Türkiye grip salgınının ortasında
Abone olSağlık Bakanı Recep Akdağ, domuz gribi salgınının ortalarında bir yerde olunduğunu söyleyerek, uyardı!
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, domuz gribi Pandemi Bilim Kurulunun
toplantısında yaptığı konuşmada, kurulun özellikle son 1 yıl içinde
pandeminin başlamasının ardından büyük bir gayretle çalıştığını
söyledi.
Kurulun bakanlıkla çok yakın bir çalışma içinde olduğunu anlatan
Akdağ, aldıkları kararların önemli bir bölümünün hızlı bir şekilde
icraata geçmesinde kurulun büyük emekleri olduğunu belirtti.
Kurulun bugün de bir durum değerlendirmesi yaptığını bildiren Bakan
Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Pandeminin ortalarında bir yerde olduğumuzu tahmin ediyoruz.
Dolayısıyla daha önümüzdeki günlerde hem koruma hem tedavi
açısından yapılacak çok önemli şeyler var. Hem vatandaşlarımızın
kendilerini korumaları hem bizim alacağımız koruma tedbirleri hem
aşılamalar hem de hastaneye yatırılan yoğun bakım hastalarının
tedavileriyle ilgili bir güncelleme yapıyor kurul. Pandemi Bilim
Kurulunun bakanlığımıza sunacağı öneriler doğrultusunda biz de bu
güncellemeleri dikkate alarak mücadelemize devam edeceğiz.''
''SALGIN HIZLI BİR ŞEKİLDE SÜRÜYOR''
Sağlık Bakanlığı Pandemi Bilim Kurulunun sözcüsü Prof. Dr. Levent
Akın da kurulda bugün alınan kararlarla ilgili bilgi verdi.
Kurulda gerek üniversite gerekse bakanlığa bağlı hastanelerden
uzmanların görüşlerini açıkladığını ifade eden Akın, ilk
değerlendirmenin salgının neresinde olunduğuyla ilgili yapıldığını
bildirdi.
Prof. Dr. Akın, ''Genel kanı illerden gelen bilgiler ve akademik
değerlendirmeler sonucu salgının Türkiye'de hızlı bir şekilde
sürdüğü. Bunun bir süre daha devam edeceği konusunda genel bir
kanımız var. Bu nedenle alınan önlemler benzer şekilde
sürdürülecek. Bu konuda bir görüş birliği zaten oluşturuldu'' diye
konuştu.
Toplantıda ayrıca salgının bölgelerdeki seyri konusunda bir
değerlendirme de yapıldığını anlatan Akın, ''Zaman zaman oynamalar
olduğu tespit edildi. Bu nedenle tüm bölgelerde, il bazında ya da
genel anlamda alınan önlemlerin sürdürülmesi özellikle vurgulandı''
dedi.
Koruma ve kontrol önlemleriyle hedef grupların da tekrar gözden
geçirildiğini kaydeden Akın, şöyle konuştu:
''Koruma önlemlerinin aynen sürdürülmesi ve özellikle aşının bu
konuda biraz daha geliştirilmesine ihtiyacımız var çünkü; bundan
sonra ortaya çıkacak hastalığın yayılması veya şiddetli vakalar,
tehlikeli vakalarla ilgili olarak alınacak önlemler önemli. Önemli
olan vakaların tehlikeli hale gelmesi ya da yaşamını kaybedecek
kadar ağır duruma düşmesinden önce hastalanmalarını
engelleyebilmek.
Bu konuda da grup üyeleri hem fikir olarak, aşının muhakkak daha
fazla oranlarda kullanılması ve daha yaygınlaştırılması böylece
toplumun daha tehlikeli noktalara gitmesi yerine bir şekilde
salgının bazı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi kontrol altına
alınabileceğinden bahsetti.''
''YÜZDE 25'İMİZ BAĞIŞIK OLSAK YETER''
Toplantıda hastanelerdeki tanı ve tedavi hizmetleriyle ilgili
uygulamaların da ele alındığını ifade eden Akın, bugüne kadarki
uygulamalarda aksayan bir yön olmadığına karar verildiğini
söyledi.
Hastaların yoğun bakıma alınması tedavileri ve taburcu
edilmeleriyle ilgili uygulamaların da ele alındığını belirten Akın,
risk yönetimiyle ilgili de değerlendirmeler yapıldığını
bildirdi.
Sağlık personeli, kronik hastalar, gebeler başta olmak üzere
belirli gruplara daha fazla ulaşmanın önemine değinildiğini
kaydeden Akın, öğretmenler, ebeveynler, yaşlılar gibi daha geniş
gruplara ulaşmak için çeşitli mekanizmalar ve tanıtım yollarının
harekete geçirilebileceğini belirtti.
