Türkiye ve İran, başta Kürt meselesi konusunda olmak üzere İslam
dünyasının sorunlarını çözme konusunda omuz omuza mücadele etmesi
vaciptir.
Malum Kürtlerin çoğunluğu Türkiye’nin ana unsuru olarak
Anadolu’da yaşıyorlar. Burada bazı aklı kıt devlet yöneticileri
Kürtlere çok sıkıntı verdi ama Kürtlerin kahır ekseriyeti sabırla,
metanetle şahsiyetini koruyarak varlığını sürdürdü, devlet bunu
fark etti ve hatasından geri adım atmaya çalıştı.
Kürt sorununun çözümünden endişelenen bir karanlık akıl PKK’yi
kullanarak barışçıl bir ortamın oluşmasını engelledi, çözüm
süreciyle bu gün yarın refaha ulaşırız umudunu kırdı.
Kürt meselsi yerinde dururken PKK üzerine askeri yöntemlerle
gidip ortam nispeten güvenliğe kavuştu.
İran PEJAK’ı muhatap olmaktan çıkararak Kürdistan eyaletiyle iş
birliğine gittikleri halde Kürdistan Devletinin oluşması konusunda
iyi niyet taşımıyor gibi.
Araplar bağımsız Kürt devletinin oluşmasına ılımlı bakarken,
İran ve Türkiye’nin net olmayışı bölgenin stratejik eylemini
olumsuz etkiliyor.
Türkiye için misakı milli sınırları içine giren Irak Kürdistan
bölgesine çeyrek asırdır kucak açtığı, himaye ettiği, devletleşme
yolundaki gelişimine katkı verdiği ortadayken, bu süreçte
bağımsızlığı için net olmayışı endişe vericidir.
İran fi tarihte oluşan Mahabat Kürt cumhuriyetinin yıkılmasında
Rusya’nın oyununa geldiğini hatırlayınca acaba 70 yıl önce yanlış
yapan akıl hala yaşıyor mu korkusunu insana hatırlatıyor.
Neymiş efendim İsrail Kürt devletinin bağımsızlığına onay
verdiğine göre bu işte bir tehlike var deyip karşı durmak sanki
makul bir gerekçe değildir.
İsrail gayri hukuki bir yöntemle Filistin topraklarına kondu ve
her geçen gün içindeki zulmü kusarcasına toprağını genişletmeye
devam ediyor. Dünya bu çete devletini devlet olarak kabul ediyor,
söylediklerini kale alıyor, ama Kürtlerin öz vatanlarında bağımsız
bir devlet kurmalarına ruhsat verelim mi vermeyelim mi? şeklinde
tereddüt ediyor, maalesef!
İran ve Türkiye Suriye konusunda kol kola vermedikleri için
Amerika’nın Kürt bölgesini nasıl da silahlandırdığından ibret almak
lazımdır diye düşünüyorum. Üstelik APOCU olduğunu gizlemden ve
oradaki Kürtlere zulüm eden YPG gibi bir örgütü bölgenin aktörü
haline getirdi/getirecek.
Türkiye ve İran’a tavsiyemdir.Kürtler konusunda asgari
müştereklerde net ve ittifak halinde olun.
İran her geçen gün Kürtleriyle uyum hale geliyor, İran’daki Kürt
eyaletini ön plana çıkarmaya çalışıyor.
Geçen sene İran’a Dünya İslam Formuna gitmiştim, Ruhani’nin
selamlarıyla konuşmaya başlayan bir Ayetüllah “Kürt
vatandaşlarımıza minnettarız, onlarla birlikte kalkınıyoruz”
demişti. Bu istikamette iyileştirmeler devam ediyor.
Türkiye Ak parti iktidarıyla her geçen gün iyiye gidiyordu, hala
da umutlar tükenmiş değil, ama Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminin
bağımsızlık çalışmalarına bakış açısı insanı endişelendiriyor.
Şimdi soruyorum Suriye’nin kuzeyini ABD’ye bıraktık Berzani
yönetimini kimin kucağına atıyoruz acaba?
Yanı başımızdaki haritayı atalarımız mı çizmiş ki Kürdistan’ın
bağımsızlığı için “Irak’ın toprak bütünlüğü
bozuluyor” endişesini ileri sürüyoruz.
Gelin İslam coğrafyasının sorunlarını İslam İş birliği
Teşkilatı(İİT) çatısı altında, ilahi öğretinin ışığında kendi
değerlerimizle çözmeye çalışalım, göreceksiniz cidden rahat
edeceğiz. Batının değerleri ile bizim değerlerimiz çelişiyor.
ABD ve AB ülkelerinin İslam coğrafyasına bakışı ile hiçbir
sorunumuz çözülemez.
Çarelerden biri Türkiye ve İran kafa kafaya verip başta Kürt
meselesi olmak üzere İslam dünyasının meselelerini haletmek için
öncü aktör olmaya çalışmalarıdır.Bu iki ülke bu konuda ortak bir
çalışmaya gitmeden Ortadoğu’nun rahata kavuşması çok zordur.
İran Genel Kurmay Başkanının üç günlük bir çalışma için
Türkiye’ye geldiği söyleniyor, bu çalışma ülkemize, bölgemize huzur
getirebileceği gibi yeni yeni kaosların oluşmasına da sebep
olabilir.
İman, vicdan ve aklınız neye yetiyorsa, ne kadar gereğini yerine
getirirseniz dünyada o kadar yaşama katkı vereceksiniz, benden
söylemesi.
Her şeyin hayırlı olması dileğiyle.