Türkiye için beşinci toplantı
Abone olNATO son üç günde Türkiye için beşinci kez toplanıyor. Konsey öğleden sonra olağanüstü toplantıya çağrıldı..
Son 3 günde 5 defa toplanarak, olası bir saldırı halinde
Türkiye'nin korunmasına ilişkin talebini görüşen, ancak Fransa,
Almanya ve Belçika'nın muhalefetleri nedeniyle karara varamayan
NATO Konseyi'nin bugün de bir sonuca ulaşması beklenmiyor. NATO
kaynakları, 3 ülkenin ''vetolarını en azından Cuma gününe kadar
sürdüreceklerini, BM silah denetçilerinin raporunu beklediklerini''
açıklamalarına rağmen, Robertson'ın neden ısrarla olağanüstü
toplantı çağrısı yaptığı sorusuna özetle şu yanıtı veriyorlar:
''Amaç 3 hükümet üzerinde baskıyı sürdürmek. NATO her geçen saat
itibar kaybediyor. Bu toplantıların sonuç alınmadan devam etmesi de
itibar kaybına yol açıyor ama hiç toplantı yapılmaması ittifaka
itibarkazandırmaz. Toplantıları devam ettirerek bir uzlaşma umudu
olduğu mesajı veriliyor. Gerçekten de durum o kadar umutsuz değil.
Şu aşamadaaçıklanamayacak bazı formüller gündemde...'' Güvenilir
kaynaklar, NATO bünyesinde Fransa'ya baskının yoğunlaştırıldığını
belirtirken, ''İttifakın askeri kanadında bulunmayan bu ülkenin
karar mekanizması dışına itilmesi formülünün, ABD tarafından
gündeme taşındığını'' belirtiyorlar. Fransa, 1966'da, Charles De
Gaulle'ün kararıyla NATO'nun askeri kanadından ayrılmıştı. O
dönemde Paris'te bulunan NATO Genel Sekreterliği, ''apar topar''
Brüksel'e taşınmıştı. Amerikalılar, Fransa'nın askeri bir kararda
devre dışı bırakılmasının doğal olacağını savunuyorlar. NATO
KONSEYİ TOPLANTISI TSİ 16.30'DA NATO Konseyi'nin, Genel Sekreter
George Robertson'ın çağrısı üzerine, TSİ 16.30'da olağanüstü
toplanacağı bildirildi. NATO kaynakları, büyükelçiler düzeyindeki
konsey toplantılarının, Türkiye'nin savunmasına ilişkin karar
çıkana kadar, aralıklı olarak devam edeceğini belirtiyorlar.
Kaynaklar, NATO Konseyi'nin ''bakanlar düzeyinde'' toplantıya
çağırılmasının da gündemde olduğunu, büyükelçilerin karar vermekte
başarısız kalmaları halinde bakanların çağırılmasının daha önce de
yaşandığını, 1990-91'deki Irak krizinde de bu yönteme
başvurulduğunu ifade ediyorlar.