Akın, ''Salgının kontrol altına alınması açısından aşılamada
belirli bir hedefiniz var mı?'' sorusu üzerine, şunları
söyledi:
''Belirli hesaplar belirli tahminler yapılıyor ama en başta yapılan
hesaplamalara projelere bağlı olarak olabildiği kadar toplumun çok
geniş bir grubunun bağışık hale gelmesi. Bağışıklık için iki tane
olasılık var ya enfeksiyonla karşılaşacaksınız ya da aşıyla bağışık
olacaksınız. Çok özel bir rakam yok ama bilinen belirli rakamlar
var. Hava yoluyla bulaşan hastalıklarda kullanılır.
Genellikle toplumun yüzde 35 ila 50'sinin bağışık olması durumunda
toplumda hastalık görülmeyecek kadar az hale gelebilir ama kısa
dönemde buna ulaşmak çok zor. Türkiye için yüzde 25 bağışıklama
oranına ulaşabilirsek, hastalığın bu kadar sayıda hızlı ilerlemesi
değil, son derece nadir bir hale gelmesi hesaplanabilir. Şu aşamada
hiç olmazsa yüzde 25'imiz bağışık olsa yeter diye bir düşünce benim
aklımdan geçiyor.''
''STOKLARDA 8 İLA 10 MİLYON DOZ AŞI BULUNMASINI
İSTİYORUZ''
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan da toplantıdan
ayrılırken, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Kurulda, hastalıktan ölenlerin sayısının açıklanması tavsiye
edilmiş, nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusu üzerine Buzgan, bu
şekilde bir tavsiyenin olmadığını sadece konunun tartışıldığını
belirtti.
Domuz gribi salgınıyla ilgili genel açıklamaların yine her salı
yapılacağını kaydeden Buzgan, dünyada ölü sayılarının açıklanması
konusunda bir uygulama olmadığına dikkati çekti.
Bu tür istatistiki bilgilerin bilim adamlarının, bu alanda
çalışanların istifadesine sunulduğunu anlatan Buzgan, bir başka
soru üzerine, buna ilişkin rakamların Avrupa Hastalık Önleme ve
Kontrol Merkezi ile Dünya Sağlık Örgütü'ne bildirildiğini
kaydetti.
''Bunların vatandaşlara açıklanmaması aşılamayı düşürür mü?''
soruna ise Buzgan, ''Vatandaşlarımıza bildirilmemesi diye bir şey
yok. Daha önce gün aşırı iken haftada iki keze düşürmüştük. Şimdi
ihtiyaç duyduğumuz zaman bunları elbette vereceğiz'' dedi.
''Dünyada 11 bin 400 ölü var, bunların 507'si Türkiye'de bunun
sebebi ne?'' sorusu üzerine Buzgan, buna dünyada laboratuvar teyidi
yapılan vakalar üzerinden bakılması gerektiğini söyledi.
ABD'de resmi ölümlerin 2 bin gibi görünmesine rağmen asıl rakamın
10 binin üzerinde olduğunun açıklandığını hatırlatan Buzgan, bunun
tespitle alakalı olduğuna dikkati çekti.
Bir başka soru üzerine Buzgan, şimdiye kadar 2 milyon kişinin
aşılandığını, günde ortalama yüz bin kişinin aşı yaptırdığını
söyledi.
Buzgan, ''Salgının Türkiye'de beklendiği gibi gidip gitmediği''
sorusu üzerine daha önce aşılama da dahil genel tedbirlerin çok iyi
bir şekilde alınması halinde ölü sayısının 400'lerde kalacağının
tahmin edildiğini hatırlatarak, aşılamanın önemine işaret etti.
Buzgan, bu sonucun öngörüleri arasında bulunduğunu belirtti.
''Türkiye'de domuz gribine karşı 6 milyon kişinin bağışık olduğunu
hatırlatılarak bunun ölü sayısının artacağı anlamına gelip
gelmediğinin'' sorulması üzerine Buzgan, nüfusun en az 3'te birinin
aşılanması durumunda salgının durabileceğine işaret etti.
Bu hastalığa karşı bağışık kişi sayısının nüfusun yüzde 10'una bile
ulaşmadığına dikkati çeken Buzgan, ''Salgının hızında artık yavaş
yavaş azalma bekleyebiliriz ama ne zaman tekrar artacağı veya
azalacağı konusunda bir tahmin yapmak mümkün değil'' dedi.
Kış şartlarıyla beraber kapalı ortamlarda daha fazla kalınmasıyla
hastalığın tekrar artış göstermesinin mümkün olduğunu kaydeden
Buzgan, hastalığın şu an normal seyrinde devam ettiğini
bildirdi.
Bir başka soru üzerine, Türkiye'nin şu anda elinde 6,5 milyon doz
domuz gribi aşısı bulunduğunu belirten Buzgan, salgının farklı bir
seyir göstermesine karşın önlem olarak da stoklarında 8 ila 10
milyon doz aşı bulunması planladıklarını kaydetti.