Dünyanın en çekilmez hali yanlışta diretmek, inatta ısrarcı
olmaktır. Niye diyecekseniz bu bakış açısının şöyle bir sakıncası
vardır, elinizde yeddi imkan varsa yedisini de o yanlışın lehine
kullanıyorsunuz.
Neden bahs ediyorum derseniz buyurun bu memleketin başına bela
olan ve ırkçılığı andıran, ırkçılığın hortlamasına vesile olan
kavramlardan bahs ediyorum.
*Ne mutlu Türküm diyene,
*Varlığım Türk varlığına armağan olsun,
*Türküm, doğruyum, çalışkanım diye başlayan o ucube ant,
*Anadolu insanının özgürlüğünü simgeliyen bayrağa Türk bayrağı
demek,
*Ağırlıklı olarak Kürtlerden ve Türklerden oluşan bir
halka Türk milleti demek,
*Kürtçeyi yok saymak ve varlığı karşısında bir duruş
sergilemek,
*Tevhit bayrağını hazmedememek…vb
Bu tür tutum ve davranışlar İslam'ın özüne aykırı olup,
beklenmedik belaların başımıza gelmesine neden olurlar.
Sondan başlayayım isterseniz, merak ediyorum acaba tevhid
bayrağını hazm edemeyen bir yönetici, bir siyasetçi bu ülkede
ne hakla nasıl idarecilik yapabilir, siyasete bir değer katabilir?
hafızanızı yoklayın son terör olaylarında güvenlik güçleri Allahu
ekber dedikleri için başarılı oldular.
Lailahe illellah vayrağı bu toplumun bir gerçeği
“İster vali ol, ister yardımcısı, istersen
kaymakam
Tevhid ile aran yoksa, sana yakışmaz o
makam”
Sanmayınız ki bu milleti bir araya getiren sizin tanklarınız ve
toplarınızdır, unutmayın hala da en birleştrici unsur ümmet
ruhudur, ama anlamamakta israr eden birileri var.
Kardaş dünya üstüne dünya gese Türk milleti kavramını Anadolu
insanına kalben kabul ettilemezsiniz, Anadolu halkı Kürdüyle,
Türküyle, Arabıyla acemıyle ümmeti muhammedin bir növesidir, öylede
kalacak. Buna karşı olanlar sadece kargaşa ve kaosa hizmet
ederler.
Bu konuda diretmek dünyamıza da ahretimize de zarar verir. Türk
kavramını önceleyen 12 Eylül anayasasının vatandaşlık tanımına dört
elle sarılmak yetersizliğin bir ifadesidir, aldatıcıdır, bu toplumu
kısır tartışmalara götürür, halkın içinde tefrikaya neden olur, bu
belanın cezasını gereğinden fazla çektik, bir hada silbaştan bu
halkın gündemine getirmeye gerek yoktur.
Bundan neşet eden sorunları bir bir çözmek için 2005 yılında
Kürt sorunu benim sorumundur deyip siyasetin bütün yollarını
deneyen hem Kürt hem, Türk muanitleriyle uğraşa uğraşa barış ve
huzurun gelmesi için “baldıran zehiri olursa
içerim” deyip önemini ortaya koyan Reysi cumhurumuzun bu
kararlılığı tarihin bir gereğiydi, arkasında da durdu.
Bu kadar emekten sonra silbaştan Türk milletine dönmek bu emeğe
saygısızlıktır bence.
Yeminle söylüyorum eğer Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kararlı
duruşu olmasaydı nasıl ki yönetim boşluğundan dolayı ırakta IŞID
oluştu burada da MIŞİD olurdu ve memleketin hali pür melali
olurdu.
Olağan üstü hallerde olağan üstü işler yapılır bunlardan biri
yenianayasa olmalı; vatandaşlarımızın huzu, selamet ve zenginliğine
imkan verecek, hürriyetimize zemin hazırlayacak bir anayasa
diğer işleri de siz söyleyin olmaz mı?
“Şu bayrak ki rengi ecdamızın kanı
onu yüceltmessek ne delim bu canı”
Bu beyti bana aittir, ama bu bayrak Türk bayrağı değil, Türkiye
bayrağı olmalı ki huzur içinde yaşayalım.
Azerbeycan bayrağı,
İran bayrağı,
Suudi arabistan bayrağı,
İngiltere bayrağı… vs devletleriyle anılırken neden bizim
Türkiye bayrağı değil de Türk bayrağı olsun değil mi? Bu Türkleri
aldatmaya yönelik bir hiledir benden söylemesi, uyanık olmak
lazım.
Bize hamsi sloganlar değil, eğitim, ekonomi, bilim ve tekmoloji
lazım, enerjimizi bu alana yoğunlaştıralım bence ne dersiniz?
Bu cennet misal yarım adada dünyaya gelmişiz boş meselerle vakit
öldürüp huzur içinde yaşamayı beceremedik yazık ki ne yazık!
Şimdi yine birileri yorum yazacak “Türkiye laiktir laik
kalacak” vah malamıné başka söyleyecek bir sözünüz yok
demek, vah vah!