Türk Sineması kendini tekrarlıyor
Abone olTürk Sineması, yüzünü bir türlü bugüne dönmüyor ve nostaljik filmlerin tekrarı niteliğinde yapımlar çıkarıyor.
Sinemamız adeta nostaljik rüzgarların estiği bir mevsim yaşıyor.
Ardı ardına ‘biz bu filmi seyretmiştik’ tadında filmler giriyor
vizyona. “Papatya ile Karabiber” de böylesine bir film. Konu şöyle
özetlenebilir: İmkansız aşklar, çaresizlikler, para kazanma düşleri
ve sevenlerin ayrılması... Mayıs ayı başında vizyona giren
Ömerçip’e yakın senaryosu ile Papatya ile Karabiber, beyazperdeye
eski Yeşilçam filmlerinden anılar taşıyacak gibi. Filmin en
belirgin yanı, hikâyesi. Sait Faik Abasıyanık’ın kaleme aldığı
hikâye, Safa Önal tarafından sinemaya uyarlanmış. Hikâyenin usta
bir kalemin elinden çıkması bir tarafa, dönemin şartları içinde
beğenilerek ve sevilerek okunması başka bir tarafa; her gün daha da
gelişiyor dediğimiz Türk sineması bu tarz filmlerle ne kadar ivme
kazanacak onu bilemeyiz! Filmin konusuna gelince... Papatya (Sibel
Can) dans etmeyi seven, doğuştan harika bir sese sahip güzel bir
genç kızdır. Karabiber (Alişan) ise Papatya’nın babası cümbüşçü
Mahmut (Müjdat Gezen)’un saz grubunda bir klarnetçidir.
Küçüklüklerinden beri birlikte büyüyen Papatya ile Karabiber’in
yaşadıkları tutkulu sevdayı bilmeyen yoktur. Herkes, zamanı
geldiğinde iki âşığın mutlu bir yuva kuracağını düşünmektedir.
Yalnız bir sorun vardır; o da mahallenin huysuz ve bıçkın çocuğu
Ömer... Sevdalıların birlikteliğini delicesine kıskanan Ömer,
Papatya’nın peşinden ayrılmamaya kararlıdır. Ömer, kızın yolunu
keser, yalvarır, tehdit eder hatta genç kızın çalıştığı salonda
rezalet çıkarır. Bu arada sahneye çıktığı bir gece, Papatya’nın
dans ve ses yeteneğini fark eden Burhan Bey (Bulut Aras) onu lüks
gazinosunda yıldız yapmayı kafasına koyar. Anlaşma yapılacaktır;
ama Papatya’nın eski hayatından uzaklaşması ve uzun bir süre
evlenmemesi gerekmektedir. Papatya ile Karabiber, şöhret ve
zenginliğe kavuşma yolunda bu ayrılığa katlanma kararı alır. Bir
zaman sonra Papatya, müzik dünyasında bir yıldız olmuştur. Gazino
sahibi Burhan, iki genci ayrı tutmak için her şeyi denemektedir.
Çünkü o da içten içe Papatya’ya tutkulu bir aşk beslemektedir. Onca
gürültü patırtı içinde Papatya ile Karabiber özgün (!) senaryosu
ile sevilir ve izlenir umarız. Türk filmlerinin vizyondan iyiden
iyiye çekildiği şu günlerde bu yerli filmimiz, yıldız dolu
kadrosuyla ne yapar bilinmez. Ama bilinen şu ki, ‘Matrix’ gibi bir
yıldızın vizyonda rekorlara imza attığı bir dönemde, Papatya ile
Karabiber kötü zamanlamasıyla sanki ‘şöyle uğrayıp geçecekmiş’ gibi
geliyor bize. Ne dersiniz!.. Zaman