Türkiye hep "sorunlu bölge"lerde
Abone olTürk askerinin Kore'ye gidişinin 53 yılında dünyadaki sorunlu bölgelerde görev yapan askerlerimiz de hatırlandı.
Bugünün tarihi olan 21 Eylül, Türk askerinin, ilk yurt dışı
görevi olan Kore Savaşı için Güney Kore'ye gidişinin ilk 53. yıl
dönümü. Bundan tam 53 yıl önce, dünya barışına katkı için Kore'ye
asker gönderen Türkiye, bugünlerde yine bu konuyu bütün yönleriyle
tartışıyor. Geçen yarım asırda sırasıyla Kore, Somali, Kosova,
Bosna-Hersek ve Afganistan'da BM ve NATO şemsiyesi altında görev
yapan ve oradaki insanların gönüllerinde taht kuran Türk askerinin
şimdi de Irak'a gitmesi gündemde. ABD, Saddam Hüseyin rejimini
devirmesine rağmen bir türlü güveni ve istikrarı sağlayamadığı
Irak'a, Türk askerinin gelmesini hararetle isterken, Türkiye ise bu
konuda temkinli davranmayı tercih ediyor. Nitekim son MGK
toplantısının sonuç bildirisinde de konu hakkında net bir açıklama
yapılmaması dikkat çekti. İHA muhabirinin derlediği bilgilere göre,
Türkiye'den, başka ülkelere asker gönderilmesinin 53 yıllık
hikayesi şöyle: KORE 1950 Uzak Doğu'da güçlenmeye başlayan komünizm
tehlikesini ortadan kaldırmak için ABD ile Birleşmiş Milletler
(BM)'in birlikte düzenledikleri ilk harekat özelliğine sahip olan
Kore Savaşı, Güney Kore'nin Kuzey Kore ve Komünist Çin
kuvvetlerinin saldırılarına son verilmesi için yapıldı. 16 ülkenin
askeri birlik, 6 ülkenin de tıbbi yardım araçlarıyla katıldığı
savaşta, Türkiye'nin Sovyetler tehlikesine karşı NATO şemsiyesi
altına girmesini isteyen dönemin Başbakanı Adnan Menderes, ABD'nin
asker çağrısına kısa zamanda olumlu cevap verdi. Türkiye, bu
kararla birlikte, Kore'ye asker gönderen ilk ülkelerden birisi
olarak tarihe geçti. 21 Eylül 1950 tarihinde İskenderun Limanı'ndan
yola çıkan 3 piyade taburundan oluşan 5 bin 455 kişilik Türk
Tugayı, 18 Ekim 1950 tarihinde Kore yarımadasının güneyindeki Pusan
limanına vardı. KORE'DE VERİLEN KAYIPLAR Amerikan kuvvetlerinin
emri altında görev alan tugay, 10 Kasım 1950 tarihinden itibaren
Amerikalılarla birlikte kuzeye doğru yürüyüşe başladı. 22 Kasım
günü Kunuri'ye varan tugay, soğuk hava şartları yüzünden zor anlar
yaşadı. 26 Kasım 1950 tarihinde başlayan sıcak çatışmada, Türk
askerlerine, Amerikan birliklerinin sağ kanadını korumak ve kara
yolunu emniyet altına almak görevi verildi. Ancak, tugayın karanlık
basmadan kara yolunu tutup mevzilenmesi için yeterli zamanı yoktu
ve büyük bir tehlikeyle karşı karşıyaydı. Amerikan birlikleri ile
irtibatı kesilen ve gerekli istihbaratı alamayan Türk Tugayı,
başının çaresine bakmak zorunda kaldı. Çinliler bir plan yaparak,
sessizce Türk Tugayı'nın etrafını sarmaya başladılar. Bu planı
zamanında fark eden Türk komutanlar, hemen geri çekilme emri verdi.
