Türkiye daha önce kimleri 'istenmeyen kişi' ilan etti? Son 50 yılda sadece 3 kişi...
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Osman Kavala ile ilgili ortak açıklama yapan 10 ülkenin büyükelçisinin 'istenmeyen kişi' ilan edilmesi için Dışişleri Bakanı'na talimat verdiğini söyledi. Latince “persona non grata” olarak bilinen bu diplomatik uygulamayla ilgili tartışmaları tekrar alevlendirdi.
Latince “persona non grata” yani “istenmeyen kişi” diplomasi
dilinde ikili ülke arasında ortaya çıkan krizlerde sıkça kullanılan
bir terim. 1961 yılında yürürlüğe giren ve uluslararası
ilişkilerdeki düzenlemeleri öngören Viyana Sözleşmesi’nin 9.
maddesiyle, Viyana Sözleşmesi’nin 1963 yılında yürürlüğe giren
konsolosluk işlerini düzenleyen 23. maddesi uyarınca, bir devlet,
kararını gerekçelendirmek zorunda kalmadan, kendi topraklarında
bulunan bir yabancı misyon görevlisini “persona non grata” ilan
etme olanağına sahip.
Bununla birlikte istenmeyen kişi ilan edilen yabancı misyon
görevlisi, kendisinin sığınma başvurusunda bulunmasını engelleyen
diplomatik statüsünü koruyabiliyor. Bu durumda istenmeyen kişinin
ülkesi tarafından geri çağrılarak, görev yaptığı ülkeden ayrılması
sağlanır. Bu kişi, makul bir süre içinde ülkeyi terk etmeyi
reddederse, ilgili ülke bu görevlinin diplomatik statüsünü tanımama
hakkına sahip.
Çok nadir başvurulan bir önlem
Diplomaside, “istenmeyen kişi” ilan etmek çok nadir başvurulan bir
önlem olarak değerlendiriliyor. Pratikte, bu uygulamayı yapan ülke,
misilleme ve mütekabiliyet ilkesi gereği karşı ülkenin de aynı
yönde bir karar alacağı gerçeğini göz önünde bulundurmak zorunda
kalıyor. Bu uygulama için, yabancı misyon görevlisinin görev
yaptığı ülkede yaptığı uygunsuz davranış, ulusal güvenlik için
tehlikeli bir eylemi veya işlediği özellikle ciddi bir suç gerekçe
gösterilebilir.
Türkiye daha önce kimleri istenmeyen kişi ilan
etti?
Türkiye son 50 yılda üç diplomatı resmen “istenmeyen kişi” ilan
etti. Bunlar Libya Büyükelçisi Abdülmalik (1986) ve Suriye
Büyükelçiliği müsteşarı Baladi (1986) ve sonradan dışişleri bakanı
olacak İran Büyükelçisi Mottaki (1989) idi. Resmen “istenmeyen
kişi” ilan edilmese bile son yıllarda İsviçre ve Hollanda ile
yaşanan krizlerde de Türkiye söz konusu ülkelerle bu diplomatik
yolu izlemeyi tercin etti.
1993’de Bern Büyükelçisi Kaya Toperi, PKK’lı göstericilerin
büyükelçiliğe yönelik saldırısı sırasında koruma polisleriyle
birlikte silahını ateşlemesiyle iki ülke arasında diplomatik kriz
baş gösterdi. Bir göstericinin öldüğü olayların ardından İsviçre,
dokunulmazlığı olmasına karşın Büyükelçi Toperi’yi sorgulamak
isterken ortaya çıkan krizin ardından misilleme olarak Türkiye de
benzer bir uygulamayı İsviçre’nin Ankara’daki büyükelçisi için
isteyince iki ülke diplomatik ilişkileri büyükelçilerin geri
çekilmesiyle uzun bir dönem gerginlik yaşadı.
Diplomaside son yaşanan krizler neler?
Yine son dönemde, Türkiye’nin Suriye, İsrail ve Mısır başta olmak
üzere bazı ülkelerle ilişkileri gerginleşince, resmi olarak
“istenmeyen kişi” ilan edilmemesine rağmen ilişkiler koptu ve
ülkeler karşılıklı olarak büyükelçilerini merkeze çağırdı. Son
olarak, bu tür bir kriz 2017 yılındaki Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda tarafından sınır dışı
edilmesi ve Bakan’a eşlik eden Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği
maslahatgüzarının gözaltına alınmasıyla yaşandı.
Euronews'in haberine göre, Türkiye, Hollanda'nın Ankara ve İstanbul
konsoloslukları, Hollanda Büyükelçiliği maslahatgüzarının evi ile
başkonsolosun konutuna giriş ve çıkışları güvenlik gerekçesiyle
kapattı ve izinli olarak Türkiye dışında bulunan Hollanda
Büyükelçisinin bir müddet görevine dönmemesini istedi.