Türkiye, "en kötü ulusal marka" oldu

Söz konusu 10 ülkenin ne ölçüde "marka" olduğunu belirleyen araştırma, tükecilerin en çok İsveç’i tercih ettiğini gösterdi. İngiltere, ikinci sırada yer alırken Türkiye de sonuncu oldu. İngiltere’de pazar günlerinde yayımlanan The Observer gazetesine konuşan Anholt, Fransa’da tatil yapan, Alman arabalarına hayran olan, İtalyan operasını tercih eden tüketicilerin bu tercihlerinin Nike veya Nestle gibi bir marka için yapılan tercihlerden farklı olmadığına işaret etti. Anholt tarafından geliştirilen Ulusal Brand Endeksi, 5 milyon tüketicinin turizm, yönetişim, halk, kültür, yatırım ve ihracat gibi faktörler konusunda ne düşündüklerini dikkate alarak oluşturuldu. Tüketiciler, listenin ilk sırasında yer alan İsveç’e barışcıl ve adil toplumuyla istikrarlı hükümeti nedeniyle hayranlık duyuyor. İngiliz halkı ise saygılı, eğitimli, zeki, dürüst ve güvenilir olarak görülüyor. Sondan ikinci olan Rusya, şiddetli ve istikrarsız bir ülke olarak değerlendirilirken, "Amerika markası"nın zorunlu bir marka olduğu görüşü ortaya çıktı. Tükecilerin yüzde 10’u, ABD hükümetini tehlikeli bir yönetim olarak görüyor. Bu oran, İngiliz ve Alman tüketicileri arasında yüzde 25’e yükseliyor. İngiliz tüketicilerinin yüzde 15’i, Amerikalıları cahil olarak nitelendiriyor. ABD’nin dış politikasına gelen tepkiler, bu politikaların ülkenin imajını bozduğunu gösteriyor. Bu arada Simon Anholt, Türkiye’nin aşırı İslami akımlar ve insan hakları ihlalleriyle "pek haklı olmayan" bağlantılar nedeniyle son sırada yer aldığını belirtti. Olimpik oyunların düzenleme hakkı veya AB müzakeleri kararı gibi konuların tüketiciler üzerindeki etkilerine dikkat çeken Anholt, "Katılım, Unilever’in bir şirketi alıp almama kararı gibi büyük bir kurum markasıdır. Soru, bu yeni şirketin kurumun pörföyüsünü güçlendirip güçlendirmeyeceğidir. Bu asıl AB’nin Türkiye konusunda sorduğu sorulardan biridir" dedi.