Geceye yorgun şekilde giren Türk Tugayı, geri çekiliş sırasında
ağır düşman ateşiyle karşılaştı. Çinliler tarafından sarılan öndeki
1. Tabur, çetin bir süngü savaşına girdi. Tugayın geri kalan kısmı,
bu durum karşısında buradan da geri çekilme emri aldı. Birlikler,
sayıca çok üstün olan Çinlileri oyalayarak, zaman kazanmaya ve
tekrar toplanarak, mevzi tutmaya çalışıyorlardı. 29 Kasım sabahına
karşı Çinliler, Türk Tugayı'nın direnişini kırmayı başardılar ve 9
bölük tamamıyla şehit edildi. 30 Kasım 1950 günü tugayın yarısından
çoğu kaybedildi. Sadece bir-iki gece süren Kunuri Savaşı'nda Türk
Tugayı 741 şehit, 2 bin 068 yaralı, 163 kayıp, 244 esir ve 298
diğer olmak üzere toplam 3 bin 514 kayıp verdi. Kore Savaşı'nın
Türkiye için önemli sonuçları oldu. Amerika Birleşik Devletleri,
Türklerin Kore Savaşı'nda gösterdiği cesarete ve fedakarlığa
karşılık, Türkiye'nin 1952'de NATO'ya kabul edilmesinde önemli rol
oynayarak, çeşitli yardım paketleri çerçevesinde önemli maddi
yardımlarda bulundu. SOMALİ 1993 Türkiye, Somali'deki iç savaşın
durdurulması ve insani yardım harekatı için güvenli ortam
sağlanması maksadıyla, 'Ümit Operasyonu' adı altında BM tarafından
gerçekleştirilen insani yardım ve barışı koruma harekatına, 2 Ocak
1993 - 22 Şubat 1994 tarihleri arasında 300 kişilik bir mekanize
taburla destek verdi. BM Somali Operasyonu (UNOSOM ) olarak
adlandırılan Barış Gücü'nün komutanlığını, belirli bir süre
Korgeneral Çevik Bir yaptı. BOSNA-HERSEK 1994 Bosna-Hersek'te
insani yardım harekatı için emniyetli bölgeler tesisi ve korunması
maksadıyla, BM Koruma Kuvveti (UNPROFOR) adı altında kurulan
Birleşmiş Milletler Barış Gücü'ne katılım için Türkiye tarafından
yapılan talep, 22 Mart 1994'te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi
tarafından onaylandı. Türkiye, 4 Ağustos 1993 -31 Aralık 1995
tarihleri arasında bin 400 kişiden oludyardım araçlarıyla katılşan
alay seviyesinde bir Mekanize Birlik Görev Kuvveti ile UNPROFOR'a
iştirak etti. Dayton Barış Antlaşması'nın uygulanması görevinin
NATO'ya verilmesi üzerine, Türk Barış Gücü takviye edilerek tugay
seviyesine çıkarıldı ve 20 Aralık 1995'ten itibaren IFOR'a tahsis
edildi. 20 Aralık 1996 tarihinde IFOR, görevini tamamlayarak yerini
SFOR'a bıraktı ve Türk Tugayı da SFOR'a tahsis edildi. Daha sonra
yapılan indirimler kapsamında Türk Tugayı tabur seviyesine
düşürüldü. Halen bölgede 844 personelden oluşan 1 Mekanize Tabur,
Bosna-Hersek Türk Tabur Görev Kuvvet Komutanlığı adı altında
Zenica'da görev yapmaktadır. KOSOVA 1999 Şubat 1999'da silahlı
çatışmaya dönen Kosova'daki çatışmaların politik yollardan
çözümlenememesi üzerine, NATO 24 Mart 1999'da hava harekatını
başlattı. Türkiye, harekata 10 adet F-16 uçağı ile katıldı.
