Türkiye'de provokasyonlara dikkat!
Abone olTürkiye'de son zamanlarda ard arda meydana gelen olaylara karşı farklı kesimlerin önderleri halkı uyarıyor. Türkiye'de istikrar için, yapılan bu uyarılar dikkatle dinlenmel
Tarihinde çok sayıda provokasyona sahne olan Türkiye, yakın
geçmişte Sivas Madımak Oteli ve Gazi Olayları’nı yaşadı. 1993 ve
1995 yılındaki iki olaydan sonra halkın sağduyusu, uzun süre
toplumsal olayları engelledi. Ancak, Avrupa Birliği süreciyle
birlikte provokasyon kıvılcımları tekrar baş gösterdi. Mersin’deki
Nevruz kutlamalarında bayrak yakma girişimiyle atılan kıvılcım,
önceki gün Trabzon’da alevlendirilmeye çalışıldı. Türkiye’nin
farklı kesimlerinin önderleri halkı uyarıyor: “Geçmişten ders alın,
duygusal davranmayın. Aksi takdirde bu gemide yaşayan herkes zarar
görür.” Başbakan Erdoğan, halkımızın milli hassasiyetlerine
dokunulduğunda farklı cevaplar verdiğini, ancak kimsenin bunu
istismar etmeye çalışmaması gerektiğini söyledi. Erdoğan,
“Milletimiz her türlü art niyeti kardeşlik hukukunu zedelemeden
bertaraf etmeye muktedirdir.” dedi. Meclis Başkanı Bülent Arınç da,
gelişmeleri ‘kaygı verici’ olarak niteledi. Arınç, bu tip olaylarla
bazı çevrelerin siyasi sonuçlar almayı hedeflediğini söyledi. Halka
sükunet çağrısı yapan Arınç, “Bu olayların arka planı var.” dedi.
Arınç, asıl amacın Türkiye’yi AB hedefinden uzaklaştırmak ve
hükümeti zor durumda bırakmak olduğunu belirtti. İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu, polisin yerinde müdahalesinin olayları büyümeden
önlediğini söyledi. Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, 5
kişinin linç girişimiyle başlayan provokatif olayı polis-halk
dayanışmasıyla önlediklerini söyledi. Akyürek, provokatif eylemlere
karşı vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı. Akyürek, “Bu
tür olaylar sık yaşanmamasına rağmen kısa sürede alevlenir.” dedi.
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Vakfı Başkanı Mürteza Demir, bayrak yakma
gibi olayların iç ve dış güçlerin oyunu olduğunu ifade etti. MHP’li
Mehmet Şandır, halkın tepkisini demokratik usulde vermesini istedi.
Önceki günkü olayların yatışmasında büyük rol oynayan Karadeniz
Sanayici İşadamları Derneği Başkanı Temel Korkmaz şu bilgileri
verdi: “Kalabalıkta her görüşten insan vardı. Birçoğu da esnaftı.
Bence bu olay provokasyondur. Tanıdığımız bir istihbarat görevlisi
bir süre önce bana ‘Trabzon üzerinde oyunlar oynanabilir’ bilgisini
verdi. Halkın sağduyulu davranması ve emniyet güçlerinin üstün
gayretiyle olay büyümeden önlendi. Bazı çevreler Trabzon üzerinde
oyunlar oynamak istiyor. Halkımızın dikkatli olmasını istiyoruz.”
Onlarca kişinin öldüğü Gazi Olayları sırasında İçişleri bakanı olan
Nahit Menteşe, yıllardır birlikte yaşayan insanlar arasında
milliyetçilik duygularının aşırıya kaçmaması gerektiğini belirtti.
Menteşe, “Kürt’üyle, Türk’üyle, Çerkeziyle kaynaşmış bir milletiz.
Halk bölücülüğe karşı çok hassas. Bazen Trabzon’da olduğu gibi
patlayıveriyor. Bütün bunlara rağmen yöneticilerin daha sakin
hareket etmesi lazım.” dedi. İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan’a
göre yüzlerce şehit vermiş saf ve temiz vicdanlı insanlar provoke
ediliyor. Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkan Vekili Bülent
Orakoğlu, eskiden irtica konusunun kaşındığını, bugün ise Türk-Kürt
düşmanlığı ile hükümetin sıkıştırılmak istendiğini vurguladı.
Orakoğlu, “Türkiye’de hükümete karşı bir ulusal cephe oluştu.
