Türk yargısı nereye gidiyor?
Abone olYargıdaki kriz Balçiçek Pamir'le Karşıt Görüş'te masaya yatırıldı. Farklı fikirlerin çatıştığı programda bakın neler konuşuldu?
Yargıdaki kriz Balçiçek Pamir'le Karşıt Görüş'te masaya
yatırıldı. Demokrat Yargı Başkanı Osman Can, Prof. Dr. Mithat
Sancar, Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş ve Askeri Yargıtay
Onursal Üyesi Ali Fahir Kayacan konuyu tartıştı.
ÖNCE MECLİS DEMOKRATİKLEŞMELİ
Vural Savaş, "Birtakım hukukçular özel yetkili savcıları hukuka
uygunmuş gibi gösteriyorlar. Hiçbir şekilde yaptıkları
kanunsuzlukları dile getirmiyorlar." dedi.
"Türkiyede gerçek bir demokrasi olsaydı darbeler olmazdı" diyen
Savaş, HSYK'nın ve Anayasa Mahkemesi'nin yapısının değiştirilmesi
fikrine karşı şu ifadeleri kullandı:
"Her şeyden önce halkın çoğunluğunun istediği şekilde Meclis
oluşmalı onun içinden bir hükümet oluşmalı. Demokatik bir şekilde
oluşmuş bir Meclis'in anayasa değişikliği yapmasından yanayız."
Savaş, "HSYK'da en çok oy alıp seçilmiş kişiyim, uygulamayı
gördükten sonra da istifa eden tek kişiyim" dedi.
YARGIDA TEK BİR ANLAYIŞ EGEMENDİ
Hukuksuzlukların bu kadar derin yaşandığı bir dönemin olmadığını
kaydeden Mithat Sancar, "Demokrasi sorunu vardır. Şimdiye kadar
yargı tek hat üzerinde bir ideolojik tutum sergiliyordu. Belli bir
devlet anlayışı vardı. Bunu sorgulamayacak bir şekilde hareket
ediliyordu. Yargıda çoğulculaşma ve bu çoğulculaşmanın ses bulması
sorunların daha açık hale gelmesini sağladı." dedi.
ASKERİ YARGITAY DAHA DEMOKRATİK
Yargıda son yaşananlar için, "derin kriz", "çatışma" ifadelerini
kullanan Ali Fahir Kayacan, üsluplara dikkat edilmesi gerektiğini
söyledi. "Yargıtay, Danıştay, HSYK bunlar devletin kurumlarıdır.
Adalet Bakanı'nın bu şekilde açıklama yapması doğru değil. Karşı
taraftan yapılan açıklamalara da dikkat edilmeli. HSYK yapısı
itibarıyla dar bir kurul. Çok ilginçtir, eleştirilen Askeri
Yargıtay'a daha demokratik bir yöntemle üye seçilir. HSYK'da bütün
her şeyiyle arkanızda olan 2 üye olsun seçilirsiniz. Ben 37 kişinin
oyuyla seçilmiştim."
SİSTEMİN KENDİSİ ÖTEKİLEŞTİRME ARACI OLARAK
KULLANILIYOR
Yargıdaki sorunların tarihsel temelleri olduğunu kaydeden Osman Can
toplumun bu sorunları tartışmaya başlamasının "hayra alamet"
olduğunu vurguladı. Can şöyle konuştu: "Özel yetkili ağır ceza
mahkemeleri hakim ya da savcılarını herhangi bir suçlamaya tabi
tutmaksızın konuşuyorum. Sistemin kendisinin bir düşman ceza hukuku
anlayışını, toplumsal farklılaştırma, ötekileştirme aracı olarak
kullanıldığını çok iyi biliyoruz. İdeolojik olan suçları böyle özel
bir usüle tabi mahkemelere bırakıyorsunuz, bu konuda savcıları
yetkilendiriyorsunuz. İdeolojik olan suçlara o savcıların nasıl
bakmasını beklersiniz? Özellikle yargıda üstteki ideolojik tutumu
gördüğünüz zaman. Tabii ki onların ideolojileri doğrultusunda
hareket etmesini beklersiniz." Can özel yetkili mahkemelerin
tümüyle ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti.
Erzurum'daki savcıların yetkilerinin alınmasının "Şemdinli"den çok daha öte etkileri olduğunun altını çizen Can, "Yüksek yargının, HSYK'nın bu çatışma karşısında pervasız bir şekilde ilk derece mahkemesi hakim ve savcılarını çok rahat bir şekilde harcayabileceğini görüyoruz. Bu nedenle yarattığı etkinin daha derin olduğunu düşünüyoruz." dedi.