Uçaklar, harekat süresince gece ve gündüz toplam 2 bin saatten
fazla uçuş gerçekleştirdi. Türkiye, hava harekatına meydan desteği
sağlamış, ayrıca Adriyatik'te Akdeniz Daimi Deniz Gücü'nde bulunan
bir fırkateyn ve Akdeniz Daimi Mayın Gücü'nde bulunan bir mayın
avlama gemisi harekata iştirak etmiştir. Harekatın başlaması ile
birlikte Makedonya ve Arnavutluk'a yönelik mülteci akını sebebiyle
meydana gelen krizin çözümüne yardımcı olmak ve yaşanan insanlık
dramında oluşan yaraları sarmak maksadıyla, Arnavutluk'ta konuşlu
İnsani Yardım Kuvveti (AFOR)'ne bir Sahra Hizmet Bölüğü tahsis
edildi. Bu Türk birliği 18 Mayıs - 07 Eylül 1999 tarihleri arasında
görev yaptı. Türkiye, Kosova Krizi'ne çözüm bulunması için NATO ile
Yugoslavya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan barış
anlaşmasının uygulanması maksadıyla oluşturulan ve yaklaşık 50 bin
kişiden oluşan uluslararası güce 1 Mekanize Tabur Görev Kuvveti ile
iştirak etmektedir. AFGANİSTAN 2001 Amerika Birleşik Devletleri'nde
11 Eylül 2001 tarihinde meydana gelen saldırılardan, Afganistan'da
faaliyet gösteren El-Kaide terör örgütü sorumlu tutuldu.
Afganistan'da yönetimi elinde bulunduran Taliban hükümetinin
El-Kaide ile işbirliği içerisinde olduğunu iddia eden ABD,
Afganistan'a yönelik 'Sürekli Özgürlük Harekatı'nı başlattı. Savaş
sonrasında Taliban hükümeti devrilerek, yerine geçici hükümet
kuruldu. Kabil ve çevresinin güvenliğinin sağlanmasında
Afganistan'da kurulan geçici yönetime yardımcı olmak maksadıyla, BM
Güvenlik Konseyi'nin kararı doğrultusunda, 19 Aralık 2001 tarihinde
İngiltere liderliğinde Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü (ISAF)
oluşturuldu ve bu güç, 16 Ocak 2002 tarihinden itibaren tam harekat
kabiliyetine ulaştırıldı. Afganistan ile tarihten gelen sosyal ve
kültürel bağlara sahip olan Türkiye, bu harekata idari ve lojistik
unsurlarla desteklenmiş 276 asker ile katıldı. 15 Şubat 2002
tarihinde Kabil'e varan Türk Bölük Timi, 20 Haziran 2002 tarihine
kadar İngiltere'nin komutanlığı altında görev yaptı. Bu tarihten
sonra ISAF'ın komutanlığını İngiltere'den devralan Türkiye, 10
Şubat 2003 tarihe kadar bu görevi sürdürdü. 'TEZKERE ŞOKU' ABD, 20
Mart 2003 tarihinde başlattığı 2. Körfez Savaşı için Türkiye'den
hem asker hem de kuzeyden bir saldırı için Irak sınırının
açılmasını talep etti. Bunun için AK Parti hükümeti iki ayrı
tezkere hazrrdım araçlarıyla katılırladı. Birinci tezkere ile
askeri üs, tesis ve limanlar ABD'ye açıldı ve 3 ay boyunca ABD'ye
mensup teknik ve askeri personelin Türkiye'de bulunmasına izin
verildi. 14 AK Partili vekilin ret oyu verdiği tezkere oylaması
hükümet açısından rahat geçti. Bu tezkereye bağlı olarak Türkiye'ye
gelen ABD'liler, üs ve limanlarda gerekli modernizasyonu yapmaya
başladı. İkinci tezkere ise tam anlamıyla 'şok' etkisi doğurdu.
Geçmesine kesin gözüyle bakılan tezkere ile yabancı askerler
Türkiye'de bulunabilecek ve Türk askerleri yurt dışında görev
yapabilecekti. Hükümetin hazırlayarak 20 Şubat 2003 tarihinde
Meclis'e sevk ettiği tezkere, 1 Mart 2003 tarihinde yapılan gizli
oturumda oylanarak reddedildi. Bu noktadan sonra ABD-Türkiye
ilişkilerine gerginlik havası hakim oldu. Temmuz ayı içinde 11 Türk
askerinin ABD askerleri tarafından uygunsuz şekilde gözaltına
alınması, bu gerginliği zirveye taşıdı. Irak'ta bir bataklığa
saplandığı iddia edilen ABD, bu krizi çabuk unutarak Türkiye'den
yine asker istedi. İşte o günden bugüne iki ülke arasında başlayan
müzakerelerden ise henüz bir sonuç çıkmadı.