Hükümetin gitmesi için birtakım güçler faaliyette. Olaylar önceden
hazırlanmış. Birdenbire bu kadar kişi galeyana gelmez. Türkiye
bunları daha önce de yaşadı. Bize düşen bu yemi yutmamak.” şeklinde
konuştu. Eski MİT mensubu Mahir Kaynak’ın olayla ilgili
değerlendirmesi ise şöyle: “Bazı çevreler milliyetçi tavırların
yükselmesini istiyor. Bu tavır gelişirse, ekonomik ve siyasi
sonuçlar doğurur, hükümeti zor durumda bırakır. İnsanlar duygusal
davranmaya itiliyor. Duygusallık Türkiye’ye zarar verir.”
Türkiye’nin yeni bir kriz ortamına götürülmek istendiğini belirten
Avrupa Birliği uzmanı Dr. Can Baydarol, “Türkiye’de bir grup kasten
düğmeye bastı. Gizli bir operasyon içindeler.” görüşünü dile
getiriyor. Son dönemde ABD’den Türkiye’ye olumlu sinyaller
gelmediğini ifade eden Baydarol, “AB ile ekonomik ilişkilerin iyi
gitmesi Türkiye ekonomisini rayına oturttu. Siyasi olarak olumsuz
bir havanın oluşturulması ekonomide kötü sinyallere neden
olabilir.” diye konuşuyor. Türkiye Avrupa Birliği Vakfı Yönetim
Kurulu Başkanı Ziya Müezzinoğlu ise hükümetin duygusallığa yer
vermeden akılcı davranması gerektiğini söylüyor. Bazı çevrelerin
insanları hükümete karşı tahrik ettiğini iddia eden Müezzinoğlu,
hâlâ ‘Sevr’e mi gidiyoruz?’ söylemlerinin gündemde olduğuna vurgu
yapıyor. Prof. Dr İhsan Dağı da Türkiye’de milliyetçilik olgusu
yükseldikçe AB’ye desteğin azaldığına işaret ediyor. Dağı,
milliyetçiliği tetikleyen 3 olguyu şöyle sıralıyor: Kıbrıs, Kürt ve
Ermeni sorunları. Bu üç sorunun kabartılmaya çalışılmasının halkın
AB’ye tepki göstermesine neden olduğunu savunan Dağı, “Trabzon’da
gelişen olaylar sokak milliyetçiliğinin ne denli şiddet eğilimli
olduğunu gösterdi. Yurtseverlik, farklı olanla ülke içinde birlikte
yaşamaktır. Bu konuda siyasilere büyük görev düşüyor.” dedi. TESEV
Başkanı Can Paker de yükselen milliyetçiliğe vurgu yapıyor. Paker’e
göre hükümet çapraz baskı altında. AK Parti’nin bir taraftan AB’nin
istediklerini yapması gerekirken, diğer taraftan da Türk halkının
beklentilerini tatmin etmesi gerekiyor. AB reformları yapılırken
aşırı milliyetçi sesler yükselmiyordu. Reform süreci yavaşlayınca
milliyetçilik de yükselmeye başladı. Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, ülkede gerginlik yaşanmaması
için parti olarak her türlü dayanışmanın içinde olacaklarını
belirtti. Şandır, “Türk halkının dayanışması her türlü
hassasiyetinin üzerindedir. Trabzon valimizi, emniyet müdürü ve
güvenlik güçlerini olayları büyümeden önledikleri için tebrik
ediyorum.” dedi. MHP Trabzon İl Başkanı Süleyman Yunusoğlu, halkın
tepkisini demokratik çerçevede göstermesini istedi. Pir Sultan
Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı Mürteza Demir, bayrak
yakma gibi eylemlerin provokasyon olduğunu ve halkın sağduyulu bir
şekilde tepki vermesi gerektiğini söyledi. Demir şöyle konuştu:
“Liderler topluma ‘Bunlar provokasyondur. İç ve dış güçlerin
oyunudur. Bizim ne bayrağmıza ne dinimize ne de mezhebimize kimse
bir şey yapamaz’ demeli.” Sivas olaylarının yaşandığı 2 Temmuz
1993’te Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ni düzenleyen Pir Sultan Abdal
Derneği’nin başkanı olan Mürteza Demir, Madımak Oteli’nin yakılması
sırasında da yanmaktan son anda kurtulmuştu. Demir, Sivas
olaylarının da provokasyon olduğunu vurguladı. ZAMAN