönetenlerin iplerini kendi ellerini aldılar.
Zihniyet değişiyor ve Türkiye bu istikamette devam edecektir”
şeklinde konuştu.
“10 AĞUSTOS’TA MİLLETİN SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRARI DEVAM
EDECEK”
1961 yılında CHP’nin iktidar olduğu dönemde Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde CHP zihniyetinde sandıkta yenemedikleri Demokrat
Parti’ye ve Başbakan Menderes’e karşı darbe yaptırıldığını anlatan
Kurtulmuş, “Darbeden sonra Cumhurbaşkanı seçilecekti. Prof. Dr. Ali
Fut Başgil, Cumhurbaşkanı adayı olmak için İstanbul’dan Ankara’ya
gidiyor, ama bu CHP tarafından ‘bunun zihniyeti bize uygun
değildir, seçtikleri zihniyeti temsil etmiyor, milletin zihniyetini
temsil ediyor, şalvarlıların, geri zihniyetini temsil ediyor’ diye
Ali Fuat Başgil’in aday olmasına dahi müsaade etmeyen CHP zihniyeti
vardı. Adamı silah zoruyla Ankara’da taşladılar ve marş marş
İstanbul’a geri gönderdiler. Şimdi o CHP’den Prof. Dr. Ekmeleddin
İhsanoğlu’nu aday göstermek zorunda olduğu CHP’ye gelinmiş oldu. Bu
halk, Cumhurbaşkanını seçtiği müddetçe bu memlekette halkın
çarşısıyla, pazarıyla ilgisi olmayan, halkın türküsüyle, şarkısıyla
ilgisi olmayan, bu milletin tarihi ve medeniyetiyle ilgisi olmayan,
camisiyle, mescidiyle ilgisi olmayan bu ülkede Cumhurbaşkanı
seçilemeyecektir. CHP, bunun da böyle olduğunu gösterdiği adayla
bir yerde ispat etmiş oldu. Keşke siyasetin içerisinden bir aday
göstermiş olsalardı. Ali Fuat Başgil’in aday olmasına dahi tahammül
edemeyen bir CHP’den Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ne kadar dini
değerlerle sahip olduğunu anlatmaya çalışan bir CHP’ye gelinmiştir”
ifadelerini kullandı.
10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde milletin siyasi ve
ekonomik istikrarının devam edeceğine işaret eden Kurtulmuş,
şunları söyledi:
“Birinci turda AK Partinin göstereceği adayı seçecek. Ve Türkiye
yeni Türkiye istikametinde bu zihniyet değişimini sürdürmesi
istikameti emin adımlar yolluna, koşar adımlarla yoluna devam
edecek. Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıllık dönem içerisinde ortaya
koyacağı ekonomik politikaların önemli noktası daha fazla üretim,
daha fazla istihdam, daha fazla ihracat olacaktır. Ayrıca
Türkiye’nin sadece arzu edilen malları ihracat edeceği değil,
nitelikli ürünleri ihraç eden, markaları, patentleri olan ve
bunların küresel piyasalarda rekabet edebilen bir ülke haline
gelmesi için hep beraber kollarımızı sıvayarak yola devam
edeceğiz.”
“TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARET AÇIĞINI KAPATACAĞIZ”
Türkiye’nin önündeki önemli meselelerinin başında ekonominin
geldiğini ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Türkiye, dünya ekonomisindeki bu gelişmeleri çok iyi anlayarak,
Türkiye’nin üretim kapasitesi çok yüksek bir ülke haline
getirilmesi için gece gündüz, canla başla çalışmak zorundayız.
Türkiye’nin cari açığı var, ama cari açık kadar önemli olan diğer
sorunu ise dış ticaret açığıdır. 150 milyar dolar ihracat
yapıyoruz, 250 milyar dolar da ithalat yapıyoruz. Bunu dengelemek
ve özellikle ihracat ettiğimiz ürünler içerisinde ileri teknoloji
ürünlerinin payını arttırmak zorundayız. Bu çerçevede Türkiye,
ortaya koyacağı ekonomik gayretle, çabayla sadece kendi ekonomisini
güçlendiren bir ülke olmayacak yeryüzünde ekonomideki yeni denge
arayışlarına karşı söz sahibi olan, fikri ve projesi olan ve
teklifi olan bir ülke haline gelecektir. 1990-2014 yılları arasında
bu 24 yıllık çeyrek asırlık sürede ne yazık ki dünyada yeni bir
siyasi sistem kurulamadı. Kavgaların, gürültülerin, savaşların,
çatışmaların temel sebebi bu siyasi istikrarsızlıktır. Maalesef bu
düzensizlik bizim içinde bulunduğumuz, merkezinde bulunduğumuz
coğrafyada odaklanmıştır.”
Ortadoğu’daki bütün düzensizliklerin ve kargaşaların tam ortasında
her zaman Türkiye’nin bulunduğunu belirten AK Parti Genel Başkan
Yardımcısı Kurtulmuş, “Türkiye, her gün biraz daha bunun ortasında
yer aldı. Ayrıca Türkiye, son 12 yılda büyük bir siyasi istikrar
haline gelmiştir. Bu bizleri ne kadar sevindiriyorsa Türkiye’nin
düşmanlarını da o kadar üzüyor. Bu siyasi belirsizlik ve
dengesizlik durumu Ortadoğu’daki bütün ülkelerin başını daha fazla
ağrıtmaya devam edecektir. En son Irak ile Suriye’deki gelişmeler
dolayısıyla ortaya çıkan ve Türkiye’yi hedef alan gelişmeleri
dikkatle ve ilgiyle izliyoruz” dedi.
“BAŞBAKANIMIZ ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANLIĞI İÇİN YIPRATILMAYA
ÇALIŞILIYOR”
Kurtulmuş’a eşlik etmek üzere Kastamonu’ya gelen AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Nureddin Nebati ise, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde Başbakan ve Genel Başkanları Recep Tayyip Erdoğan’ın
yıpratılmasına yönelik, milletin 30 Mart mahalli idareler
seçimlerinde çok büyük destek vererek bertaraf edildiğini ifade
etti. Nebati şöyle devam etti:
“İnşallah Türkiye’de ve bu coğrafyada inşallah milletin kendi özgür
iradesini ortaya koyarak milletin seçeceği Cumhurbaşkanı ile
Türkiye’de birçok karanlık noktanın iyice geride kaldığı ve gelecek
perspektifinin insanın daha mutlu ve kaygıdan uzak bir hale
getireceğini bir yol haritasındaki en önemli talih olacak. Geçen
sene gezi olaylarında Türkiye ekonomisine ve Sayın Başbakanımıza
yönelik kışkırtılan hareketler neticesinde Türkiye bir sarmağa
sürükleyen hareketler karşısında göstermiş olduğu dayanışma duygusu
ve ardından aralık ayındaki darbe girişiminden göstermiş olduğu
destek ve bu desteğin teşebbüsünde 30 Mart mahalli idareler
seçimlerinden yüzde 46 gibi büyük bir başarıya imza atan partinin
performansını da etkileyen bu destek, 10 Ağustos’ta bir
Cumhurbaşkanını kendileri tarafından seçileceği bir sonuca sebep
olacaktır. Türkiye’nin geleceğini konuşmuyoruz, Türkiye’nin
geleceği bu medeniyet coğrafyasında medeni havzamız içerisinde
bütün ülkelerin, milletlerin geleceği demektir. Bizim kaygımız
onların kaygısı demek ve bizim moralli olmamız, yüksek olmamız,
güçlü olmamız 16’ıncı büyük ekonomiye sahip olmamız sadece bizleri
mutlu eden bir sonuç değil, bu dünya içerisinde mazlum, mağdur ve
masumların büyük sesi olacaktır. Bu yüzden hepimiz elimizin taşın
altına koymayacağız, elimizi, bedenimizi, çok daha önemlisi
yüreğimizi taşın altına koyarsak hem Kastamonu’yu güçlendirmiş,
geliştirmiş oluruz hem de Türkiye’nin yolunu çok daha açık hale
getirmiş oluruz, çok daha önemlisi mensup olduğumuz medeniyetimizin
ve inancımızın da dünyada tekrar paradigmaların en güçlüsü olarak
ortaya konmasında büyük bir etken olacaktır.”
Kurtulmuş, Nasrullah Meydanı’nda vatandaşlarla bir süre sohbet
ederek, Şeyh Şabanı Veli Hazretleri’nin türbesini de ziyaret etti.
Daha sonra Kurtulmuş, Kastamonu Havalimanı’ndan uçakla İstanbul’a
gitti.
(İHA)